grinding - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
grinding ağırlaşan adj.
  • Suicide rates rose because of the grinding economic crisis.
  • İntihar oranları, ağırlaşan ekonomik kriz nedeniyle artmıştır.
Show More (-2)
grinding gıcırdama n.
  • You should change the engine oil to prevent that grinding noise.
  • Bu gıcırdama sesini önlemek için motor yağını değiştirmelisiniz.
Show More (-2)