|
- That proved to be another lie.
- Bunun da başka bir yalan olduğu ortaya çıktı.
- ECHELON proved to be less extensive than we had believed, and the issue has now been somewhat defused.
- ECHELON'un sandığımızdan daha az kapsamlı olduğu ortaya çıktı ve sorun artık bir şekilde yatıştırıldı.
- We shall just have to wait and see if they prove to be right.
- Haklı çıkıp çıkmayacaklarını bekleyip göreceğiz.
- The forests proved to be the major stumbling block this time round.
- Ormanlar bu sefer en büyük engel olarak ortaya çıktı.
- The role of network and information security proved to be crucial.
- Ağ ve bilgi güvenliğinin rolünün çok önemli olduğu ortaya çıktı.
- If these explanations prove to be less than satisfactory, things are going to get unpleasant for everyone involved.
- Bu açıklamaların tatmin edici olmadığı ortaya çıkarsa, ilgili herkes için işler tatsız bir hal alacaktır.
- Worries about price increases proved to be more or less unjustified.
- Fiyat artışlarına ilişkin endişelerin az çok haksız olduğu ortaya çıktı.
- My first impression of him proved to be correct.
- Onun hakkındaki ilk izlenimim doğru çıktı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
- Babası olduğunu sandığım adam tamamen yabancı çıktı.
- The experiment proved to be successful.
- Deney başarılı çıktı.
- The math homework proved to be easier than I had expected.
- Matematik ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
- Şarkıcı olduğunu sandığım kızın başka biri olduğu ortaya çıktı.
Show More (9)
|