Tureng - make progress - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	make progress	ilerleme kaydetmek	v.
	We are relying upon the Italian Presidency to make progress on this issue. Bu konuda ilerleme kaydedilmesi için İtalya Dönem Başkanlığına güveniyoruz. The rapporteur has made progress in the preparatory work before enlargement in 2004. Raportör, 2004 yılındaki genişleme öncesi hazırlık çalışmalarında ilerleme kaydetmiştir. Wherever else the world may make progress, it fails to do so in the area of human rights. Dünya başka ne kadar ilerleme kaydederse kaydetsin, insan hakları alanında bunu başaramıyor. The Union has made progress in this direction, it cannot be denied. Birliğin bu yönde ilerleme kaydettiği inkar edilemez. We have made progress in this area too, and the Commission is being asked to propose measures to deal with this problem. Bu alanda da ilerleme kaydettik ve Komisyondan bu sorunun üstesinden gelmek için tedbirler önermesi isteniyor. When I spoke to you some months ago in this very Chamber you said that by autumn we will have made progress. Birkaç ay önce sizinle bu odada konuştuğumda sonbaharda ilerleme kaydetmiş olacağımızı söylemiştiniz. We are making progress and you are gradually retracting, and that is not good. Biz ilerleme kaydediyoruz ve siz yavaş yavaş geri çekiliyorsunuz ve bu iyi değil. Yet here too, it was impossible to make progress during the preparations. Ancak burada da hazırlıklar sırasında ilerleme kaydetmek mümkün olmadı. We need to make progress with our regions on the transport dossier. Ulaştırma dosyası konusunda bölgelerimizle birlikte ilerleme kaydetmeliyiz. What demands are to be made, and how are we to make progress in solving the problem of climate change? İklim değişikliği sorununun çözümünde ne gibi taleplerde bulunulmalı ve nasıl ilerleme kaydedilmelidir? One of the keys to making progress in this area is to have affirmative programmes, action plans and targets. Bu alanda ilerleme kaydetmenin anahtarlarından biri de olumlu programlara, eylem planlarına ve hedeflere sahip olmaktır. Worldwide burden sharing is necessary if we really want to make progress in the fight against climate change. İklim değişikliği ile mücadelede gerçekten ilerleme kaydetmek istiyorsak dünya çapında yük paylaşımı gereklidir. That is the only way for us to make progress. İlerleme kaydetmemizin tek yolu budur. We are also pleased to note that we are making progress in the area of dialogue between cultures. Kültürler arası diyalog alanında ilerleme kaydettiğimizi görmekten de memnuniyet duyuyoruz. To reach the year end privatisation target, it will be necessary to make progress on the privatisation of Turk Telecom. Yıl sonu özelleştirme hedefine ulaşmak için, Türk Telekom’un özelleştirilmesinde ilerleme kaydetmek gerekecektir. We have made progress in Belgium, going from 11% to 23%. Belçika'da %11'den %23'e çıkarak ilerleme kaydettik. The European Council has made progress on three dossiers. AB Konseyi üç dosya üzerinde ilerleme kaydetmiştir. There should be nothing to prevent Member States from making progress. Üye Devletlerin ilerleme kaydetmesini engelleyecek hiçbir şey olmamalıdır. As in the case of water, ownership and awareness in recipient countries are essential to make progress. Su konusunda olduğu gibi, alıcı ülkelerdeki sahiplenme ve farkındalık ilerleme kaydedilmesi için elzemdir. It is making progress again. Tekrar ilerleme kaydediyor. We need to make progress with our regions on the transport dossier. Bölgelerimizle birlikte ulaşım konusunda ilerleme kaydetmemiz gerekiyor. And on these points, Parliament can be sure that the Commission will continue to make progress. Ve bu noktalarda Parlamento, Komisyon'un ilerleme kaydetmeye devam edeceğinden emin olabilir. Monitoring has undoubtedly proven its worth as a method that helps us to make progress. İzleme, ilerleme kaydetmemize yardımcı olan bir yöntem olarak değerini şüphesiz kanıtlamıştır. It enabled us to make progress. İlerleme kaydetmemizi sağladı. We are making progress, ladies and gentlemen, by