pillage - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
pillage yağmalamak v.
  • In terms of fishing agreements, the Union pillages third-world waters, instead of encouraging local industries.
  • Balıkçılık anlaşmaları açısından Birlik, yerel endüstrileri teşvik etmek yerine üçüncü dünya sularını yağmalamaktadır.
  • The Huns pillaged the village and burned it to the ground.
  • Hunlar köyü yağmaladılar ve onu yakıp kül ettiler.
  • Sami and Layla pillaged Farid's house.
  • Sami ve Layla, Farid'in evini yağmaladı.
Show More (2)