livelihood - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
livelihood geçim kaynağı n.
  • They have put their lives and their livelihoods at risk by their courage.
  • Cesaretleriyle hayatlarını ve geçim kaynaklarını riske attılar.
  • If all the animals are slaughtered, they are left without their livelihood.
  • Tüm hayvanlar kesilirse geçim kaynaklarından yoksun kalırlar.
  • There is no possible justification for this deliberate attack on the livelihood of European steel workers.
  • Avrupalı çelik işçilerinin geçim kaynaklarına yönelik bu kasıtlı saldırının hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
Show More (7)
livelihood geçim n.
  • People there have relied on being able to pursue their livelihood subject to certain restrictions.
  • Buradaki insanlar, belirli kısıtlamalara tabi olarak geçimlerini sürdürebilmeye bel bağlamışlardır.
  • And the truth is, their livelihood depends on us.
  • Ve asıl gerçek şu ki, onların geçimi bize bağlı.
  • And the truth is, their livelihood depends on us.
  • Aslolan şu ki onların geçimleri bize bağlı.
Show More (3)