|
- The last in this column of nations is Litavia that is, the Grand Duchy of Lithuania.
- Bu uluslar sütununun sonuncusu Litavya, yani Litvanya Büyük Dükalığı'dır.
- The grand project requires a high level of cooperation and coordination.
- Büyük proje yüksek düzeyde işbirliği ve koordinasyon gerektirmektedir.
- This means building in a permanent compromise, rather like the permanent grand coalition in Austria.
- Bu da Avusturya'daki kalıcı büyük koalisyon gibi kalıcı bir uzlaşmanın inşa edilmesi anlamına gelmektedir.
- The grand project requires a high level of cooperation and coordination.
- Büyük proje yüksek düzeyde işbirliği ve koordinasyon gerektiriyor.
- We do not need to make grand declarations.
- Büyük açıklamalar yapmamıza gerek yok.
- This means building in a permanent compromise, rather like the permanent grand coalition in Austria.
- Bu da Avusturya'daki kalıcı büyük koalisyon gibi kalıcı bir uzlaşmanın inşa edilmesi anlamına geliyor.
- The sum of EUR 11.5 million may be a small amount in the grander scheme of things, but it is still a lot of money.
- 11.5 milyon Euro'luk meblağ, büyük ölçekte küçük bir meblağ olabilir, ancak yine de çok büyük bir meblağdır.
- The means of doing this may be through the Loya Jirga or Grand Assembly mechanism.
- Bunu yapmanın yolu Loya Jirga veya Büyük Meclis mekanizması olabilir.
- He was, indeed, invested yesterday, by the Federal President, with the Federal Grand Cross of Merit.
- Gerçekten de dün Federal Cumhurbaşkanı tarafından Federal Büyük Liyakat Nişanı ile taltif edildi.
- You will be standing in a grand and powerful city.
- Büyük ve güçlü bir şehirde duracaksınız.
- You will be standing in a grand and powerful city.
- Geniş ve büyük bir şehirde duruyor olacaksın.
- My grand parents planned a boat trip with us.
- Büyük ebeveynlerim bizimle bir tekne gezisi planladı.
- The world is a grand ball in which everyone wears a mask.
- Dünya, herkesin maske taktığı büyük bir balodur.
- Sami was arrested for grand theft.
- Sami büyük bir hırsızlıktan tutuklandı.
- We bought a grand piano which took up half of our living room.
- Biz oturma odamızın yarısını kaplayan büyük bir piyano aldık.
- The country is unique, grand and gigantic!
- Ülke eşsiz, büyük ve devasa!
- The world is a grand ball in which everyone wears a mask.
- Dünya herkesin bir maske taktığı büyük bir balo.
Show More (14)
|