1 |
long for |
özlemek |
v. |
|
- I long for you.
- Seni özlüyorum.
- We long for peace.
- Barışı özlüyoruz.
- Oh, how I long for the good old days!
- Ah, o eski güzel günleri nasıl da özlüyorum!
- Oh my beloved childhood, I long for you with all my heart!
- Ah benim sevgili çocukluğum, seni tüm kalbimle özlüyorum!
- I longed for you deeply.
- Seni çok özledim.
- I often long for home.
- Sık sık evimi özlüyorum.
- He longed for his mother.
- Annesini özlüyor.
- I often long for home.
- Ben sık sık evimi özlüyorum.
- I longed for you deeply.
- Seni son derece özledim.
- Didn't I have a right to seek the happiness I longed for?
- Özlediğim mutluluğu aramaya hakkım yok muydu?
- I spent the whole week alone, and I longed for conversation.
- Ben bütün haftayı yalnız geçirdim ve ben konuşmayı özledim.
- He longed for the winter to be over.
- O kışın bitmesini epeydir özledi.
- They are longing for city life.
- Şehir hayatını özlüyorlar.
- He is longing for city life.
- Kent yaşamını özlüyor.
- I long for that most of all.
- Ben bilhassa onu özlüyorum.
- He longed for his mother.
- O annesini özledi.
Show More (13)
|
2 |
long for |
özlem duymak |
v. |
|
- Liberalism is what the people of Europe long for.
- Liberalizm Avrupa halklarının özlemini duyduğu şeydir.
- We are longing for peace.
- Barışa özlem duyuyoruz.
- He is longing for city life.
- Şehir hayatına özlem duyuyor.
- We are all longing for peace in the world.
- Biz hepimiz dünyada barış için özlem duyuyoruz.
Show More (1)
|
3 |
long for |
burnunda tütmek |
v. |
|
- I long for you.
- Burnumda tütüyorsun.
- We long for peace.
- Barış burnumuzda tütüyor.
Show More (-1)
|
4 |
long for |
arzulamak |
v. |
|
- I long for that most of all.
- En çok bunu arzuluyorum.
- Millions long for immortality who do not know what to do with themselves on a rainy Sunday afternoon.
- Yağmurlu bir Pazar öğleden sonrasında ne yapacağını bilmeyen milyonlar ölümsüzlüğü arzuluyor.
Show More (-1)
|
5 |
long for |
çok istemek |
v. |
|
- I am longing for you to succeed as a businessman.
- Bir iş adamı olarak başarılı olmanı çok istiyorum.
- We are longing for world peace.
- Dünya barışını çok istiyoruz.
Show More (-1)
|
6 |
long for |
gözünde tütmek |
v. |
|
- I long for you.
- Gözümde tütüyorsun.
Show More (-2)
|