|
- It was interesting to hear about the inter-institutional recruitment office.
- Kurumlar arası işe alım ofisini duymak ilginçti.
- We heard about the large-scale repression of Catholics and Muslims earlier on.
- Daha önce Katoliklere ve Müslümanlara yönelik geniş çaplı baskıları duymuştuk.
- When was the last time we heard about 'normalisation'?
- En son ne zaman "normalleşme" hakkında bir şeyler duyduk?
- We have heard about the Joint European Venture Programme and why it has failed.
- Avrupa Ortak Girişim Programını ve neden başarısız olduğunu duyduk.
- I can clearly remember the first time I heard about them on the radio.
- Onları radyoda ilk duyduğum zamanı net bir şekilde hatırlayabiliyorum.
- We are quite tired of hearing about development targets.
- Kalkınma hedeflerini duymaktan oldukça yorulduk.
- We would, however, like to hear about the prospects for a crucial sector.
- Bununla birlikte, önemli bir sektöre ilişkin beklentileri de duymak isteriz.
- We have heard about chainsaws, but there are many other examples.
- Motorlu testereleri duyduk ama başka pek çok örnek de var.
- The more I hear about these, the more confusing I think they are.
- Bunlar hakkında ne kadar çok şey duyarsam, o kadar kafa karıştırıcı olduklarını düşünüyorum.
- We often hear about good examples of voluntary agreements.
- Gönüllü anlaşmaların iyi örneklerini sık sık duyuyoruz.
- We would, however, like to hear about the prospects for a crucial sector.
- Bununla birlikte önemli bir sektöre ilişkin beklentileri de duymak isteriz.
- We have heard about chainsaws, but there are many other examples.
- Motorlu testereleri duyduk ancak başka birçok örnek var.
- When was the last time we heard about 'normalisation'?
- En son ne zaman 'normalleşme' hakkında bir şeyler duyduk?
- I suppose you've heard about what happened to Tom.
- Sanırım Tom'a ne olduğunu duymuşsunuzdur.
- Do you want to hear about what I did last summer?
- Geçen yaz ne yaptığımı duymak ister misin?
- I assume that you've heard about what happened to Tom.
- Sanırım Tom'a ne olduğunu duydun.
- No one has heard about this.
- Kimse bunu duymadı.
- I don't want to hear about them.
- Onlar hakkında bir şey duymak istemiyorum.
- I don't want to hear about all your ex-boyfriends.
- Eski erkek arkadaşların hakkında bir şey duymak istemiyorum.
- I'm sure you heard about Tom's new wife.
- Eminim Tom'un yeni karısını duymuşsundur.
- I don't know what you heard about Mary.
- Mary hakkında ne duyduğunu bilmiyorum.
- Tom heard about the murder from Mary.
- Tom cinayeti Mary'den duymuş.
- I assume you've heard about what happened here yesterday.
- Dün burada olanları duyduğunuzu varsayıyorum.
- Do you want to hear about what we did?
- Yaptığımız şey hakkında duymak ister misin?
- I heard about your problems from Tom.
- Senin sorunlarını Tom'dan duydum.
- Sami was heartbroken when he heard about the affair.
- İlişkiyi duyduğunda Sami'nin kalbi kırıldı.
- It was interesting to hear about school life in Britain.
- İngiltere'deki okul hayatını duymak ilginçti.
- I heard about it.
- Bunu duydum.
- It was not until yesterday that I heard about the accident.
- Düne kadar kazayı duymamıştım.
- I heard about what happened to Tom.
- Tom'a ne olduğunu duydum.
- I don't want to hear about what Tom did this morning.
- Tom'un bu sabah ne yaptığını duymak istemiyorum.
- I suppose you've heard about Tom.
- Sanırım Tom'u duymuşsunuzdur.
- I'm sorry to hear about this.
- Bunu duyduğum için üzgünüm.
- I don't want to hear about all your old girlfriends.