taking specific action. Bayanlar ve baylar, somut adımlar atarak ilerleme kaydediyoruz. We will only make progress here if the control system involves tougher sanctions. Burada ancak kontrol sistemi daha sert yaptırımlar içeriyorsa ilerleme kaydedebiliriz. These are difficult subjects, which require will and political determination in order to make progress. Bunlar, ilerleme kaydedilmesi için irade ve siyasi kararlılık gerektiren zor konulardır. I hope that we will make progress there. Bu konuda ilerleme kaydedeceğimizi umuyorum. The Commission has demonstrated its will to make progress on this issue. Komisyon bu konuda ilerleme kaydetme iradesini ortaya koymuştur. In this respect, we have tried to make progress with the gradual unification of our visa systems. Bu bağlamda, vize sistemlerimizin kademeli olarak birleştirilmesi konusunda ilerleme kaydetmeye çalıştık. We may therefore stand a better chance of making progress there. Dolayısıyla bu konuda ilerleme kaydetme şansımız daha yüksek olabilir. She spoke in it about the Members' Statute and about the virtual impossibility of making progress on that issue. Kitapta Üye Tüzüğü'nden ve bu konuda ilerleme kaydetmenin neredeyse imkânsız olduğundan bahsediyordu. We hope they will make progress. İlerleme kaydedeceklerini umuyoruz. This very good report shows Turkey is making progress towards Europe, but more is needed. Bu çok iyi rapor Türkiye'nin Avrupa yolunda ilerleme kaydettiğini gösteriyor ancak daha fazlasına ihtiyaç var. The European Council has made progress on three dossiers. Avrupa Konseyi üç dosya üzerinde ilerleme kaydetmiştir. This is another question on which the Commission must make progress. Bu da Komisyon'un üzerinde ilerleme kaydetmesi gereken bir başka sorudur. We need to make progress both in terms of political decision-making and as regards the administration. Hem siyasi karar alma hem de idari açıdan ilerleme kaydetmemiz gerekiyor. Since the 1980s, plant-transgenesis technology has been making progress everywhere except in Europe. 1980'lerden bu yana bitki transgenez teknolojisi Avrupa dışında her yerde ilerleme kaydetmektedir. I can, therefore, only agree on the need to make progress. Bu nedenle sadece ilerleme kaydedilmesi gerektiği konusunda hemfikir olabilirim. We are also pleased to note that we are making progress in the area of dialogue between cultures. Kültürler arası diyalog alanında ilerleme kaydettiğimizi belirtmekten de memnuniyet duyuyoruz. With regard to these two aims, we have indeed made progress. Bu iki hedefle ilgili olarak gerçekten de ilerleme kaydettik. This is where we can even now make progress by using the new action programme on health care policy. İşte bu noktada, sağlık politikasına ilişkin yeni eylem programını kullanarak ilerleme kaydedebiliriz. They are scheduled to close at the end of this year, so there is still enough time to make progress. Müzakerelerin bu yılın sonunda tamamlanması planlanıyor, dolayısıyla ilerleme kaydetmek için hala yeterli zaman var. In this year, above all, we should make progress to that end. Bu yıl içinde, her şeyden önce, bu amaç doğrultusunda ilerleme kaydetmeliyiz. I can, therefore, only agree on the need to make progress. Bu nedenle, sadece ilerleme kaydedilmesi gerektiği konusunda hemfikir olabilirim. The European Union will now be able to make progress. Avrupa Birliği artık ilerleme kaydedebilecektir. In short, we are making progress, and the Liberals will be predominantly voting in favour. Kısacası ilerleme kaydediyoruz ve Liberaller ağırlıklı olarak lehte oy kullanacak. This is the area where we have to make progress. İlerleme kaydetmemiz gereken alan budur. We have made progress, but in which direction? İlerleme kaydettik ama hangi yönde? Yes, we have made progress in terms of access to documents and publishing the results of votes in the Council. Evet, belgelere erişim ve Konsey'deki oylama sonuçlarının yayınlanması konusunda ilerleme kaydettik. We will only make progress here if the control system involves tougher sanctions. Bu konuda ancak kontrol sistemi daha