|
- The days are longer in the summer.
- Günler yazın daha uzundur.
- We're usually busier in the summer than in the winter.
- Biz genellikle yazın kışın olduğundan daha yoğunuz.
- In the summer, it's very humid.
- Yazın, hava çok nemlidir.
- I often go swimming at the beach in the summer.
- Yazın sık sık plaja yüzmeye giderim.
- I used to go to Uist in the summer.
- Yazın Uist'e giderdim.
- We usually go to the beach in the summer.
- Genelde yazın sahile gideriz.
- Don't you usually go to the country in the summer?
- Yazın genellikle kırsala gitmiyor musun?
- It's very hot here in the summer.
- Yazın burası çok sıcak oluyor.
- It is very hot here in the summer.
- Yazın burası çok sıcak olur.
- Tom plays baseball in the summer.
- Tom yazın beyzbol oynuyor.
- It gets quite hot here in the summer.
- Yazın burası çok sıcak olur.
- In the summer, it's very humid.
- Yazın hava çok nemli olur.
- We have many customers in the summer.
- Yazın çok müşterimiz oluyor.
- Tom plays baseball in the summer.
- Tom yazın beyzbol oynar.
- I only do that in the summer.
- Bunu sadece yazın yapıyorum.
- In the summer, I wear cotton shirts.
- Yazın pamuklu gömlekler giyerim.
- We all know that people leave more in the summer.
- Hepimiz biliyoruz ki, insanlar yazın daha çok giderler.
- I went to Bali in the summer.
- Yazın Bali'ye gitmiştim.
- In the summer, I wear cotton shirts.
- Yazın pamuklu gömlekler giyiyorum.
- In the summer, we're used to going swimming in the river.
- Yazın nehirde yüzmeye gideriz.
- It gets quite hot in the summer.
- Yazın burası çok sıcak olur.
- I like cotton clothing in the summer.
- Yazın pamuklu giysileri severim.
- Japan is hot and humid in the summer.
- Japonya yazın sıcak ve nemlidir.
- In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
- Tom does that every day in the summer.
- Tom bunu yazın her gün yapar.
- I'm in the pool every day in the summer.
- Ben yazın her gün havuzdayım.
- He has to go to England in the summer.
- O, yazın İngiltere'ye gitmek zorunda.
- I take a bath every morning in the summer.
- Yazın her sabah banyo yaparım.
- It's cold there even in the summer.
- Orası yazın bile soğuktur.
- How many times do you go to the beach to swim in the summer?
- Yazın yüzmek için kaç kez sahile gidiyorsun?
- In the summer, eggs soon go bad.
- Yazın yumurtalar çabuk bozulur.
- I went to Bali in the summer.
- Yazın Bali'ye gittim.
- In the summer, days are long and nights are short.
- Yazın günler uzun, geceler kısadır.
- In England, in the summer, the sun rises at about 4 a.m.
- İngiltere'de yazın güneş saat 4 gibi doğar.
- In the summer, we're used to going swimming in the river.
- Yazın nehirde yüzmeye gitmeye alışkındık.
- Do you usually go to the country in the summer?
- Genellikle yazın kırsala gider misin?
- In the summer, I wear short-sleeve shirts.
- Yazın kısa kollu gömlekler giyerim.
- I often go swimming at the beach in the summer.
- Yazın sık sık sahile yüzmeye giderim.
- I'm in the pool every day in the summer.
- Yazın her gün havuzdayım.
- He likes swimming in the summer.
- Yazın yüzmeyi seviyor.
- In the summer the humidity is high.
- Yazın nem yüksektir.
- My younger brother swims every day in the summer.
- Küçük kardeşim yazın her gün yüzer.
- In the summer, we enjoy outdoor sports.
- Yazın, açık hava sporlarını severiz.
- In the summer, people go to the beach.
- Yazın, insanlar plaja gider.
- What do people usually do in the summer around here?
- İnsanlar yazın genellikle buralarda ne yapar?
- This happened often in the summer.
- Yazın da sık sık olurdu.
- What's your favorite way to stay cool in the summer?
- Yazın serin kalmanın en sevdiğiniz yolu nedir?
- In the summer I wear short-sleeved shirts.
- Yazın kısa kollu gömlek giyerim.
- It's hot in Kyoto in the summer.
- Kyoto yazın çok sıcak olur.
- We usually go to the beach in the summer.
- Yazın genellikle plaja gideriz.
- It gets very humid here in the summer.
- Yazın hava burada çok nemlidir.
- Italy's beaches are crowded in the summer.
- İtalya'nın plajları yazın kalabalık olur.
- In the summer, we enjoy outdoor sports.
