politician - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
politician politikacı n.
  • Moreover, every politician has a soft spot for small and medium-sized enterprises.
  • Dahası, her politikacının küçük ve orta ölçekli işletmelere karşı bir zaafı vardır.
  • I consider myself to be a Dutch politician, not a European official.
  • Ben kendimi Hollandalı bir politikacı olarak görüyorum, Avrupalı bir yetkili olarak değil.
  • The Politician's corpse was borne away.
  • Politikacının cesedi götürüldü.
Show More (135)
politician siyasetçi n.
  • We are joined in the public gallery by many friends, politicians and diplomats from the applicant countries.
  • Başvuru sahibi ülkelerden çok sayıda dostumuz, siyasetçi ve diplomat da halk salonunda bize katılıyor.
  • This applies especially, of course, to the present generation of politicians.
  • Elbette bu durum özellikle şimdiki nesil siyasetçiler için geçerlidir.
  • Politicians in individual Member States have, in our opinion, made some astonishing statements.
  • Kanaatimizce, münferit Üye Devletlerdeki siyasetçiler bazı şaşırtıcı açıklamalarda bulunmuşlardır.
Show More (72)
politician siyasi n.
  • He drew amusing caricatures of politicians.
  • Siyasilerle ilgili gırgır karikatürler çizerdi.
  • This rule will obviously remain in place until the politicians win people's trust.
  • Bu kural, siyasiler toplumun güvenini kazanana kadar süreceğe benziyor.
Show More (-1)