|
- There is much to be done if both sides can get together.
- Her iki taraf bir araya gelebilirse yapılacak çok şey var.
- The way forward is for both sides to get together around a table.
- Bunun yolu her iki tarafın da bir masa etrafında bir araya gelmesidir.
- We realise that people are getting together to talk about the past.
- İnsanların geçmiş hakkında konuşmak için bir araya geldiklerinin farkındayız.
- There is much to be done if both sides can get together.
- Her iki taraf da bir araya gelebilirse yapılacak çok şey var.
- Every time we get together it's like nothing has changed.
- Ne zaman bir araya gelsek sanki hiçbir şey değişmemiş gibi oluyor.
- Every time we get together it's like nothing has changed.
- Ne zaman bir araya gelsek sanki hiçbir şey değişmemiş gibi.
- We get together every Monday.
- Her pazartesi bir araya geliyoruz.
- Tom and Mary would get together as often as they could.
- Tom ve Mary mümkün olduğunca sık bir araya geliyorlardı.
- Tom and Mary would get together as much as they could.
- Tom ve Mary yapabildikleri kadar çok bir araya gelirlerdi.
- We made a habit of getting together regularly.
- Düzenli olarak bir araya gelmeyi alışkanlık haline getirdik.
- We'll get together soon.
- Biz yakında bir araya geleceğiz.
- We should get together sometime.
- Bir ara bir araya gelmeliyiz.
- I always thought that Shirley and Alan would get together.
- Hep Shirley ve Alan'ın bir araya geleceğini düşünmüştüm.
- Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
- Bill ve John, çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- We all try to get together at least once a year.
- Hepimiz yılda en az bir kez bir araya gelmeye çalışırız.
- We get together once a month.
- Ayda bir kere bir araya geliriz.
- Tom and Mary would get together as often as they could.
- Tom ve Mary yapabildikleri kadar sık bir araya gelirlerdi.
- Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
- Bill ve John, ayda bir kez bir araya gelip havadan sudan konuşmayı severler.
- Tom and Mary would get together as much as they could.
- Tom ve Mary mümkün olduğunca çok bir araya geliyorlardı.
- We should get together every couple of months.
- Birkaç ayda bir bir araya gelmeliyiz.
- The last time our family got together was three Christmases ago.
- Ailemiz en son üç Noel önce bir araya gelmişti.
- Tom and his friends love to get together and play music.
- Tom ve arkadaşları bir araya gelmeyi ve müzik çalmayı severler.
- We still get together from time to time.
- Hâlâ zaman zaman bir araya geliyoruz.
- Bill and John like to get together once a month to talk.
- Bill ve John ayda bir kez bir araya gelip konuşmayı severler.
- I got together with some old friends last night.
- Dün gece bazı eski arkadaşlarımla bir araya geldim.
- I'd like to get together with you tonight.
- Bu gece seninle bir araya gelmek istiyorum.
- When can we get together?
- Ne zaman bir araya gelebiliriz?
- Tom and his friends love to get together and play music.
- Tom ve arkadaşları bir araya gelmeyi ve müzik çalmayı seviyor.
- We got together in the park.
- Parkta bir araya geldik.
- When shall we get together next?
- Bir daha ne zaman bir araya gelelim?
- We get together a lot.
- Çok bir araya geliyoruz.
- Bill and John like to get together once a month to talk.
- Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- We get together in the hut and eat and drink.
- Kulübede bir araya gelir ve yiyip içeriz.
- Maybe we could get together tomorrow afternoon.
- Belki yarın öğleden sonra bir araya gelebiliriz.
- I'd like to get together as soon as possible.
- Mümkün olduğunca çabuk bir araya gelmek istiyorum.
- Would you like to get together again next weekend?
- Gelecek hafta sonu tekrar bir araya gelmek ister misin?
- Maybe we could get together later.
- Belki daha sonra bir araya gelebiliriz.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
- Yılın bu zamanlarında insanlar aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya gelerek Hamursuz Bayramı'nı kutlar ve Paskalya'yı kutlar.
- How would you like to get together this weekend?
- Bu hafta sonu bir araya gelmeye ne dersin?
- We get together once a year.
- Yılda bir kez bir araya geliyoruz.
- We must get together for a drink some time.
- Ara sıra bir araya gelip bir şeyler içmeliyiz.
- You know times have changed when rivals like Hitachi and NEC get together.
- Hitachi ve NEC gibi rakipler bir araya gelince, zamanın değiştiğini anlıyorsun.
- I hope we'll get together soon.
- Umarım yakında bir araya geliriz.
- They like to get together and drink.
- Bir araya gelip içki içmeyi seviyorlar.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
- Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- We got together for short meeting after dinner.
- Akşam yemeğinden sonra kısa bir toplantı için bir araya geldik.
- I thought we could get together later.
- Daha sonra bir araya gelebileceğimizi düşünmüştüm.
- I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things.
- Onunla bir araya geldim çünkü bazı şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibiydik.
- We all got together and bought Tom a gift certificate for his birthday.
- Hepimiz bir araya geldik ve Tom'a doğum günü için bir hediye çeki aldık.
- We get together once a month.
- Ayda bir kez bir araya geliyoruz.
- We made a habit of getting together regularly.
- Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.
- Can we get together for lunch?
- Öğle yemeği için bir araya gelebilir miyiz?
- We should get together.
- Bir araya gelmeliyiz.
- We must get together for a drink some time.
- Bir ara bir şeyler içmek için bir araya gelmeliyiz.
- Bill and John like to get together once a month to chat.
- Bill ve John ayda bir kez sohbet etmek için bir araya gelmeyi severler.
- Bill and John like to get together once a month to chat.
- Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- We'll get together soon.
- Yakında bir araya geleceğiz.
- We get together a lot.
- Çok sık bir araya geliriz.
- Maybe you and I could get together later.
- Belki sen ve ben daha sonra bir araya gelebiliriz.
Show More (56)
|
