|
- For example, there was the case of a Swedish Protestant pastor.
- Örneğin, İsveçli bir Protestan papazın durumu söz konusudur.
- For example, there was the case of a Swedish Protestant pastor.
- Örneğin, İsveçli bir Protestan papazın davası vardı.
- Whenever Christian pastors or missionaries are treated in this way, it should be a matter of considerable concern.
- Ne zaman Hıristiyan papazlara ya da misyonerlere bu şekilde davranılsa, bu ciddi bir endişe konusu olmalıdır.
- Pastor Ericsson's not coming because he's got a cold.
- Papaz Ericsson üşüttüğü için gelmiyor.
- Pastor Ericsson's not coming because he's got a cold.
- Papaz Ericsson nezle olduğu için gelmiyor.
- He confessed his sins to the pastor.
- O, papaza günahlarını itiraf etti.
- The pastor is nourished by the church.
- Papaz kilise tarafından beslenir.
- The girl closed her eyes and listened to the pastor.
- Kız gözlerini kapattı ve papazı dinledi.
- You're still a pastor, aren't you?
- Sen hâlâ bir papazsın, değil mi?
- The pastor says Jesus hasn't returned yet because people haven't donated enough cash.
- Papaz, insanlar yeterince para bağışlamadığı için İsa'nın henüz dönmediğini söylüyor.
- Sami was a town pastor.
- Sami kasabanın papazıydı.
- You're still a pastor, aren't you?
- Hâlâ papazsın, değil mi?
- The girl, closing her eyes, listened to the pastor.
- Kız gözlerini kapatarak papazı dinledi.
- Bob became a pastor.
- Bob bir papaz oldu.
- I became a pastor.
- Papaz oldum.
- The pastor of the church is Tom Jackson.
- Kilisenin papazı Tom Jackson.
- I became a pastor.
- Ben bir papaz oldum.
- The pastor of the church is Tom Jackson.
- Kilisenin papazı Tom Jackson'dır.
- My father was a pastor.
- Babam bir papazdı.
- The pastor's sermons may bore you, but they are morally edifying.
- Papazın vaazları sizi sıkabilir, ama ahlaki açıdan eğiticidir.
- He confessed his sins to the pastor.
- Papaza günahlarını itiraf etti.
- Sami called the pastor.
- Sami papazı aradı.
- The pastor said Tom's going to burn in hell.
- Papaz, Tom'un cehennemde yanacağını söyledi.
- Tom became a pastor.
- Tom bir papaz oldu.
- Tom spoke to the pastor for three hours.
- Tom papazla üç saat konuştu.
- Sami was a town pastor.
- Sami bir kasaba papazıydı.
- Tom isn't your typical pastor.
- Tom bildiğiniz tipik papazlardan değil.
- The pastor gave a sermon.
- Papaz bir vaaz verdi.
- Tom is the church's pastor.
- Tom kilisenin papazı.
- Tom spoke to the pastor for three hours.
- Tom üç saatliğine papazla konuştu.
- Tom is the church's pastor.
- Tom kilisenin papazıdır.
- Tom is a pastor.
- Tom bir papaz.
- The girl closed her eyes and listened to the pastor.
- Kız gözlerini kapadı ve papazı dinledi.
- The pastor said Tom's going to burn in hell.
- Papaz Tom'un cehennemde yanacağını söyledi.
- Bob became a pastor.
- Bob papaz oldu.
- The pastor is nourished by the church.
- Papaz kilise tarafından besleniyor.
Show More (33)
|