sert yaptırımlar içerdiği takdirde ilerleme kaydedebiliriz. Having said that, I am pleased to note that we are finally making progress in Internet broadcasting. Bununla birlikte, internet yayıncılığı konusunda nihayet ilerleme kaydettiğimizi belirtmekten memnuniyet duyuyorum. We must prepare this with the Commission and I hope that we can then make progress. Bunu Komisyon ile birlikte hazırlamalıyız ve umarım daha sonra ilerleme kaydedebiliriz. This year, above all, we should make progress to that end. Bu yıl, her şeyden önce, bu amaçla ilerleme kaydetmeliyiz. The inspectors have carried out their work, and we acknowledge that they have made progress. Müfettişler çalışmalarını yürüttüler ve ilerleme kaydettiklerini kabul ediyoruz. We have been making progress on this issue. Bu konuda ilerleme kaydetmekteyiz. Thirdly, we must make progress on better regulation. Üçüncü olarak, daha iyi düzenlemeler konusunda ilerleme kaydetmeliyiz. Our Turkish friends have undeniably made progress on very many fronts in recent years. Türk dostlarımızın son yıllarda pek çok alanda ilerleme kaydettikleri yadsınamaz. If we do not make progress this time, Johannesburg will have failed before we get there. Eğer bu kez ilerleme kaydedemezsek, Johannesburg biz oraya varmadan başarısızlığa uğramış olacak. In this respect, we have tried to make progress with the gradual unification of our visa systems. Bu bağlamda, vize sistemlerimizin kademeli olarak birleştirilmesiyle ilerleme kaydetmeye çalıştık. If we accept this contrasting situation we will be able to make progress. Eğer bu zıt durumu kabul edersek ilerleme kaydedebiliriz. The Italian government is making progress in seeking dialogue with all the social players. İtalyan hükûmeti tüm sosyal aktörlerle diyalog arayışında ilerleme kaydediyor. The European Union will not make progress in growing together if solidarity does not always play some part. Dayanışma her zaman bir rol oynamazsa Avrupa Birliği birlikte büyüme konusunda ilerleme kaydedemeyecektir. We have made progress on interoperability, but too slowly. Birlikte çalışabilirlik konusunda ilerleme kaydettik, ancak çok yavaş ilerliyoruz. Worldwide burden sharing is necessary if we really want to make progress in the fight against climate change. İklim değişikliğiyle mücadelede gerçekten ilerleme kaydetmek istiyorsak dünya çapında yük paylaşımı gereklidir. Perhaps you could tell us who is opposed to this and how we can make progress in this area. Belki bize buna kimin karşı çıktığını ve bu alanda nasıl ilerleme kaydedebileceğimizi söyleyebilirsiniz. In this year, above all, we should make progress to that end. Bu yıl, her şeyden önce, bu yönde ilerleme kaydetmeliyiz. No, the concepts of making progress and adopting perspectives have far more limited meanings. Hayır, ilerleme kaydetme ve perspektif benimseme kavramları çok daha sınırlı anlamlara sahiptir. And we must make progress on the issue of flags of convenience. Ayrıca elverişli bayraklar konusunda da ilerleme kaydetmeliyiz. I hope that we can make progress. Umarım ilerleme kaydedebiliriz. We accept, however, that they have made progress. Bununla birlikte ilerleme kaydettiklerini kabul ediyoruz. We have therefore made progress. Bu nedenle ilerleme kaydettik. The European Union is making progress in the fight against serious crime. Avrupa Birliği ciddi suçlarla mücadelede ilerleme kaydetmektedir. So things are making progress. Yani işler ilerleme kaydediyor. It will be efforts of all types over a number of years which will allow us to make progress. İlerleme kaydetmemizi sağlayacak olan, birkaç yıl boyunca sarf edilen her türlü çaba olacaktır. Nevertheless, we must keep making progress in this area. Bununla birlikte bu alanda ilerleme kaydetmeye devam etmeliyiz. Sadly also, the Convention has failed to make progress during that period. Ne yazık ki Sözleşme de bu süre zarfında ilerleme kaydedememiştir. Since the 1980s, plant-transgenesis technology has been making progress everywhere except in Europe. 