|
- We need the economic growth that will generate jobs and a better quality of life.
- İstihdam ve daha iyi bir yaşam kalitesi yaratacak ekonomik büyümeye ihtiyacımız var.
- Society cannot be said to be progressing if greater life expectancy is not matched by improvements in quality of life.
- Yaşam süresinin artması, yaşam kalitesindeki iyileşmelerle eşleşmediği sürece, toplum ilerleme kaydetmiş sayılamaz.
- The outcome of tomorrow's vote will very largely decide what their quality of life in the future will be.
- Yarınki oylamanın sonucu, gelecekte yaşam kalitelerinin ne olacağına büyük ölçüde karar verecek.
- Food is the most basic prerequisite for people's health and quality of life.
- Gıda, insanların sağlığı ve yaşam kalitesi için en temel ön koşuldur.
- It is a chronic health issue and has considerable effects on the quality of life of those who acquire this disease.
- Kronik bir sağlık sorunudur ve bu hastalığa yakalananların yaşam kalitesi üzerinde önemli etkileri vardır.
- They want a Union that delivers the quality of life and the type of society they desire.
- Arzu ettikleri yaşam kalitesini ve toplum tipini sunan bir Birlik istiyorlar.
- They will, lastly, allow us to combine jobs, salaries, services and quality of life.
- Son olarak, işleri, maaşları, hizmetleri ve yaşam kalitesini birleştirmemize olanak tanıyacaklar.
- It significantly improves the quality of life for disabled people, because it is installed in their own homes.
- Kendi evlerine kurulduğu için engelli insanların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır.
- Canada was ranked first in the quality of life category.
- Kanada, yaşam kalitesi kategorisinde birinci sıradaydı.
- Canada was ranked first in the quality of life category.
- Kanada, yaşam kalitesi kategorisinde birinci sırada yer aldı.
- Economic freedom improves quality of life.
- Ekonomik özgürlük yaşam kalitesini artırır.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients' quality of life.
- Tom hastaların yaşam kalitesini artırmak için elinden gelen her şeyi yapıyor.
- The initiative measurably improved quality of life for the villagers.
- Bu girişim, köylülerin yaşam kalitesini ölçülebilir ölçüde artırdı.
- GDP isn't a measure of the quality of life in a country.
- GSYİH bir ülkedeki yaşam kalitesinin ölçüsü değildir.
- Economic freedom improves quality of life.
- Ekonomik özgürlük yaşam kalitesini arttırır.
- GDP isn't a measure of the quality of life in a country.
- GSYİH bir ülkedeki yaşam kalitesinin bir ölçüsü değildir.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
- Son 100 yılda bilim ve teknoloji ile toplumun diğer alanlarındaki ilerlemeler yaşam kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
Show More (14)
|