| 1 |
rug |
halı |
n. |
|
- A brown rug was covering the wooden floors.
- Ahşap zemin kahverengi bir halıyla kaplıydı.
- This rug is handmade.
- Bu halı el yapımı.
- The floor was completely covered by a large rug.
- Zemin tamamen büyük bir halı ile kaplıydı.
- The floor was completely covered by a large rug.
- Zemin tamamen büyük bir halıyla kaplıydı.
- Let's shake the rug.
- Halıyı silkeleyelim.
- During the day I went to Ikea to return the rug.
- Gün içinde halıyı iade etmek için Ikea'ya gittim.
- We need to buy a new rug for this room.
- Bu oda için yeni bir halı almalıyız.
- Tom sat on the rug.
- Tom halının üzerine oturdu.
- Tom beat the rug with his old racket.
- Tom eski raketiyle halıya vurdu.
- Do you have the stuff you need to make the rug?
- Halı yapmak için ihtiyacın olan gerekli şeyler var mı?
- Tom bought a silk rug.
- Tom bir ipek halı satın aldı.
- We need a new rug.
- Yeni bir halıya ihtiyacımız var.
- Tom bought a rug.
- Tom bir halı aldı.
- Please beat the rug, first.
- Lütfen ilk önce halıyı çırp.
- Tom was vacuuming the rug while Mary was mopping the kitchen floor.
- Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı temizliyordu.
- I have to buy a new rug for the room.
- Oda için yeni bir halı almalıyım.
- I hate this rug.
- Bu halıdan nefret ediyorum.
- We have to buy a new rug for this room.
- Bu oda için yeni bir halı almalıyız.
- This rug has been cleaned.
- Bu halı temizlendi.
- Tom is lying face down on a rug.
- Tom bir halının üzerinde yüzüstü yatıyor.
- Do you have the stuff you need to make the rug?
- Halıyı yapmak için gereken malzemeleriniz var mı?
- We need to buy a new rug for this room.
- Bu oda için yeni bir halı satın almamız gerekiyor.
- I have to buy a new rug for the room.
- Oda için yeni bir halı almak zorundayım.
- This rug is large enough to cover the whole floor.
- Bu halı tüm zemini kaplayacak kadar büyük.
- Tom was vacuuming the rug while Mary was mopping the kitchen floor.
- Mary mutfak zeminini paspaslarken Tom halıyı süpürüyordu.
- It's a beautiful rug.
- Güzel bir halı.
- It's a beautiful rug.
- Çok güzel bir halı.
- The cat is on the rug.
- Kedi halının üzerinde.
- The cat is on the rug.
- Kedi halının üstünde.
- Let's shake the rug.
- Halıyı sallayalım.
- We'll have to measure the room before we buy the rug.
- Halıyı almadan önce odanın ölçüsünü almamız gerekecek.
- We have to buy a new rug for this room.
- Bu oda için yeni bir halı satın almak zorundayız.
- Tom and Mary bought a handmade rug.
- Tom ve Mary el yapımı bir halı aldılar.
- Tom and Mary bought a handmade rug.
- Tom ve Mary el yapımı bir halı aldı.
- You lie like a rug.
- Halı gibi yalan söylüyorsun.
- Tom is lying face down on a rug.
- Tom bir halı üzerinde yüzükoyun uzanıyor.
- This rug is large enough to cover the whole floor.
- Bu halı, tüm zemini kaplayacak kadar büyük.
- Fuck, I just bought a new rug and the cat already puked on it.
- Kahretsin, yeni bir halı aldım ve kedi çoktan üzerine kustu.
- The victim's body was lying face down on the rug.
- Kurbanın cesedi halının üzerinde yüzüstü yatıyordu.
- Tom bought a silk rug.
- Tom ipek halı aldı.
Show More (37)
|
| 2 |
rug |
kilim |
n. |
|
- The directive strikes me, though, as something of a patchwork rug.
- Ancak yönerge bana yamalı bir kilim gibi geliyor.
- I put down a rug under my desk.
- Masamın altına bir kilim koydum.
- I put down a rug under my desk.
- Masamın altına bir kilim serdim.
- Rugs absorb sound.
- Kilimler sesi absorbe eder.
- Tom buys and sells antique rugs.
- Tom antika kilimler alır ve satar.
Show More (2)
|
| 3 |
rug |
keçeden elbise |
n. |
|
- The shepherd had a thick rug made from wool.
- Çobanın yünden yapılmış kalın keçeden elbisesi vardı.
Show More (-2)
|
| 4 |
rug |
peruk |
n. |
|
- When did you start wearing a rug?
- Ne zaman peruk takmaya başladın?
Show More (-2)
|
