luminous - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
luminous karanlıkta ışık saçan (fosforlu boya gibi) adj.
  • His smartwatch was luminous while he was cycling in the dark.
  • Karanlıkta bisiklet sürerken akıllı saati karanlıkta ışık saçıyordu.
Show More (-2)
luminous parlak adj.
  • The organizers decorated the ballroom with luminous red and blue LEDs.
  • Organizatörler, balo salonunu karanlıkta parlak kırmızı ve mavi ledlerle süsledi.
Show More (-2)