|
- If anyone misunderstands that, we will have to show them the red one!
- Eğer bunu yanlış anlayan olursa, onlara kırmızı olanı göstermemiz gerekecek!
- She may have misunderstood what I said earlier, or I may not have expressed myself very well.
- Daha önce söylediklerimi yanlış anlamış olabilir ya da ben kendimi çok iyi ifade edememiş olabilirim.
- Do not misunderstand these reminders.
- Bu hatırlatmaları yanlış anlamayın.
- Please do not misunderstand me.
- Lütfen beni yanlış anlamayın.
- If anyone misunderstands that, we will have to show them the red one.
- Eğer bunu yanlış anlayan olursa, onlara kırmızı olanı göstermemiz gerekecek.
- Then I must have misunderstood you and I will therefore not insist.
- O halde sizi yanlış anlamış olmalıyım ve bu nedenle ısrar etmeyeceğim.
- You are quite right, I did misunderstand your original remarks.
- Çok haklısınız, ilk sözlerinizi yanlış anlamışım.
- I am sorry if I misunderstood the procedure.
- Prosedürü yanlış anladıysam özür dilerim.
- You have misunderstood me or I did not express myself well, but I have read you the Rules of Procedure.
- Beni yanlış anladınız ya da ben kendimi iyi ifade edemedim ama size İç Tüzüğü okudum.
- On a point of order, from the reply you gave me you have misunderstood the point I wanted to make.
- Bu arada, bana verdiğiniz yanıttan, belirtmek istediğim noktayı yanlış anladığınız görülüyor.
- I now realize that I'd misunderstood what Tom said.
- Tom'un dediklerini yanlış anladığımı şimdi fark ettim.
- No, I think you misunderstand.
- Hayır, sanırım yanlış anlıyorsun.
- Don't misunderstand me.
- Beni yanlış anlamayın.
- Tom misunderstood.
- Tom yanlış anladı.
- Tom always misunderstands me.
- Tom her zaman beni yanlış anlıyor.
- Please don't misunderstand.
- Lütfen yanlış anlama.
- Only Tom understood me, and he misunderstood me.
- Beni sadece Tom anladı ve o da yanlış anladı.
- Please don't misunderstand that.
- Lütfen bunu yanlış anlamayın.
- Tom may have misunderstood you.
- Tom seni yanlış anlamış olabilir.
- Now I see that I misunderstood the sentence at first glance.
- Şimdi, ilk bakışta cümleyi yanlış anladığımı görüyorum.
- I probably misunderstood something, so I won't insist.
- Ben muhtemelen bir şeyi yanlış anladım, bu yüzden ısrar etmeyeceğim.
- No, I think you misunderstand.
- Hayır, sanırım yanlış anladınız.
- I'm afraid you've misunderstood this.
- Korkarım bunu yanlış anladınız.
- Perhaps you have misunderstood the aim of our project.
- Belki de projemizin amacını yanlış anladın.
- It appears to me that we misunderstand him.
- Bana öyle geliyor ki onu yanlış anlıyoruz.
- He may have misunderstood you.
- Seni yanlış anlamış olabilir.
- He's misunderstood because of his vulgar language.
- Kaba dili nedeniyle yanlış anlaşıldı.
- I'm afraid you've fundamentally misunderstood me.
- Korkarım beni temelde yanlış anladınız.
- I'm sorry I misunderstood you.
- Seni yanlış anladığım için üzgünüm.
- I hope you didn't misunderstand me.
- Beni yanlış anlamadığını umuyorum.
- Tom seems to have misunderstood Mary.
- Tom, Mary'yi yanlış anlamış gibi görünüyor.
- Do not misunderstand my words.
- Sözlerimi yanlış anlama.
- I hope you didn't misunderstand me.
- Umarım beni yanlış anlamamışsınızdır.
- You might've misunderstood me.
- Beni yanlış anlamış olabilirsiniz.
- You must've misunderstood.
- Yanlış anlamış olmalısın.
- I'm sure you've misunderstood.
- Yanlış anladığına eminim.
- Now I see that I misunderstood the sentence at first glance.
- Şimdi anlıyorum ki ilk bakışta cümleyi yanlış anlamışım.
- Don't misunderstand me, we aren't promising you anything.
- Beni yanlış anlama, sana hiçbir şey için söz vermiyoruz.
- I'm afraid you've fundamentally misunderstood me.
- Korkarım ki maalesef beni yanlış anladın.
- I guess I misunderstood.
- Sanırım yanlış anladım.
