Tureng - seller - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	seller	satıcı	n.
	FOB means that all costs incurred in transport up to the customs frontier are charged to the seller. FOB, gümrük sınırına kadar nakliyede katlanılan bütün maliyetlerin satıcıya yüklendiği anlamına gelir. Because in a black market blind-bidding situation, the buyer and the seller don't know each other. Çünkü karaborsada kör teklif durumunda alıcı ve satıcı birbirini tanımaz. The seller weighs the cheese on the copper scales. Satıcı peyniri bakır terazide tartıyor. After considerable argument, the buyer and the seller finally came to terms. Uzun tartışmalardan sonra, alıcı ve satıcı sonunda anlaşmaya vardılar. Don't forget to ask the seller if the jumper can be put in with the washing. Satıcıya bebek önlüğünün çamaşırla birlikte konulup konulamayacağını sormayı unutma. Don't forget to ask the seller if the jumper can be put in with the washing. Satıcıya kazağın çamaşırlarla birlikte atılıp atılamayacağını sormayı unutmayın. He began to suspect something was wrong when the seller didn't allow him to test the item before buying it. Satıcı, ürünü satın almadan önce test etmesine izin vermeyince bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenmeye başladı. After considerable argument, the buyer and the seller finally came to terms. Hatırı sayılır bir tartışmadan sonra, alıcı ve satıcı anlaşmaya vardı. The seller weighs the cheese on the copper scales. Satıcı bakır ölçeklerde peynir tartıyor. Show More (6)
2	seller	satan	n.
	This book, which was once a best seller, is now out of print. Bir zamanlar çok satan bu kitabın artık baskısı yok. Show More (-2)

	İngilizce	Türkçe
1	floods	seller	n.
	Hundreds of businesses were seriously affected by the floods, their plant and buildings badly damaged or wrecked. Yüzlerce işletme sellerden ciddi şekilde etkilenmiş, tesisleri ve binaları ağır hasar görmüş ya da yıkılmıştır. We have experienced the effects of this close to home during the recent floods. Son sel felaketinde bunun etkilerini çok yakından yaşadık. I should first like, however, to refer to the debate we have just had in connection with the tragic floods. Ancak öncelikle, trajik sel felaketiyle ilgili olarak az önce yaptığımız tartışmaya değinmek istiyorum. The floods have wrought their havoc, and we have taken immediate action. Seller tahribat yarattı ve biz de derhal harekete geçtik. The next item is the Council and Commission statements on floods in Europe. Bir sonraki madde Avrupa'daki sel felaketlerine ilişkin Konsey ve Komisyon açıklamalarıdır. Many colleagues come from Member States which were this summer struck by floods and landslides. Pek çok meslektaşım bu yaz sel ve toprak kaymalarının vurduğu Üye Devletlerden gelmektedir. With respect to the floods, it could be said that, in times of trouble, you find out who your friends are. Sel felaketiyle ilgili olarak denilebilir ki, zor zamanlarda dostlarınızın kim olduğunu öğrenirsiniz. That is clearly the case of the floods that have recently affected many regions and four States. Son zamanlarda birçok bölgeyi ve dört Eyaleti etkileyen sel felaketlerinde durum açıkça böyledir. We are deeply affected by the extent of these disastrous floods. Bu feci sel felaketinin boyutları bizi derinden etkiledi. Last year, it was floods which plunged Europe into mourning. Geçen yıl Avrupa'yı yasa boğan sel felaketleri oldu. The floods caused fatalities, injuries and distress. Seller ölümlere, yaralanmalara ve sıkıntılara neden oldu. Natural disasters, droughts, floods and desertification are but some of these factors. Doğal afetler, kuraklıklar, seller ve çölleşme bu faktörlerden sadece bazılarıdır. With external help, the local systems were repaired after the floods. Sel felaketinden sonra yerel sistemler dış yardımla onarıldı. Hundreds of businesses were seriously affected by the floods, their plant and buildings badly damaged or wrecked. Yüzlerce işletme selden ciddi şekilde etkilendi, tesisleri ve binaları ağır hasar gördü ya da yıkıldı. Many colleagues come from Member States which were this summer struck by floods and landslides. Birçok meslektaşımız bu yaz sel ve toprak kaymalarının vurduğu Üye Devletlerden geliyor. MaThe floods that hit Central Europe this August reached alarming proportions. Ağustos ayında Orta Avrupa'yı vuran seller endişe verici boyutlara ulaştı. To make matters worse, floods have hit Madagascar in recent days. Daha da kötüsü, son günlerde Madagaskar'ı sel vurdu. The floods that put Central Europe under such immense strain this summer were a huge natural catastrophe. Bu yaz Orta Avrupa'yı böylesine büyük bir baskı altına alan seller büyük bir doğal felaketti. Floods have ravaged parts of Germany. Seller Almanya'nın bazı bölgelerini harap etti. Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society. Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunlarının hepsi zaman zaman modern toplumu etkilemiştir. Avalanches move faster than floods. Çığ selden daha hızlı hareket eder. What caused the floods? Ne sele neden oldu? Classes have been suspended due to floods. Selden dolayı dersler ertelendi. Are there floods in Germany? Almanya'da sel oluyor mu? Are there floods in Germany? Almanya'da sel olur mu? There were floods as a result of the heavy rain. Şiddetli yağmur nedeniyle sel meydana geldi. They live in constant dread of floods. Sürekli sel korkusu içinde yaşıyorlar. Man fears disasters such as floods and fires. İnsan sel ve yangın gibi felaketlerden korkar. Avalanches move faster than floods. Çığlar sellerden daha hızlı hareket eder. The heavy rain brought floods in the valley. Şiddetli yağmur vadiye sel getirdi. The floods ruined the crops. Seller ekinleri mahvetti. What caused the floods? Sele ne sebep oldu? Previously, floods were fate for the region. Önceden sel, bölge için bir kaderdi. Classes have been suspended due to floods. Sel nedeniyle derslere ara verildi. Sandbags can be used to erect a temporary wall to protect against floods. Kum torbaları selden korunmak için geçici bir duvar örmek için kullanılabilir. Earthquakes and floods are natural disasters. Depremler ve seller doğal felaketlerdir. Floods have ravaged parts of Germany. Seller Almanya'nın bir kısmını harap etti. They live in constant dread of floods. Onlar sürekli sel korkusu içinde yaşarlar. Earthquakes and floods are natural disasters. Depremler ve seller doğal afetlerdir. For her, floods frighten less than earthquakes. Onun için seller depremlerden daha az korkutuyor. Show More (37)