instigate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
instigate kışkırtmak v.
  • The governor is accused of instigating the protesters to the violation.
  • Vali, protestocuları riayetsizlik eylemlerine kışkırtmakla suçlanıyor.
  • But the same applies to those who instigate or cooperate with terrorists.
  • Ancak aynı durum teröristleri kışkırtan veya onlarla işbirliği yapanlar için de geçerlidir.
  • He instigated the riot.
  • İsyanı o kışkırttı.
Show More (2)
instigate başlatmak v.
  • The new government will instigate a series of questionnaires.
  • Yeni hükümet bir dizi anket başlatacak.
  • There is therefore no reason to instigate a pre-emptive war.
  • Dolayısıyla önleyici bir savaş başlatmak için hiçbir neden yoktur.
  • The threats to our lifestyle are forcing us to instigate a genuine revolution in transport culture.
  • Yaşam tarzımıza yönelik tehditler bizi ulaşım kültüründe gerçek bir devrim başlatmaya zorluyor.
Show More (1)