larger - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
larger daha büyük adj.
  • We have solved them by cooperating with the larger neighbouring ports.
  • Biz bu sorunları daha büyük komşu limanlarla işbirliği yaparak çözdük.
  • Since then, the country has been put under pressure to allow more and larger lorries through.
  • O zamandan bu yana ülke, daha fazla ve daha büyük kamyonların geçişine izin vermesi için baskı altında tutulmaktadır.
  • The ECB's proposal would, in fact, allow the larger Member States to dictate monetary policy.
  • Avrupa Merkez Bankası'nın önerisi aslında daha büyük Üye Devletlerin para politikasını dikte etmesine izin verecektir.
Show More (133)
larger büyük adj.
  • We are suspicious that the larger Member States seek to unpick the seams of the Community fabric.
  • Büyük Üye Devletlerin Topluluk dokusunun dikişlerini sökmeye çalıştıklarından kuşku duyuyoruz.
  • Probably there will be a number of larger global players and some regional airlines.
  • Muhtemelen bir dizi büyük küresel oyuncu ve bazı bölgesel hava yolları olacaktır.
  • The larger countries are demonstrating that European law is of no interest to them.
  • Büyük ülkeler Avrupa hukukunun kendilerini ilgilendirmediğini gösteriyorlar.
Show More (21)
larger daha geniş adj.
  • The coordination of national defence efforts, preferably within the larger framework of NATO, can do no harm.
  • Ulusal savunma çabalarının, tercihen NATO'nun daha geniş çerçevesi içerisinde koordine edilmesinden zarar gelmez.
  • We would not like to see a larger Health Fund board.
  • Daha geniş bir Sağlık Fonu kurulu görmek istemiyoruz.
  • It would be preferable to look into strategies which would allow ethical investment to be introduced on a larger scale.
  • Etik yatırımın daha geniş bir ölçekte uygulanmasına olanak tanıyacak stratejilerin araştırılması tercih edilir.
Show More (2)