- Eski kız arkadaşlarını duymak istemiyorum.
- I heard about your party.
- Partinizi duydum.
- Don't believe everything you hear about me.
- Benim hakkımda duyduğunuz her şeye inanmayın.
- I want to hear about it.
- Bunu duymak istiyorum.
- I heard about that.
- Bunu duydum.
- I've heard about all your problems.
- Bütün sorunlarını duydum.
- I want to hear about what you plan to do.
- Ne yapmayı planladığınızı duymak istiyorum.
- I just heard about what happened to Tom.
- Tom'a ne olduğunu yeni duydum.
- She broke down when she heard about the accident.
- O, kazayı duyduğunda yıkıldı.
- Don't believe everything you hear about Mary.
- Mary hakkında duyduğun her şeye inanma.
- I assume you heard about Tom's death.
- Tom'un ölümünü duyduğunu sanıyorum.
- I heard about the accident for the first time yesterday.
- Kazayı ilk kez dün duydum.
- I'm sure you heard about what happened.
- Ne olduğunu duyduğuna eminim.
- I just heard about it thirty minutes ago.
- Olayı 30 dakika önce duydum.
- Tom heard about the fire from Mary.
- Tom yangını Mary'den duymuş.
- I remember hearing about Tom.
- Tom hakkında duyduklarımı hatırlıyorum.
- You may not have heard about this.
- Bunu duymamış olabilirsiniz.
- I don't want to hear about your personal problems.
- Kişisel sorunlarını duymak istemiyorum.
- I'm sorry to hear about what's happened here.
- Burada neler olduğunu duyduğuma üzgünüm.
- I don't want to hear about them.
- Onları duymak istemiyorum.
- I'm sure you heard about what Tom did.
- Eminim Tom'un yaptıklarını duymuşsundur.
- I assume you heard about Tom's death.
- Tom'un ölümünü duyduğunuzu varsayıyorum.
- Tom heard about what happened from Mary.
- Tom ne olduğunu Mary'den duydu.
- I assume you've heard about what happened to Tom.
- Tom'a ne olduğunu duyduğunu sanıyorum.
- I'm sure you heard about what happened.
- Eminim olanları duymuşsunuzdur.
- I think Tom would like to hear about this.
- Bence Tom bunu duymak isteyecektir.
- I don't want Tom to hear about this.
- Tom'un bunu duymasını istemiyorum.
- I have heard about this kind of thing, but I have never seen it.
- Böyle bir şey duydum ama hiç görmedim.
- I only heard about it myself a couple of minutes ago.
- Ben de sadece birkaç dakika önce duydum.
- People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought.
- İnsanlar hakkınızda duydukları tüm iyi şeyleri sorgularken, tüm kötü şeylere hiç düşünmeden inanırlar.
- I heard about your problems.
- Senin sorunlarını duydum.
- He was surprised to hear about the murder case.
- Cinayet davasını duyunca şaşırdı.
- I heard about everything.
- Her şeyi duydum.
- I am sure you heard about the explosion that happened in Istanbul.
- Eminim İstanbul'da olan patlamayı duymuşsunuzdur.
- I remember hearing about them.
- Onları duyduğumu hatırlıyorum.
- I am very happy to hear about your engagement.
- Nişanını duyduğuma çok mutlu oldum.
- Why haven't we heard about this before now?
- Neden daha önce bu konuyu duymadık?
- I'm very happy to hear about the party.
- Partiyi duyduğuma çok sevindim.
- I don't want to hear about all your ex-girlfriends.
- Eski kız arkadaşlarını duymak istemiyorum.
- Have you ever heard about Hollywood accounting?
- Hollywood muhasebesini hiç duydun mu?
- It was a shock to hear about Tom's divorce.
- Tom'un boşandığını duymak şok etkisi yarattı.
- It was a shock to hear about her divorce.
- Boşandığını duymak şok etkisi yarattı.
- What will happen if people hear about this?
- Eğer insanlar bunu duyarsa ne olur?
