find out - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
find out öğrenmek v.
  • With respect to the floods, it could be said that, in times of trouble, you find out who your friends are.
  • Sel felaketiyle ilgili olarak denilebilir ki, zor zamanlarda dostlarınızın kim olduğunu öğrenirsiniz.
  • I was astonished to find out from my Christian-Democratic counterparts that pregnancy is a purely female issue.
  • Hristiyan-Demokrat meslektaşlarımdan hamileliğin tamamen bir kadın meselesi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.
  • Why can we not find out what is happening with these Structural Funds?
  • Bu Yapısal Fonlarda neler olduğunu neden öğrenemiyoruz?
Show More (81)
find out bulmak v.
  • Today we see them digging away and finding out all sorts of things.
  • Bugün onları kazarken ve her türlü şeyi bulurken görüyoruz.
  • We must find out why countries like Sweden and Finland can do that whilst other countries cannot.
  • İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler bunu yapabilirken diğer ülkelerin neden yapamadığını bulmalıyız.
  • That is what I have been able to find out so far.
  • Şu ana kadar bulabildiklerim bunlar.
Show More (10)
find out anlamak v.
  • Tom didn't find out he was adopted until he was thirteen.
  • Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.
  • When did you find out that Tom wasn't the one who Mary wanted to go to the dance with?
  • Mary'nin birlikte dansa gitmek istediği kişinin Tom olmadığını ne zaman anladın?
Show More (-1)
find out keşfetmek v.
  • No one will find out.
  • Kimse keşfetmeyecek.
Show More (-2)