1 |
raid |
baskın |
n. |
|
- Two packs of cocaine were seized in a police raid.
- Polis baskınında iki paket kokain ele geçirildi.
- But what I find more interesting is the background against which this raid took place.
- Ancak benim daha ilginç bulduğum şey, bu baskının gerçekleştiği arka plan.
- It was on the afternoon of that day that the raid was carried out.
- Baskın o gün öğleden sonra gerçekleştirildi.
- There have been repeated, even more savage raids in the past.
- Geçmişte tekrarlanan, hatta daha vahşi baskınlar oldu.
- There have been repeated, even more savage raids in the past.
- Geçmişte tekrarlanan, hatta daha vahşi baskınlar olmuştur.
- Tom was killed in the raid.
- Tom baskında öldürüldü.
- They shot down two enemy planes during the raid.
- Onlar baskında iki düşman uçağını vurdular.
- The raid was successful.
- Baskın başarılı oldu.
- Some said his raid was an act of war.
- Bazıları onun baskınının bir savaş eylemi olduğunu söyledi.
- The raid was successful.
- Baskın başarılıydı.
- Some said his raid was an act of war.
- Bazıları bu baskının bir savaş eylemi olduğunu söyledi.
- Tom's number plates were stolen and used in a ram raid.
- Tom'un plakası çalındı ve bir koç baskınında kullanıldı.
- They shot down two enemy planes during the raid.
- Baskın sırasında iki düşman uçağı düşürdüler.
Show More (10)
|
2 |
raid |
basmak |
v. |
|
- The main office was raided by the police.
- Merkez ofis polis tarafından basıldı.
- The police raided the speakeasy.
- Polis içkili mekanı bastı.
- The police raided the speakeasy.
- Polisler gizlice içki satılan yeri bastı.
- The main office was raided by the police.
- Ana ofis polis tarafından basılmıştı.
- The army raided the rebel camp.
- Ordu isyancı kampını bastı.
- The house was raided by the police.
- Ev polis tarafından basıldı.
- The house was raided by the police.
- Ev polis tarafından basılmıştı.
Show More (4)
|
3 |
raid |
saldırı |
n. |
|
- Several buildings were destroyed in an air raid.
- Bir hava saldırısında birkaç bina yıkılmıştır.
- A further negative point is the clear lack of condemnation of the bombing raids that Iraq still suffers periodically.
- Bir diğer olumsuz nokta ise Irak'ın hala periyodik olarak maruz kaldığı bombalama saldırılarının açıkça kınanmamasıdır.
- Sixteen other victims, including 9 children, had already been claimed during a raid on Gaza at the end of July.
- Temmuz ayı sonunda Gazze'ye düzenlenen saldırıda 9'u çocuk olmak üzere 16 kişi daha hayatını kaybetmişti.
- Sixteen other victims, including 9 children, had already been claimed during a raid on Gaza at the end of July.
- Temmuz sonunda Gazze'ye yapılan saldırıda 9'u çocuk olmak üzere 16 kurban daha verilmişti.
- He completed many dangerous bombing raids.
- Birçok tehlikeli bombalama saldırısını tamamladı.
Show More (2)
|
4 |
raid |
baskın yapmak |
v. |
|
- I saw the FBI raid their home for weapons.
- FBI'ın evlerine silah aramak için baskın yaptığını gördüm.
- Why did the FBI raid Tom's house?
- Neden FBI Tom'un evine baskın yaptı?
- Why did the FBI raid Tom's house?
- FBI neden Tom'un evine baskın yaptı?
Show More (0)
|
5 |
raid |
baskın düzenlemek |
v. |
|
- A massive raid was mounted against military interventions.
- Askeri müdahalelere karşı büyük bir baskın düzenlendi.
- There is great danger that raids by terrorists will gain them access to these weapons.
- Teröristlerin baskınlar düzenleyerek bu silahlara erişim sağlama tehlikesi büyüktür.
- The Melbourne police raided the bookstore for violating censorship laws.
- Melbourne polisi sansür yasalarını ihlal ettiği için kitapçıya baskın düzenledi.
Show More (0)
|
6 |
raid |
yağmalamak |
v. |
|
- Two men raided the jewellers on the main street.
- İki adam ana caddedeki kuyumcuları yağmalamış.
Show More (-2)
|
7 |
raid |
talan etmek |
v. |
|
- She couldn't stop herself from raiding the fridge.
- Buzdolabını talan etmekten kendini alamadı.
Show More (-2)
|
8 |
raid |
yağma |
n. |
|
- He was killed in a bank raid in Kabul.
- Kabil'de bir bankaya yapılan yağma sırasında öldürülmüş.
Show More (-2)
|
9 |
raid |
saldırmak |
v. |
|
- He did nothing while troops raided the town.
- Askerler kasabaya saldırırken o hiçbir şey yapmadı.
Show More (-2)
|