pain - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
pain acı n.
  • John couldn't overcome the pain of his loss.
  • John yaşadığı kaybın verdiği acının üstesinden gelemiyordu.
  • It pains me to even think about what has happened there and two minutes is far too little time in which to do so.
  • Orada olanları düşünmek bile bana acı veriyor ve iki dakika bunu yapmak için çok az bir süre.
  • We have already been through the pain barrier and currently have an individual identification system in place.
  • Acı bariyerini çoktan aştık ve şu anda yürürlükte olan bir bireysel tanımlama sistemimiz var.
Show More (372)
pain ağrı n.
  • The patient fainted because of the pain.
  • Hasta ağrı yüzünden bayıldı.
  • However, there are other things that can cause this pain.
  • Ancak bu ağrıya neden olabilecek başka şeyler de vardır.
  • Migraine pain and sinus headaches are often confused with one another.
  • Migren ağrısı ve sinüs baş ağrıları sıklıkla birbiriyle karıştırılır.
Show More (302)
pain baş belası n.
  • You're getting to be a pain.
  • Başıma bela olmaya başladın.
  • You're a real pain.
  • Tam bir baş belasısın.
  • Tom was a pain.
  • Tom bir baş belasıydı.
Show More (0)
pain üzmek v.
  • Your lies pain me.
  • Senin yalanların beni üzüyor.
  • It pains me to disagree with your opinion.
  • Fikrine katılmamak beni üzüyor.
Show More (-1)
pain zahmet n.
  • No pain, no gain!
  • Zahmet yoksa kazanç da yok.
  • No pain, no gain.
  • Zahmet yoksa kazanç da yok.
Show More (-1)
pain ızdırap n.
  • Yes, a strong perfume smell can cause me pain.
  • Evet, güçlü bir parfüm kokusu bana ızdırap verebilir.
Show More (-2)
pain cefa n.
  • No pain, no gain.
  • Cefasız sefa olmaz.
Show More (-2)
pain eziyet n.
  • When you have allergies, eating at a restaurant is a huge pain.
  • Alerjiniz varsa, restoranda yemek yemek büyük bir eziyettir.
Show More (-2)
pain sancı n.
  • The pain returned.
  • Sancı geri döndü.
Show More (-2)