- It appears to me that we misunderstand him.
- Bana öyle geliyor ki biz onu yanlış anlıyoruz.
- I'm sure you've misunderstood.
- Eminim yanlış anlamışsındır.
- I'm sorry, I misunderstood.
- Özür dilerim, yanlış anlamışım.
- Tom misunderstood Mary.
- Tom Mary'yi yanlış anladı.
- I think you've misunderstood.
- Sanırım yanlış anladınız.
- Don't misunderstand me, but my mind is really occupied.
- Yanlış anlama, ama kafam gerçekten çok dolu.
- Do not misunderstand this.
- Bunu yanlış anlamayın.
- Please don't misunderstand me.
- Lütfen beni yanlış anlama.
- Tom always misunderstands me.
- Tom beni hep yanlış anlıyor.
- Don't misunderstand my words.
- Sözlerimi yanlış anlama.
- Tom seems to have misunderstood Mary.
- Tom Mary'yi yanlış anlamış görünüyor.
- I guess I misunderstood.
- Yanlış anlaşıldığımı sanıyorum.
- Tom must've misunderstood Mary.
- Tom, Mary'i yanlış anlamış olmalı.
- You've misunderstood me.
- Beni yanlış anladın.
- We might have misunderstood her.
- Onu yanlış anlamış olabiliriz.
- Better to understand a little than to misunderstand.
- Yanlış anlamaktansa birazcık anlamak daha iyidir.
- Tom misunderstood Mary.
- Tom Mary'i yanlış anladı.
- You misunderstand me!
- Beni yanlış anlıyorsun!
- Do not misunderstand my words.
- Sözlerimi yanlış anlamayın.
- I probably misunderstood something, so I won't insist.
- Muhtemelen bir şeyi yanlış anladım, bu yüzden ısrar etmeyeceğim.
- I think you've misunderstood.
- Sanırım yanlış anladın.
- Better to understand a little than to misunderstand.
- Biraz anlamak yanlış anlamaktan daha iyidir.
- I must have misunderstood.
- Yanlış anlamış olmalıyım.
- I misunderstood Tom.
- Ben Tom'u yanlış anladım.
- I think you've misunderstood me.
- Sanırım beni yanlış anladın.
- Tom misunderstood me.
- Tom beni yanlış anladı.
- He may have misunderstood you.
- O sizi yanlış anlamış olabilir.
- Only Tom understood me, and he misunderstood me.
- Beni bir tek Tom anladı, o da yanlış anladı.
- I'm sorry, I misunderstood.
- Üzgünüm, yanlış anladım.
- Don't misunderstand me.
- Beni yanlış anlama.
- I began to realize that I had misunderstood him.
- Onu yanlış anladığımı fark etmeye başladım.
- Please don't misunderstand.
- Lütfen yanlış anlamayın.
- I now realize that I'd misunderstood what Tom said.
- Şimdi anlıyorum ki Tom'un söylediklerini yanlış anlamışım.
- You've misunderstood.
- Sen yanlış anladın.
- I misunderstood Tom.
- Tom'u yanlış anladım.
- Perhaps you have misunderstood the aim of our project.
- Belki de projemizin amacını yanlış anladınız.
- Please don't misunderstand that.
- Lütfen yanlış anlama.
- Now I see that I misunderstood the sentence at first glance.
- Şimdi görüyorum ki, ilk bakışta cümleyi yanlış anlamışım.
- You might've misunderstood me.
- Beni yanlış anlamış olabilirsin.
- Tom may have misunderstood you.
- Tom sizi yanlış anlamış olabilir.
- I'm afraid you've misunderstood this.
- Korkarım ki sen bunu yanlış anladın.
- Tom clearly misunderstood what I said.
- Tom ne söylediğimi açıkça yanlış anladı.
- Don't misunderstand me, but my mind is really occupied.
- Beni yanlış anlama ama aklım gerçekten meşgul.
- Tom clearly misunderstood what I said.
- Tom açıkça söylediklerimi yanlış anladı.
- I'm sorry I misunderstood you.
- Özür dilerim, seni yanlış anladım.
- I misunderstood.
- Yanlış anladım.
- Don't misunderstand my words.
- Sözlerimi yanlış anlamayın.
- Please don't misunderstand me.
- Lütfen beni yanlış anlamayın.
- You've misunderstood.
- Yanlış anladın.
- Tom must've misunderstood Mary.
- Tom Mary'yi yanlış anlamış olmalı.
Show More (87)
|