| 1 |
inspire |
ilham vermek |
v. |
|
- She inspired many young women to stand up for themselves.
- Birçok genç kadına kendilerini savunmaları konusunda ilham verdi.
- This classical humanism must inspire contemporary science and all citizens.
- Bu klasik hümanizm, çağdaş bilime ve tüm vatandaşlara ilham vermelidir.
- My humble report, and the motion for a resolution, will certainly not inspire a similar debate.
- Benim naçizane raporum ve karar önergem kesinlikle benzer bir tartışmaya ilham vermeyecektir.
- They should inspire us all to roll up our shirt sleeves.
- Hepimize gömlek kollarımızı sıvamamız için ilham vermelidirler.
- It is that balance which has inspired the Commission's proposals.
- Komisyonun önerilerine ilham veren de bu dengedir.
- It was this which inspired us to propose the same thing with regard to state aid.
- Bu durum bize aynı şeyi devlet yardımları için de önermemiz konusunda ilham verdi.
- The search for this wide-ranging support for the Court should inspire our efforts.
- Mahkeme'ye yönelik bu geniş kapsamlı destek arayışı çabalarımıza ilham vermelidir.
- We must put forward a concept of global relations that inspires the forthcoming constitution of the European Union.
- Avrupa Birliği'nin gelecekteki anayasasına ilham verecek bir küresel ilişkiler konsepti ortaya koymalıyız.
- My own personal experience with Internet shopping has not inspired me with e-confidence.
- İnternet alışverişi ile ilgili kendi kişisel deneyimim bana e-güven konusunda ilham vermedi.
- What Ireland is doing is commendable and it might inspire other countries to do something similar.
- İrlanda'nın yaptığı şey övgüye değerdir ve diğer ülkelere de benzer bir şey yapmaları için ilham verebilir.
- This was the idea that inspired the Presidency declaration on this matter, issued on 21 May.
- 21 Mayıs'ta yayınlanan bu konudaki Başkanlık deklarasyonuna ilham veren fikir buydu.
- Colors inspire not only people but all living things in nature.
- Renkler sadece insanlara değil doğadaki tüm canlılara ilham verir.
- Tom inspired us to do that.
- Tom bunu yapmamız için bize ilham verdi.
- Can you tell us what inspired you most?
- Sana neyin en çok ilham verdiğini söyleyebilir misin?
- The desire to fly in the sky like a bird inspired the invention of the airplane.
- Bir kuş gibi gökyüzünde uçma arzusu uçağın icadına ilham verdi.
- Tom inspired me.
- Tom bana ilham verdi.
- The head of the government must inspire the faith of the people.
- Hükümetin başı halkın inancına ilham vermeli.
- Tom inspired us all.
- Tom hepimize ilham verdi.
- Change inspires more change.
- Değişim daha fazla değişime ilham veriyor.
- Tom has inspired me in many ways.
- Tom bana birçok yönden ilham verdi.
- I wonder what inspired Tom to paint that picture?
- Acaba Tom'a bu resmi yapması için ne ilham verdi?
- Tom has inspired a lot of students.
- Tom bir sürü öğrenciye ilham verdi.
- Recreational drug use inspires many urban legends.
- Eğlence amaçlı uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanesine ilham verir.
- His speech inspired all the boys.
- Konuşması bütün çocuklara ilham verdi.
- What inspired Tom to do that?
- Tom'a bunu yapması için ne ilham verdi?
- What inspired you to become a doctor?
- Bir doktor olman için sana ne ilham verdi?
- Tom inspired me to do that.
- Tom bunu yapmam için bana ilham verdi.
- What inspired your project?
- Projenize ne ilham verdi?
- I was inspired by Tom's speech.
- Tom'un konuşması bana ilham verdi.
- What inspired you to do that?
- Bunu yapmak için sana ilham veren neydi?
- Tom has inspired a lot of students.
- Tom birçok öğrenciye ilham verdi.
- Tom certainly hasn't inspired me to want to become a teacher.
- Tom kesinlikle öğretmen olmam için bana ilham vermedi.
- Can you tell us what inspired you most?
- Size en çok neyin ilham verdiğini söyleyebilir misiniz?
- Tom really inspired me.
- Tom bana gerçekten ilham verdi.
- Tom certainly hasn't inspired me to want to become a teacher.
- Tom kesinlikle öğretmen olmak için bana ilham vermedi.
- Tom inspired me to do that.
- Tom bana bunu yapmam için ilham verdi.
- Women inspire us to do great things - and then stop us from doing them.
- Kadınlar harika şeyler yapmamız için ilham verirler - ve sonra bizi onları yapmaktan alıkoyarlar.
- His book inspired me.
- Kitabı bana ilham verdi.
- What inspired your project?
- Projene ne ilham verdi?
- All kinds of women inspire me.
- Her tür kadın bana ilham verir.
- He inspired feelings of strength and security.
- O, güç ve güven duygularına ilham verdi.
- All kinds of women inspire me.
- Her çeşit kadın bana ilham verir.
- What inspired you to do that?
- Onu yapmana ne ilham verdi?
- I think I inspired Tom.
- Sanırım Tom'a ilham verdim.
- Tom really inspired me.
- Tom gerçekten bana ilham verdi.
- What inspired you to become a doctor?
- Doktor olman için sana ne ilham verdi?
- My dad inspired me.
- Babam bana ilham verdi.
- Women inspire us to do great things - and then stop us from doing them.
- Kadınlar bize harika şeyler yapmamız için ilham verirler - ve sonra onları yapmamıza engel olurlar.
Show More (45)
|
| 2 |
inspire |
uyandırmak (nefret/sevgi vb'ni) |
v. |
|
- Terrorists have no power if they do not inspire fear.
- Teröristler korku uyandırmadıkları sürece hiçbir güce sahip olamazlar.
- He inspired feelings of strength and security.
- Güç ve güvenlik duyguları uyandırdı.
- Mary is a woman who inspires awe in all who meet her.
- Mary, onunla tanışan herkeste hayranlık uyandıran bir kadın.
Show More (0)
|
| 3 |
inspire |
telkin etmek |
v. |
|
- The head of the government must inspire the faith of the people.
- Hükümet başkanı, halka inanç telkin etmeli.
- Tom certainly hasn't inspired me to want to become a teacher.
- Tom kesinlikle benim bir doktor olmam için telkin etmedi.
Show More (-1)
|
| 4 |
inspire |
(güven, ilham) vermek |
v. |
|
- Her wise words inspired confidence in me.
- Onun bilgece sözleri bana güven verdi.
Show More (-2)
|
| 5 |
inspire |
nefes almak |
v. |
|
- The doctor asked me to inspire and then expire as he examined my chest.
- Doktor göğsümü incelerken benden önce nefes almamı, sonra da nefes vermemi istedi.
Show More (-2)
|
| 6 |
inspire |
aşılamak |
v. |
|
- We must, once again, inspire citizens with the desire to vote and the desire to become involved in community life.
- Vatandaşlarımıza bir kez daha oy kullanma ve toplum hayatına katılma arzusu aşılamalıyız.
Show More (-2)
|
