1 |
plunder |
yağmalamak |
v. |
|
- The family doctor or the multinational companies that keep plundering the health sector?
- Aile hekimi mi yoksa sağlık sektörünü yağmalamaya devam eden çok uluslu şirketler mi?
- Other countries too in old and new Europe are, however, guilty of plundering the natural resources of Africa.
- Ancak eski ve yeni Avrupa'daki diğer ülkeler de Afrika'nın doğal kaynaklarını yağmalamaktan suçludur.
- Thieves plundered the museum.
- Hırsızlar müzeyi yağmaladılar.
- Thieves plundered the museum.
- Hırsızlar müzeyi yağmaladı.
Show More (1)
|
2 |
plunder |
talan etmek |
v. |
|
- The proposed measures will in no way affect industrial fishing that plunders the sea.
- Önerilen tedbirler, denizi talan eden endüstriyel balıkçılığı hiçbir şekilde etkilemeyecektir.
- Thieves plundered the museum.
- Hırsızlar müzeyi talan ettiler.
Show More (-1)
|
3 |
plunder |
talan |
n. |
|
- A condemnation of the plundering carried out by the Mobuto regime.
- Mobuto rejimi tarafından gerçekleştirilen talanın kınanması.
Show More (-2)
|