grounds for (something) - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
grounds for (something) (bir şey) gerekçesi n.
  • I do not think that a wave of hysteria is sufficient grounds for legislation by the European Commission.
  • Bir histeri dalgasının Avrupa Komisyonu tarafından bir yasa çıkarılması için yeterli bir gerekçe olduğunu düşünmüyorum.
  • It should be used where there are reasonable grounds for concern.
  • Endişelenmek için makul gerekçelerin olduğu durumlarda kullanılmalıdır.
  • There are clear grounds for suspecting the United States of illegal industrial espionage.
  • ABD'nin yasa dışı sanayi casusluğu yaptığından şüphelenmek için açık gerekçeler vardır.
Show More (14)
grounds for (something) (bir şey) nedeni n.
  • There are further grounds for concern at the possible impact of the ASPA.
  • ASPA'nın olası etkileri konusunda endişelenmek için başka nedenler de var.
  • In 1999 there were good grounds for suspecting that the war was not only about Kosovo.
  • 1999 yılında savaşın sadece Kosova ile ilgili olmadığından şüphelenmek için iyi nedenler vardı.
  • There are real grounds for optimism and I continue to hope that the EU will have up to ten new members in 2004.
  • İyimser olmak için gerçek nedenler var ve AB'nin 2004 yılında on yeni üyeye sahip olacağını ummaya devam ediyorum.
Show More (1)
grounds for (something) (bir şey) sebebi n.
  • If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.
  • Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.
  • There are grounds for optimism.
  • İyimser olmak için sebepler var.
  • He has good grounds for believing that.
  • Buna inanmak için iyi sebepleri var.
Show More (0)