1980'lerden bu yana, bitki transgenez teknolojisi Avrupa dışında her yerde ilerleme kaydetmektedir. It would be good if the Convention were to make progress on this. Konvansiyon'un bu konuda ilerleme kaydetmesi iyi olacaktır. Yes, we have made progress in terms of access to documents and publishing the results of votes in the Council. Evet, belgelere erişim ve Konsey'deki oylamaların sonuçlarının yayınlanması konusunda ilerleme kaydettik. If we do not make progress this time, Johannesburg will have failed before we get there. Eğer bu kez ilerleme kaydedemezsek, Johannesburg biz oraya varmadan başarısız olmuş olacak. We're making progress. İlerleme kaydediyoruz. Tom is making progress. Tom ilerleme kaydetmektedir. She is making progress. İlerleme kaydediyor. We are making progress. İlerleme kaydediyoruz. She's making progress. O ilerleme kaydediyor. I feel like I'm making progress. İlerleme kaydettiğimi hissediyorum. We make progress only one step at a time. Her seferinde sadece bir adım ilerleme kaydediyoruz. Aren't you making progress? İlerleme kaydetmiyor musun? Are you making progress? İlerleme kaydediyor musun? Have we made progress? İlerleme kaydettik mi? He's making progress. O ilerleme kaydediyor. We've made progress. İlerleme kaydettik. Tom seemed to be making progress. Tom ilerleme kaydediyor gibiydi. We're definitely making progress. Kesinlikle ilerleme kaydediyoruz. I'm glad that we're making progress. İlerleme kaydettiğimiz için memnunum. Have they made progress? İlerleme kaydettiler mi? If you keep trying, you will make progress. Eğer denemeye devam edersen, ilerleme kaydedersin. He's making progress. İlerleme kaydediyor. You seem to be making progress. İlerleme kaydediyor gibi görünüyorsun. We seem to be making progress. İlerleme kaydediyor gibiyiz. Tom is already making progress. Tom şimdiden ilerleme kaydediyor. Tom is already making progress. Tom çoktan ilerleme kaydediyor. I knew I was making progress. İlerleme kaydettiğimi biliyordum. Have they made progress? Onlar ilerleme kaydettiler mi? I'm making progress. İlerleme kaydediyorum. You've made progress. İlerleme kaydettin. Have you made progress in your studies? Çalışmalarınızda ilerleme kaydettiniz mi? You're making progress. İlerleme kaydediyorsun. Tom seems to be making progress. Tom ilerleme kaydediyor gibi görünüyor. Tom is making progress. Tom ilerleme kaydediyor. She is making progress with her English. İngilizcesi ile ilerleme kaydediyor. She is making progress with her English. İngilizcesinde ilerleme kaydediyor. If science makes progress, we'll be able to solve such problems. Bilim ilerleme kaydederse, bu tür sorunları çözebileceğiz. Have you made progress in your studies? Çalışmalarında ilerleme kaydettin mi? Tom is making progress, isn't he? Tom ilerleme kaydediyor, değil mi? Are we making progress? İlerleme kaydediyor muyuz? Tom and Mary are making progress. Tom ve Mary ilerleme kaydediyorlar. I seem to be making progress. İlerleme kaydediyor gibi görünüyorum. We're making progress. Biz ilerleme kaydediyoruz. I seem to be making progress. İlerleme kaydediyor gibiyim. I'm glad that we're making progress. İlerleme kaydediyor olduğumuz için memnunum. If you keep trying, you will make progress. Denemeye devam edersen, ilerleme kaydedeceksin. Show More (120)
2	make progress	gelişme kaydetme	v.
	I feel like I'm making progress. Ben gelişme kaydediyorum gibi hissediyorum. Are we making progress? Biz gelişme kaydediyor muyuz? I'm making progress. Gelişme kaydediyorum. We seem to be making progress. Biz gelişme kaydediyor gibi görünüyoruz. Aren't you making progress? Gelişme kaydetmiyor musun? You've made progress. Gelişme kaydettin. Are you making progress? Gelişme kaydediyor musun? Show More (4)
3	make progress	ilerlemek	v.
	There must be a team of twelve that works together and that is the way to make progress. Birlikte çalışan on iki kişilik bir ekip olmalıdır ve ilerleme sağlamanın yolu da budur. We're definitely making progress. Biz kesinlikle ilerleme yapıyoruz. Tom and Mary are making progress. Tom ve Mary ilerliyorlar. She is making progress. İlerleme sağlıyor. Show More (1)