- Yazın, açık hava sporlarının tadını çıkarırız.
- There's nothing like cold watermelon in the summer.
- Yazın soğuk karpuz gibisi yoktur.
- Italy's beaches are crowded in the summer.
- İtalya'nın sahilleri yazın kalabalıktır.
- A lot of people swim here in the summer.
- Yazın çok sayıda kişi burada yüzer.
- It is very hot here in the summer.
- Yazın hava burada çok sıcak.
- It's too hot in the summer.
- Yazın hava çok sıcak oluyor.
- I do this only in the summer.
- Bunu sadece yazın yapıyorum.
- I swim almost every day in the summer.
- Yazın neredeyse her gün yüzerim.
- I only do this in the summer.
- Bunu sadece yazın yapıyorum.
- He has to go to England in the summer.
- Yazın İngiltere'ye gitmesi gerekiyor.
- In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
- Tom likes swimming in the summer.
- Tom yazın yüzmeyi sever.
- Don't you usually go to the country in the summer?
- Genelde yazın taşraya gitmez misin?
- We have many customers in the summer.
- Yazın birçok müşterimiz vardır.
- We usually eat outside on the porch in the summer.
- Yazın genellikle dışarıda verandada yemek yeriz.
- I always went to Miami in the summer.
- Ben yazın her zaman Miami'ye gittim.
- In the summer, eggs go bad quickly.
- Yazın yumurtalar çabuk bozulur.
- The climate of England isn't as mild as Japan, but in the summer, it's much cooler.
- İngiltere'nin iklimi Japonya kadar ılıman değil, ama yazın çok daha serin.
- I plan to go to Europe in the summer.
- Yazın Avrupa'ya gitmeyi planlıyorum.
- This pond doesn't go dry even in the summer.
- Bu gölet yazın bile kurumaz.
- In the summer, people go to the beach.
- Yazın insanlar plaja gider.
- In the summer I like to swim naked in the pond.
- Yazın gölette çıplak yüzmeyi severim.
- I like cotton clothing in the summer.
- Yazın pamuklu giysileri giymeyi severim.
- In the summer, ants gather food for the winter.
- Yazın karıncalar kış için yiyecek toplar.
- Tom sleeps in the nude in the summer.
- Tom yazın çıplak uyur.
- In the summer, I wear short-sleeve shirts.
- Yazın kısa kollu tişörtler giyerim.
- It gets very humid here in the summer.
- Yazın burası çok nemli olur.
- I usually sleep with my windows open in the summer.
- Yazın genellikle pencerelerim açık uyurum.
- In the summer I wear short-sleeved shirts.
- Yazın kısa kollu gömlekler giyerim.
- In the summer it's very hot in southern Spain.
- Yazın İspanya'nın güneyi çok sıcak olur.
- What's your favorite drink in the summer?
- Yazın en sevdiğiniz içecek nedir?
- Tom likes to go swimming in the summer.
- Tom yazın yüzmeye gitmeyi sever.
- It's hot in Kyoto in the summer.
- Yazın Kyoto'da hava sıcak.
- It's really hot here in the summer.
- Yazın burası çok sıcak olur.
- What's your favorite way to stay cool in the summer?
- Yazın serinlemek için en sevdiğin yol nedir?
- How hot does it get in Boston in the summer?
- Boston'da yazın hava ne kadar sıcak olur?
- It's really humid here in the summer.
- Yazın burası çok nemli olur.
- It's too hot in the summer.
- Yazın hava çok sıcak.
- New York weather is hot and humid in the summer.
- New York'ta hava yazın, sıcak ve nemlidir.
- We go to the seashore in the summer.
- Biz yazın deniz kenarına gideriz.
- St Mark's Square in Venice is always swarming with tourists in the summer.
- Venedik'teki San Marco meydanı yazın hep turist kaynıyor.
- It tends to rain here a lot in the summer.
- Burada yazın çok yağmur yağar.
- How many times do you go to the beach to swim in the summer?
- Yazın kaç kere yüzmek için plaja gidersin?
- In the summer the humidity is high.
- Yazın nem oranı yüksek olur.
- What do people usually do in the summer around here?
- Buralarda insanlar yazın genelde ne yaparlar?
- What's your favorite drink in the summer?
- Yazın favori içeceğin nedir?
- Sometimes in the summer it gets so hot that people lose all their energy and get catatonic.
- Bazen yazın hava o kadar sıcak olur ki insanlar tüm enerjilerini kaybeder ve katatonik olurlar.
- In the summer, they used to play on the beach all day long.
- Yazın bütün gün sahilde oynarlardı.
Show More (97)
|
