|
- He rang me before I came into the Chamber asking me if it would be possible to do that; it is in your hands.
- Oda'ya gelmeden önce beni aradı ve bunu yapmanın mümkün olup olmadığını sordu; bu sizin elinizde.
- Running, jumping, and getting over the deadly traps is in your hands.
- Koşmak, zıplamak ve ölümcül tuzakların üstesinden gelmek sizin elinizde.
- My fate isn't in your hands.
- Kaderim sizin ellerinizde değil.
- Tom's life is in your hands.
- Tom'un yaşamı sizin ellerinizde.
- The future is in your hands.
- Gelecek sizin ellerinizde.
- My life is in your hands.
- Benim yaşamım sizin ellerinizde.
- My future is in your hands.
- Benim geleceğim sizin ellerinizde.
Show More (4)
|
