|
- He is punctual.
- Dakiktir.
- Tom and Mary are both usually punctual, aren't they?
- Tom ve Mary genellikle dakiktir, değil mi?
- I'd like you to be more punctual.
- Daha dakik olmanı istiyorum.
- It's rare to find employees who are punctual.
- Dakik çalışan bulmak nadirdir.
- You're punctual.
- Sen dakiksin.
- I wasn't punctual.
- Dakik değildim.
- He's always punctual.
- O her zaman dakik.
- Tom is likely to be punctual.
- Tom'un dakik olması muhtemel.
- I hope you're punctual.
- Umarım dakiksindir.
- Tom won't likely be punctual.
- Tom muhtemelen dakik davranmayacaktır.
- Tom is usually punctual, isn't he?
- Tom genellikle dakik, değil mi?
- She doesn't like people who are not punctual.
- Dakik olmayan insanlardan hoşlanmaz.
- He is always punctual.
- Her zaman dakiktir.
- Compared with her sister, she isn't very punctual.
- Kız kardeşiyle karşılaştırıldığında, çok dakik değil.
- He is smart, and what is more, honest and punctual.
- Zeki, dahası dürüst ve dakik.
- Tom never was very punctual.
- Tom hiç dakik değildi.
- Don't let it be said I am not punctual.
- Dakik olmadığımın söylenmesine izin vermeyin.
- He's always punctual.
- Her zaman dakiktir.
- Tom used to be punctual.
- Tom dakikti.
- Tom is always punctual, isn't he?
- Tom her zaman dakiktir, değil mi?
- Tom is always punctual, isn't he?
- Tom her zaman dakik, değil mi?
- Tom and Mary are both usually punctual, aren't they?
- Tom ve Mary genellikle dakiktirler, değil mi?
- Tom is punctual.
- Tom dakik.
- Tom said Mary was likely to be punctual.
- Tom, Mary'nin muhtemelen dakik davranacağını söyledi.
- Tom is punctual.
- Tom dakiktir.
- I hope Tom is punctual.
- Umarım Tom dakiktir.
- Paul is punctual like a clock.
- Paul, bir saat gibi dakiktir.
- She is not as punctual as her little sister.
- O, küçük kız kardeşi kadar dakik değil.
- Tom is always punctual.
- Tom her zaman dakiktir.
- You're punctual.
- Dakiksiniz.
- She doesn't like people who aren't punctual.
- Dakik olmayan insanları sevmez.
- We're punctual.
- Biz dakikiz.
- Tom is punctual, isn't he?
- Tom dakiktir, değil mi?
- I was punctual.
- Dakiktim.
- She is not as punctual as her little sister.
- Küçük kız kardeşi kadar dakik değil.
- Tom is usually punctual, isn't he?
- Tom genellikle dakiktir, değil mi?
- Tom is punctual, isn't he?
- Tom dakik, değil mi?
- He is punctual.
- O, dakiktir.
- I know Tom is usually punctual.
- Tom'un genellikle dakik olduğunu biliyorum.
- Compared with her sister, she isn't very punctual.
- Kız kardeşi ile karşılaştırıldığında o çok dakik değil.
- He is always punctual.
- O her zaman dakiktir.
- He is smart, and what is more, honest and punctual.
- O akıllı, daha da fazlası dürüst ve dakik.
- Tom used to be punctual.
- Tom eskiden dakikti.
- Paul is punctual like a clock.
- Paul, saat gibi dakiktir.
- I'm punctual.
- Ben dakikim.
- She doesn't like people who are not punctual.
- Dakik olmayan insanları sevmez.
- Are you punctual?
- Dakik misin?
- Tom was punctual, but Mary wasn't.
- Tom dakikti ama Mary değildi.
- Tom was punctual.
- Tom dakikti.
Show More (46)
|