|
- It was the discharge procedure that ultimately led to the forced resignation of the Commission back in 1999.
- Nihayetinde 1999 yılında Komisyon'un istifaya zorlanmasına yol açan da bu ibra prosedürü olmuştur.
- There is enormous pressure of expectation following the events that led to the resignation of the previous Commission.
- Bir önceki Komisyon'un istifasına yol açan olayların ardından büyük bir beklenti baskısı oluşmuştur.
- It was the discharge procedure that ultimately led to the forced resignation of the Commission back in 1999.
- Nihayetinde 1999 yılında Komisyon'un istifaya zorlanmasına yol açan da bu tahliye prosedürüydü.
- Such resignation is dangerous for democracy itself.
- Böyle bir istifa demokrasinin kendisi için tehlikelidir.
- That struggle brought about the resignation of President Sánchez de Lozada.
- Bu mücadele Başkan Sánchez de Lozada'nın istifasını getirdi.
- We are seeking information and not the resignation of the Commission as some have rumoured.
- Biz bilgi istiyoruz, bazılarının söylediği gibi Komisyon'un istifasını değil.
- We have seen that the Secretary-General of the Meretz Party has tendered his resignation.
- Meretz Partisi Genel Sekreterinin istifasını sunduğunu gördük.
- The repercussions of the schedule for advance resignation now await you.
- Ön istifa programının yansımaları şimdi sizi bekliyor.
- Both Tom and Mary's resignations were announced Monday.
- Hem Tom hem de Mary'nin istifaları pazartesi duyuruldu.
- The news of the mayor's resignation traveled fast.
- Belediye başkanının istifa haberi hızla yayıldı.
- His failure led to his resignation.
- Başarısızlığı istifasına yol açtı.
- His resignation left a vacancy in the cabinet.
- İstifası kabinede bir boşluk yarattı.
- Tom has handed in his resignation.
- Tom istifasını verdi.
- I hereby tender my resignation.
- Bu yüzden istifamı sunuyorum.
- Tom announced his resignation yesterday.
- Tom dün istifasını açıkladı.
- He handed in his resignation to his boss.
- Patronuna istifasını sundu.
- Tom's resignation took effect immediately.
- Tom'un istifası derhal yürürlüğe girdi.
- He decided to submit his resignation.
- İstifasını sunmaya karar verdi.
- Tom turned in his resignation.
- Tom istifasını teslim etti.
- Did you hear about Tom's resignation?
- Tom'un istifasını duydunuz mu?
- She tendered her resignation.
- İstifasını sundu.
- Tom called for Mary's resignation.
- Tom, Mary'nin istifasını istedi.
- Did he hand in his resignation?
- İstifasını verdi mi?
- In the meantime, the majority of the Germans demand Wulff's resignation.
- Bu arada, Almanların büyük çoğunluğu Wulff'ın istifasını talep ediyor.
- I was surprised by his resignation.
- İstifası beni şaşırttı.
- She asked for my resignation.
- O benim istifamı istedi.
- Tom decided to submit his resignation.
- Tom istifasını sunmaya karar verdi.
- Both Tom and Mary's resignations were announced Monday.
- Tom ve Mary'nin istifaları pazartesi günü açıklandı.
- I've accepted Tom's resignation.
- Tom'un istifasını kabul ettim.
- He asked for my resignation.
- O benim istifamı istedi.
- Tell her she should present her immediate resignation.
- Ona derhâl istifasını sunması gerektiğini söyle.
- She asked for my resignation.
- İstifamı istedi.
- I hereby tender my resignation.
- İstifamı sunuyorum.
- When did Tom hand in his resignation?
- Tom istifasını ne zaman verdi?
- She submitted her resignation.
- O istifasını sundu.
- Did he hand in his resignation?
- O, istifasını sundu mu?
- I was surprised by his resignation.
- Onun istifasına şaşırmıştım.
- They were stunned after finding out about his resignation.
- İstifasını öğrendikten sonra şaşkına döndüler.
- Tom's resignation took effect immediately.
- Tom'un istifası hemen yürürlüğe girdi.
- He submitted his resignation.
- O istifasını sundu.
- Tom confirmed his resignation.
- Tom istifasını onayladı.
- Tom submitted his resignation.
- Tom istifasını sundu.
- Did you hear about Tom's resignation?
- Tom'un istifasını duydun mu?
- He submitted his resignation.
- İstifasını sundu.
- We refused to accept Tom's resignation.
- Tom'un istifasını kabul etmeyi reddettik.
- Tom has accepted Mary's resignation.
- Tom Mary'nin istifasını kabul etti.
- He asked for my resignation.
- İstifamı istedi.
- Tom confirmed his resignation.
- Tom istifasını doğruladı.
- She submitted her resignation.
- İstifasını sundu.
- Tom has accepted Mary's resignation.
- Tom, Mary'nin istifasını kabul etti.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
- Şirketin politikasını protesto etmek için istifasını sundu.
- Tom's resignation was effective Monday.
- Tom'un istifası pazartesi günü yürürlüğe girdi.
- Tom has submitted his resignation.
- Tom istifasını sundu.
- He handed in his resignation to his boss.
- Patronuna istifasını verdi.
- Tell her she should present her immediate resignation.
- Ona derhal istifasını sunması gerektiğini söyle.
- He decided to submit his resignation.
- İstifasını sunma kararı aldı.
- There were no resignations.
- İstifa yoktu.
- The boss asked for Tom's resignation.
- Patron Tom'un istifasını istedi.
- Tom has handed in his resignation.
- Tom istifasını sundu.
- In the meantime, the majority of the Germans demand Wulff's resignation.
- Bu arada, Almanların çoğunluğu Wulff'un istifasını istiyor.
Show More (57)
|