Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
scattered
dağılmış
adj.
Broken glass lay
scattered
all over the road.
Kırık cam yolun her tarafına
dağılmış
durumda.
There were empty cans
scattered
all over the place.
Her yere
dağılmış
boş kutular vardı.
There were empty cans
scattered
all over the place.
Her yere
dağılmış
boş teneke kutular vardı.
Show More (0)
2
scattered
dağınık
adj.
The heavens are
scattered
with clouds.
Gökyüzü
dağınık
bulutlarla kaplı.
Show More (-2)