|
- I hate mosquitoes.
- Sivrisineklerden nefret ediyorum.
- There are a lot of mosquitoes here.
- Burada bir sürü sivrisinek var.
- I hate mosquitoes, but they seem to love me.
- Sivrisineklerden nefret ederim ama onlar beni seviyor gibi görünüyor.
- I'm afraid of mosquitoes.
- Sivrisineklerden korkarım.
- I was bitten by mosquitoes all over my arms.
- Kollarım sivrisinekler tarafından ısırıldı.
- There are a lot of mosquitoes here.
- Burada çok fazla sivrisinek var.
- Mosquitoes consider human beings a dangerous but necessary source of nutrition.
- Sivrisinekler insan oğlunu tehlikeli fakat gerekli bir beslenme kaynağı olarak düşünüyorlar.
- Caribou hate mosquitoes.
- Karibular sivrisineklerden nefret eder.
- Flies and mosquitoes interfered with his meditation.
- Sinekler ve sivrisinekler meditasyonunu engelledi.
- Tom and Mary say that mosquitoes don't bother them.
- Tom ve Mary sivrisineklerin onları rahatsız etmediğini söylüyorlar.
- Tom often complains about mosquitoes.
- Tom sık sık sivrisineklerden şikayet eder.
- I hate mosquitoes.
- Sivrisineklerden nefret ederim.
- Mosquitoes are the bane of my existence.
- Sivrisinekler başımın belası.
- Mosquitoes are carriers of diseases.
- Sivrisinekler hastalık taşıyıcılarıdır.
- Malaria is a disease spread by mosquitoes.
- Sıtma sivrisinekler tarafından yayılan bir hastalıktır.
- Dengue is spread by Aedes aegypti mosquitoes.
- Dang Aedes aegypti sivrisinekleri tarafından yayılır.
- Mosquitoes seem to be more attracted to people wearing dark clothes.
- Sivrisinekler koyu renk giysiler giyen insanlara daha çekici geliyor.
- Mosquitoes are a vector for disease.
- Sivrisinekler hastalık için taşıyıcıdırlar.
- We were being eaten alive by mosquitoes.
- Sivrisinekler tarafından canlı canlı yeniyorduk.
- Tom says mosquitoes don't bother Mary.
- Tom sivrisineklerin Mary'yi rahatsız etmediğini söylüyor.
- This net here is to keep off mosquitoes.
- Buradaki ağ, sivrisinekleri uzak tutmak içindir.
- I hate mosquitoes, but they seem to love me.
- Sivrisineklerden nefret ediyorum ama onlar beni seviyor gibi görünüyor.
- I hate and despise mosquitoes.
- Sivrisineklerden nefret ediyorum ve iğreniyorum.
- There are mosquitoes even in Greece.
- Yunanistan'da bile sivrisinekler var.
- Yesterday night, I was almost bitten to death by the laboratory mosquitoes.
- Dün gece, laboratuvar sivrisinekleri tarafından neredeyse ısırılarak öldürülüyordum.
- A swarm of mosquitoes followed him.
- Bir sivrisinek sürüsü onu takip etti.
- There sure are a lot of mosquitoes in this room.
- Bu odada çok fazla sivrisinek var.
- Someone told me that people with type O blood attract more mosquitoes than people with any other blood type.
- Birisi bana O kan grubuna sahip insanların diğer kan gruplarına sahip insanlardan daha fazla sivrisinek çektiğini söyledi.
- We had to shut the window because of the mosquitoes.
- Sivrisinekler nedeniyle pencereyi kapatmamız gerekiyordu.
- I was harried by mosquitoes last night.
- Dün gece sivrisinekler tarafından rahatsız edildim.
- Malaria is a disease that mosquitoes carry.
- Sıtma, sivrisineklerin taşıdığı bir hastalıktır.
- Mosquitoes are perhaps one of the most dangerous animals in the world.
- Sivrisinekler belki de dünyadaki en tehlikeli hayvanlardan biridir.
- I've heard that if you drink beer you are more likely to be bitten by mosquitoes than if you don't drink beer.
- Bira içerseniz sivrisinekler tarafından ısırılma olasılığınızın bira içmezseniz ısırılma olasılığınızdan daha yüksek olduğunu duydum.
- The mosquitoes are annoying.
- Sivrisinekler sinir bozucu.
- There sure are a lot of mosquitoes in this room.
- Bu odada kesinlikle çok sivrisinek var.
- We had to shut the window because of the mosquitoes.
- Sivrisinekler yüzünden pencereyi kapatmak zorunda kaldık.
- Did you know that mosquitoes have teeth?
- Sivrisineklerin dişleri olduğunu biliyor muydunuz?
- Mosquitoes consider human beings a dangerous but necessary source of nutrition.
- Sivrisinekler insanları tehlikeli ama gerekli bir besin kaynağı olarak görürler.
- Mosquitoes are a vector for disease.
- Sivrisinekler hastalık vektörüdür.
- Are you being bitten by mosquitoes?
- Sivrisinekler tarafından ısırılıyor musun?
- Mosquitoes are insects.
- Sivrisinekler böcektir.
- The mosquitoes will eat you alive.
- Sivrisinekler seni canlı canlı yer.
- Dengue is spread by Aedes aegypti mosquitoes.
- Dang humması Aedes aegypti sivrisinekleri tarafından yayılır.
- Caribou hate mosquitoes.
- Caribou sivrisineklerden nefret eder.
- I got bitten by mosquitoes.
- Sivrisinekler tarafından ısırıldım.
- Tom and Mary say that mosquitoes don't bother them.
- Tom ve Mary, sivrisineklerin onları rahatsız etmediğini söylüyor.
- This net here is to keep off mosquitoes.
- Bu ağ sivrisinekleri uzak tutmak için.
- We had to close the windows so that the mosquitoes wouldn't come in.
- Sivrisinekler içeri girmesin diye pencereleri kapatmak zorunda kaldık.
- Why didn't Noah swat those two mosquitoes?
- Noah neden o iki sivrisineği kovmadı?
- They say that garlic repels mosquitoes.
- Sarımsağın sivrisinekleri kovduğunu söylerler.
- I'm being eaten alive by mosquitoes.
- Sivrisinekler tarafından canlı canlı yeniyorum.
- I was bitten by mosquitoes all over my arms.
- Tüm kollarım sivrisinekler tarafından ısırıldı.
- Tom often complains about mosquitoes.
- Tom sık sık sivrisineklerden şikayet ediyor.
- I'm afraid of mosquitoes.
- Sivrisineklerden korkuyorum.
Show More (51)
|
