|
- Tom and Mary went hiking together.
- Tom ve Mary beraber yürüyüşe çıktılar.
- I wanted to go hiking with Tom.
- Tom ile yürüyüşe çıkmak istedim.
- I knew something bad would happen if Tom and Mary went hiking together.
- Tom ve Mary birlikte yürüyüşe çıkarsa kötü bir şey olacağını biliyordum.
- Tom and Mary plan to go hiking tomorrow if the weather improves.
- Tom ve Mary hava düzelirse yarın yürüyüşe çıkmayı planlıyorlar.
- Would you like to go hiking with us?
- Bizimle yürüyüşe çıkmak ister misin?
- I seldom go hiking by myself.
- Nadiren kendi başıma yürüyüşe çıkarım.
- Do you remember the time you and I went hiking together?
- Birlikte yürüyüşe çıktığımız zamanı hatırlıyor musun?
- Tom apparently went hiking with Mary three weeks ago.
- Tom görünüşe göre üç hafta önce Mary ile birlikte yürüyüşe çıktı.
- Are you all ready to go hiking?
- Hepiniz yürüyüşe çıkmaya hazır mısınız?
- Tom went hiking.
- Tom yürüyüşe çıktı.
- I went hiking in West Virginia five years ago.
- Beş yıl önce Batı Virginia'da yürüyüşe çıkmıştım.
- We'll go hiking tomorrow if the weather's good.
- Hava güzel olursa yarın yürüyüşe çıkacağız.
- Tom decided not to go hiking with Mary.
- Tom, Mary ile yürüyüşe çıkmamaya karar verdi.
- Have Tom and Mary ever gone hiking together?
- Tom ve Mary hiç birlikte yürüyüşe çıktı mı?
- Let's go hiking.
- Hadi yürüyüşe çıkalım.
- Who did Tom want to go hiking with?
- Tom kiminle yürüyüşe çıkmak istedi?
- We went hiking yesterday.
- Dün yürüyüşe çıktık.
- I wanted to go hiking with Tom.
- Tom'la yürüyüşe çıkmak istiyordum.
- Do you remember the time that you and I went hiking together?
- Birlikte yürüyüşe çıktığımız zamanı hatırlıyor musun?
- Tom likes to go hiking.
- Tom yürüyüşe çıkmayı seviyor.
- I seldom go hiking by myself.
- Nadiren tek başıma yürüyüşe çıkarım.
- Whether we go hiking or not depends on the weather.
- Yürüyüşe çıkıp çıkmayacağımız havanın durumuna bağlı.
- Can we go hiking next Monday?
- Gelecek pazartesi yürüyüşe çıkabilir miyiz?
- Tom seldom goes hiking by himself.
- Tom nadiren tek başına yürüyüşe çıkar.
- Tom wouldn't go hiking by himself.
- Tom tek başına yürüyüşe çıkmazdı.
- Tom and Mary go hiking together every summer.
- Tom ve Mary her yaz birlikte yürüyüşe çıkarlar.
- Tom and I went hiking together.
- Tom ve ben birlikte yürüyüşe çıktık.
- Tom likes to go hiking.
- Tom yürüyüşe çıkmayı sever.
- Who do you usually go hiking with?
- Genelde kiminle yürüyüşe çıkarsın?
- We'll go hiking tomorrow if the weather's good.
- Hava iyi olursa yarın yürüyüşe çıkacağız.
- We would often go hiking on sunny days.
- Güneşli günlerde sık sık yürüyüşe çıkardık.
- We went hiking on Tuesday.
- Salı günü yürüyüşe çıktık.
- We're going hiking tomorrow, weather permitting.
- Hava güzel olursa yarın yürüyüşe çıkacağız.
- Have Tom and Mary ever gone hiking together?
- Tom ve Mary hiç birlikte yürüyüşe çıktılar mı?
- Tom told me you wanted to go hiking with us.
- Tom bana bizimle yürüyüşe çıkmak istediğini söyledi.
- Tom and Mary went hiking together.
- Tom ve Mary birlikte yürüyüşe çıktılar.
- We're going hiking tomorrow, weather permitting.
- Yarın yürüyüşe çıkacağız, hava müsait olursa.
- Tom apparently went hiking with Mary three weeks ago.
- Görünüşe göre Tom üç hafta önce Mary ile yürüyüşe çıkmış.
- Let's go hiking next weekend.
- Gelecek hafta sonu yürüyüşe çıkalım.
- Let's go hiking tomorrow.
- Yarın yürüyüşe çıkalım.
- Do you want to go hiking with us?
- Bizimle yürüyüşe çıkmak ister misin?
- We plan to go hiking tomorrow.
- Yarın yürüyüşe çıkmayı planlıyoruz.
- The Isonos would often go hiking.
- Isonolar sık sık yürüyüşe çıkarlardı.
- Tom goes hiking every weekend.
- Tom her hafta sonu yürüyüşe çıkar.
- I wonder who's going to go hiking with Tom next weekend.
- Acaba gelecek hafta sonu Tom'la kim yürüyüşe çıkacak?
Show More (42)
|