|
- The EU Carrefours are in rural areas and the Info-Points Europe in regional libraries.
- AB Carrefour'ları kırsal bölgelerde, Avrupa Bilgi Noktaları ise bölge kütüphanelerindedir.
- In my own country, projections are that more and more elderly people are moving to rural areas to retire.
- Kendi ülkemde giderek daha fazla sayıda yaşlı insanın emekli olmak için kırsal bölgelere taşınacağı tahmin ediliyor.
- It is palpably obvious that rural areas there need development.
- Kırsal bölgelerin kalkınmaya ihtiyacı olduğu apaçık ortadadır.
- It is these small workshops that ensure local supplies and maintain a variety of products in rural areas.
- Yerel tedariki sağlayan ve kırsal bölgelerde ürün çeşitliliğini sürdüren bu küçük atölyelerdir.
- The EU Carrefours are in rural areas and the Info-Points Europe in regional libraries.
- AB Carrefour'ları kırsal bölgelerde, Avrupa Bilgi Noktaları ise bölgesel kütüphanelerdedir.
- This could play a part in the creation of new jobs in rural areas.
- Bu, kırsal bölgelerde yeni iş alanlarının yaratılmasında rol oynayabilir.
- These jobs provide a lifeline to so many people living in rural areas.
- Bu işler kırsal bölgelerde yaşayan pek çok insan için bir can simidi niteliğindedir.
- Democracy cannot filter from the presidential palace down to the rural areas.
- Demokrasi cumhurbaşkanlığı sarayından kırsal bölgelere kadar inemiyor.
- They offer dedicated green space in both urban and rural areas.
- Hem kentsel, hem kırsal bölgeler için özel yeşil alanlar sunuyorlar.
Show More (6)
|