A constitutional amendment in 1993 provides for pluralism in the media and terminated the state monopoly.
1993 yılında Anayasa'da yapılan bir değişiklik yoluyla, medyada çoğulculuk sağlanmış ve devlet tekeli kaldırılmıştır.
Replacing a state monopoly by a private monopoly only makes matters worse.
Bir devlet tekelinin özel bir tekel ile değiştirilmesi sadece işleri daha da kötüleştirir.
If there is monopoly power commercially, then the instruments are there to tackle it and they should be used.
Ticari olarak tekel gücü varsa, bununla mücadele etmek için araçlar vardır ve kullanılmalıdır.
Mrs. Morgan dreams of a world where she has a monopoly on all the family business.
Bayan Morgan tüm aile işlerinin tek sahibinin kendisi olduğu bir dünya hayaliyle yaşıyor.
That is as a consequence of a complete monopoly on this route to and from London.
Bu, Londra'ya giden ve Londra'dan gelen bu güzergah üzerinde tam bir tekelin sonucudur.
The monopoly on making legislative proposals will rest with people who can no longer be elected.
Yasa teklifinde bulunma tekeli artık seçilemeyecek olan kişilerin elinde olacaktır.