integral - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
integral ayrılmaz adj.
  • With these kinds of attitudes, the emphasis on women's rights being integral to human rights is vital.
  • Bu tür yaklaşımlarla kadın haklarının insan haklarının ayrılmaz bir parçası olduğu vurgusu hayati önem taşımaktadır.
  • It will not, therefore, be necessary to include the table as an integral part of the resolution.
  • Bu nedenle, tabloyu kararın ayrılmaz bir parçası olarak dahil etmek gerekli olmayacaktır.
  • Arms export must form an integral part of the new EU security policy.
  • Silah ihracatı yeni AB güvenlik politikasının ayrılmaz bir parçasını oluşturmalıdır.
Show More (20)
integral integral n.
  • The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
  • Kalkülüsteki iki ana işlem integral ve türevdir.
Show More (-2)
İngilizce Türkçe
integral integral n.
  • The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
  • Kalkülüsteki iki ana işlem integral ve türevdir.
Show More (-2)