| 1 |
nativity |
doğuş |
n. |
|
- One is the Church of the Nativity in Bethlehem and another is the general headquarters of President Arafat.
- Bunlardan biri Beytüllahim'deki Doğuş Kilisesi, diğeri ise Başkan Arafat'ın genel merkezidir.
- Tanks were positioned at the bottom of the steps in Nativity Square blocking all access to the church.
- Doğuş Meydanı'ndaki merdivenlerin dibine yerleştirilmiş tanklar kiliseye tüm erişimi engelliyordu.
- One is the Church of the Nativity in Bethlehem and another is the general headquarters of President Arafat.
- Bunlardan biri Beytüllahim'deki Doğuş Kilisesi, diğeri ise Başkan Arafat'ın genel karargahıdır.
- Living nativity scenes are popular in Southern Italy.
- Yaşayan doğuş sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.
- The school put on a Nativity play.
- Okul bir Doğuş oyunu düzenledi.
- Nativity scenes commemorate the birth of Jesus.
- Doğuş sahneleri İsa'nın doğumunu anıyor.
- The school put on a Nativity play.
- Okul bir Doğuş oyununu sahneye koydu.
- Nativity scenes commemorate the birth of Jesus.
- Doğuş sahneleri İsa'nın doğumunu anmak içindir.
Show More (5)
|
| 2 |
nativity |
doğum |
n. |
|
- Tom's grandchildren were playing with the nativity set figures.
- Tom'un torunları doğum seti figürleriyle oynuyordu.
- Living nativity scenes are popular in Southern Italy.
- Canlı doğum sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.
Show More (-1)
|
| 3 |
nativity |
(hz. isa) doğum |
n. |
|
- The nativity scene depicted Mary and Joseph holding the baby Jesus in a manger.
- Doğum sahnesinde Meryem ve Yusuf, bebek İsa'yı bir yemlikte tutarken tasvir edilmiştir.
Show More (-2)
|