- I heard about Tom's accident.
- Tom'un kazasını duydum.
- I heard about it directly from my neighbour.
- Ben doğrudan komşumdan duydum.
- I remember hearing about them.
- Onlar hakkında bir şeyler duyduğumu hatırlıyorum.
- I heard about him.
- Onu duydum.
- I assume you've heard about Tom's promotion.
- Tom'un terfisini duyduğunu varsayıyorum.
- Would you like to hear about what I did last summer?
- Geçen yaz ne yaptığımı duymak ister misin?
- Tom didn't want to hear about all of Mary's problems, but he sat quietly and listened.
- Tom, Mary'nin tüm sorunlarını duymak istemedi ama sessizce oturdu ve dinledi.
- I don't know what you heard about Tom.
- Tom hakkında ne duyduğunu bilmiyorum.
- I want to hear about your plans.
- Planlarını duymak istiyorum.
- I assume that you've heard about what happened to Tom.
- Tom'a ne olduğunu duyduğunuzu varsayıyorum.
- I don't want to hear about all your ex-boyfriends.
- Eski erkek arkadaşlarını duymak istemiyorum.
- I supposed that I would hear about it sooner or later.
- Ben er ya da geç bunu duyacağımı düşündüm.
- I'm sure you heard about what Tom did.
- Eminim Tom'un ne yaptığını duymuşsundur.
- I remember hearing about him.
- Onu duyduğumu hatırlıyorum.
- I want to hear about what happened.
- Ne olduğunu duymak istiyorum.
- Do you want to hear about what we did?
- Ne yaptığımızı duymak ister misin?
- I don't want to hear about her.
- Onun hakkında bir şey duymak istemiyorum.
- I just heard about what happened to Tom.
- Az önce Tom'a ne olduğunu duydum.
- I had never heard about Lviv before.
- Lviv'i daha önce hiç duymamıştım.
- I take it you haven't heard about what happened.
- Sanırım olanları duymadınız.
- Did you hear about Tom's resignation?
- Tom'un istifasını duydunuz mu?
- Tom didn't want to hear about all of Mary's problems, but he sat quietly and listened.
- Tom Mary'nin problemlerinin tamamını duymak istemiyordu fakat sessizce oturdu ve dinledi.
- I heard about Tom and Mary.
- Tom ve Mary'yi duydum.
- I'm sure you've heard about the fire.
- Yangını duyduğundan eminim.
- I am very happy to hear about your engagement.
- Nişanlandığınızı duyduğuma çok sevindim.
- I've heard about all your problems.
- Tüm sorunlarını duydum.
- I heard about her.
- Onu duydum.
- I heard about them.
- Ben onları duydum.
- It was horrible to hear about the crime.
- Bu suçu duymak korkunçtu.
- I've heard about what happened.
- Olanları duydum.
- He was surprised to hear about the murder case.
- Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.
- Don't believe everything you hear about me.
- Benim hakkımda duyduğun her şeye inanma.
- I assume that you've heard about what happened here yesterday.
- Dün burada olanları duyduğunuzu varsayıyorum.
- I'm sure you heard about the fire.
- Yangını duyduğuna eminim.
- I don't want to hear about him.
- Onun hakkında bir şey duymak istemiyorum.
- You've heard about it, haven't you?
- Bunu duydun, değil mi?
- I'm tired of hearing about Tom and Mary.
- Tom ve Mary hakkında bir şeyler duymaktan bıktım.
- I don't want to hear about it.
- Bunu duymak istemiyorum.
- I take it you haven't heard about what happened.
- Sanırım ne olduğunu duymadın.
- I heard about you and them.
- Seni ve onları duydum.
- I'm sure you've heard about the fire.
- Eminim yangını duymuşsundur.
- Tom said he thought Mary would be amused when she heard about what John had done.
- Tom, John'un yaptıklarını duyunca Mary'nin eğleneceğini düşündüğünü söyledi.
