Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
democratic social party
avoir un besoin maladif de
résoudre (problème)
elenmiş kömür
individual's personality
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
in secret
gizlice
adv.
It would be outrageous to do that
in secret
and without accountability.
Bunu
gizlice
ve hesap vermeden yapmak çok çirkin olurdu.
He had to continue his trip
in secret.
Gezisine
gizlice
devam etmek zorunda kaldı.
Tom and Mary married
in secret.
Tom ve Mary
gizlice
evlendiler.
We left
in secret.
Gizlice
ayrıldık.
He married her
in secret.
Onunla
gizlice
evlendi.
Aliens controlled Earth's progress
in secret.
Uzaylılar Dünya'nın gelişimini
gizlice
kontrol ettiler.
Sami and Layla started meeting
in secret.
Sami ve Layla
gizlice
buluşmaya başladılar.
He had to continue his trip
in secret.
Seyahatine
gizlice
devam etmek zorundaydı.
We left
in secret.
Biz
gizlice
ayrıldık.
Tom and Mary got married
in secret.
Tom ve Mary
gizlice
evlendi.
They met
in secret.
Gizlice
buluştular.
Tom and Mary got married
in secret.
Tom ve Mary
gizlice
evlendiler.
Show More (9)
2
in secret
gizlilik içinde
adv.
Having seen today's agenda, I have to say that this legislative work must be taking place
in secret.
Bugünkü gündemi gördükten sonra, bu yasama çalışmalarının
gizlilik içinde
yürütüldüğünü söylemek zorundayım.
Show More (-2)