inconsistency - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
inconsistency tutarsızlık n.
  • Her inconsistencies resulted in the breakdown of their friendship.
  • Kızın tutarsızlıkları arkadaşlıklarının bozulmasına neden oldu.
  • This is an example of extreme inconsistency.
  • Bu aşırı bir tutarsızlık örneğidir.
  • The approach chosen by the Council also risks accusations of inconsistency.
  • Konsey tarafından seçilen yaklaşım tutarsızlık suçlamalarını da beraberinde getirme riski taşımaktadır.
Show More (10)
inconsistency aykırılık n.
  • There were striking inconsistencies between the two reports.
  • İki rapor arasında ciddi aykırılıklar vardı.
Show More (-2)