- I heard about you and her.
- Sen ve onu duydum.
- I supposed that I would hear about it sooner or later.
- Bunu er ya da geç duyacağımı sanıyordum.
- I'll make sure that no one hears about this incident.
- Bu olayı kimsenin duymamasını sağlayacağım.
- I'm sick of hearing about it.
- Bunu duymaktan bıktım.
- No one has heard about this.
- Hiç kimse bunu duymadı.
- I heard about you from Tom.
- Seni Tom'dan duydum.
- Tom laughed when he heard about what Mary had done.
- Tom, Mary'nin yaptıklarını duyunca güldü.
- Did you hear about Tom's promotion?
- Tom'un terfisini duydunuz mu?
- I hear about that the network is very popular now.
- Bu kanalın şu sıralar çok popüler olduğunu duydum.
- How did Sami react when he heard about Layla's test results?
- Sami, Layla'nın test sonuçlarını duyunca ne tepki verdi?
- I heard about what happened.
- Olanları duydum.
- I heard about you from my nephew.
- Seni yeğenimden duydum.
- How did you hear about Tatoeba in the first place?
- Tatoeba'yı ilk olarak nasıl duydunuz?
- Do you want to hear about what Tom did?
- Tom'un ne yaptığını duymak ister misin?
- I don't want to hear about what you did yesterday.
- Dün ne yaptığını duymak istemiyorum.
- Sami was heartbroken when he heard about the affair.
- İlişkiyi duyunca Sami'nin kalbi kırıldı.
- I heard about the fire.
- Yangını duydum.
- If there had been a problem, we'd have heard about it.
- Eğer bir sorun olsaydı, bunu duyardık.
- I am sure you heard about the explosion that happened in Istanbul.
- Eminim İstanbul'da meydana gelen patlamayı duymuşsunuzdur.
- I've heard about what happened.
- Neler olduğunu duydum.
- I heard about what happened at school today.
- Bugün okulda olanları duydum.
- I don't know what you heard about them.
- Onların hakkında ne duyduğunu bilmiyorum.
- We often hear about an energy crisis these days.
- Bugünlerde sık sık bir enerji krizi duyuyoruz.
- I heard about what happened at school today.
- Bugün okulda ne olduğunu duydum.
- I heard about what happened.
- Ne olduğunu duydum.
- I don't want to hear about him.
- Onu duymak istemiyorum.
- I heard about your problems from Tom.
- Sorunlarınızı Tom'dan duydum.
- Tom didn't act like he'd even heard about what had happened.
- Tom olanları duymuş gibi bile davranmadı.
- Did you hear about the time Tom tried to kill Mary?
- Tom'un Mary'yi öldürmeye çalıştığını duydunuz mu?
- It was interesting to hear about school life in Britain.
- İngiltere'deki okul yaşamı hakkında duymak ilginçti.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- I assume you've heard about Tom's promotion.
- Sanırım Tom'un terfisini duydun.
- I heard about you and Tom.
- Sen ve Tom'u duydum.
- Did you hear about what happened last night?
- Dün gece olanları duydunuz mu?
- He wanted to hear about the news.
- Haberi duymak istedi.
- Why haven't we heard about this before now?
- Neden bunu daha önce duymadık?
- I suppose you've heard about what happened to Tom.
- Sanırım Tom'a ne olduğunu duydun.
- I don't know what you heard about them.
- Onlar hakkında ne duyduğunu bilmiyorum.
- I hadn't heard about that.
- Bunu duymamıştım.
- When Tom heard about what happened, he smiled.
- Tom, olanları duyduğunda gülümsedi.
- I've heard about it.
- Bunu duymuştum.
- I would love to hear about how your wedding planning is going!
- Düğün planlamalarınızın nasıl gittiğini duymak isterim!
- I heard about Tom's problems.
- Tom'un sorunlarını duydum.
- Did you hear about what happened here this afternoon?
- Bu öğleden sonra burada olanları duydunuz mu?
