hone - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
hone bilemek v.
  • The butcher was honing the knife before cutting.
  • Kasap, kesime başlamadan önce bıçağını biledi.
Show More (-2)
hone (beceriyi) geliştirmek v.
  • She set about honing her skills as a musician.
  • Bir müzisyen olarak yeteneklerini geliştirmeye başladı.
Show More (-2)