|
- There are other, better signals too, a green light as it were.
- Başka, daha iyi sinyaller de var, yeşil ışık gibi.
- Although I voted against, it showed the green light.
- Aleyhte oy kullanmama rağmen yeşil ışık yandı.
- It would not be fair because, without the green light from the UN, it would be an affront to international law.
- Bu adil olmayacaktır çünkü BM'nin yeşil ışığı olmadan uluslararası hukuka aykırı olur.
- We need a green light for the White Paper.
- Beyaz Kitap için yeşil ışığa ihtiyacımız var.
- As some of you have said, the green light must be given to the GALILEO project once and for all.
- Bazılarınızın da söylediği gibi GALILEO projesine bir an önce yeşil ışık yakılmalıdır.
- The adoption of the report to be voted on tomorrow will give the green light to enlargement.
- Yarın oylanacak olan raporun kabul edilmesi genişlemeye yeşil ışık yakacaktır.
- Instead, the sustainable use of pesticides gives the green light to the spreading of poison.
- Bunun yerine pestisitlerin sürdürülebilir kullanımı zehirin yayılmasına yeşil ışık yakmaktadır.
- The pedestrians must cross only at the green light.
- Yayalar sadece yeşil ışıkta geçmelidirler.
- The pedestrians must cross only at the green light.
- Yayalar sadece yeşil ışıkta geçmelidir.
Show More (6)
|