- I heard about Tom.
- Tom'u duydum.
- Sami never heard about this girl before.
- Sami bu kızı daha önce hiç duymamış.
- I don't think you want to hear about my problems.
- Sorunlarımı duymak istediğini sanmıyorum.
- This is the first time I've heard about it.
- Bunu ilk kez duyuyorum.
- Did you hear about what happened?
- Olanları duydunuz mu?
- I heard about the problems Tom caused.
- Tom'un neden olduğu sorunları duydum.
- Tom didn't want to hear about my problems.
- Tom sorunlarımı duymak istemedi.
- I'm sure you heard about the fire.
- Eminim yangını duymuşsundur.
- How did you hear about us?
- Bizi nasıl duydunuz?
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanları duymak tepemi attırıyor.
- Tom heard about what happened from Mary.
- Tom olanları Mary'den duymuş.
- Tom heard about the fire from Mary.
- Tom yangını Mary'den duydu.
- I heard about it directly from my neighbour.
- Bunu doğrudan komşumdan duydum.
- I heard about your party.
- Partini duydum.
- I am sure you heard about the explosion that happened in Istanbul.
- İstanbul'da meydana gelen patlamayı kesin duymuşsundur.
- I assume you've heard about what happened to Tom.
- Sanırım Tom'a ne olduğunu duydun.
- I remember hearing about her.
- Onu duyduğumu hatırlıyorum.
- I heard about your problems with Tom.
- Tom'la olan sorunlarını duydum.
- I don't want to hear about her.
- Onu duymak istemiyorum.
- When did you hear about it?
- Bunu ne zaman duydun?
- Did you hear about what happened in Boston yesterday?
- Dün Boston'da olanları duydunuz mu?
- We've all heard about you.
- Hepimiz seni duyduk.
- Tom doesn't want to hear about it.
- Tom bunu duymak istemiyor.
- I want to hear about what happened.
- Neler olduğunu duymak istiyorum.
- Don't believe everything you hear about the special forces.
- Özel kuvvetler hakkında duyduğun her şeye inanma.
- I don't want to hear about it anymore.
- Artık bunu duymak istemiyorum.
- How did Sami react when he heard about Layla's test results?
- Sami, Leyla'nın test sonuçlarını duyunca nasıl tepki verdi?
- Tom, if there's a problem, I want to hear about it.
- Tom, eğer bir sorun varsa, bunu duymak istiyorum.
- Tom said he thought Mary would be amused when she heard about what John had done.
- Tom, Mary'nin John'un yaptıklarını duyduğunda eğleneceğini düşündüğünü söyledi.
- When Tom heard about what happened, he smiled.
- Tom olanları duyunca gülümsedi.
- Did you hear about the big earthquake in Japan?
- Japonya'daki büyük depremi duydunuz mu?
- I don't want to hear about Tom.
- Tom'u duymak istemiyorum.
- Let's hear about it.
- Bunu duyalım.
- I have heard about this kind of thing, but I have never seen it.
- Böyle bir şey duymuştum ama hiç görmemiştim.
- I heard about you and him.
- Seni ve onu duydum.
- Don't believe everything you hear about Tom.
- Tom hakkında duyduğun her şeye inanma.
- What will happen if people hear about this?
- İnsanlar bunu duyarsa ne olacak?
- What I really want to hear about is Tom's new girlfriend.
- Asıl duymak istediğim şey Tom'un yeni kız arkadaşı.
- Are you sure you want to hear about this?
- Bunu duymak istediğine emin misin?
- She broke down when she heard about the accident.
- Kazayı duyunca yıkıldı.
- I assume you've heard about what happened here yesterday.
- Sanırım dün burada ne olduğu hakkında duydun.
- Don't believe everything you hear about the special forces.
- Özel kuvvetler hakkında duyduğunuz her şeye inanmayın.
- Tom must have heard about what happened.
- Tom olanları duymuş olmalı.
Show More (202)
|
