|
- That is more than we have been told so far, and I am delighted about that.
- Bu şimdiye kadar bize söylenenden çok daha fazlası ve ben bundan memnuniyet duyuyorum.
- The response so far here is not falling within ECHO's mandate as such.
- Burada şimdiye kadar verilen yanıt Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu'nun görev alanına girmemektedir.
- This year so far we have had over 20 cases of Israel denying entry to EU humanitarian teams.
- Bu yıl şimdiye kadar İsrail'in AB insani yardım ekiplerinin girişine izin vermediği 20'den fazla vaka yaşadık.
- So far, the Commission has been able to inspect these funds two years following closure of the accounts.
- Komisyon şimdiye kadar bu fonları hesapların kapatılmasından iki yıl sonra denetleyebilmiştir.
- The same thing happens every year, yet so far nothing has changed.
- Her yıl aynı şey oluyor, ancak şimdiye kadar hiçbir şey değişmedi.
- This is why they should benefit from the EU financial instruments to a much greater degree than they have so far.
- Bu nedenle AB mali araçlarından şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla yararlanmalıdırlar.
- The same thing happens every year, yet so far nothing has changed.
- Her yıl aynı şey oluyor ancak şimdiye kadar hiçbir şey değişmedi.
- So far, the international community has looked on passively.
- Şimdiye kadar uluslararası toplum pasif bir şekilde izledi.
- So far this request has been turned down.
- Şimdiye kadar bu talep geri çevrildi.
- I would say that so far, so good.
- Şimdiye kadar çok iyi olduğunu söyleyebilirim.
- That is what has been successful in mobiles so far.
- Cep telefonlarında şimdiye kadar başarılı olan da buydu.
- So far, there has been no end of analyses, but nothing practical has emerged.
- Şimdiye kadar analizlerin sonu gelmedi, ancak pratik hiçbir şey ortaya çıkmadı.
- So far, the Commission has been able to inspect these funds two years following closure of the accounts.
- Komisyon şimdiye kadar bu fonları hesapların kapatılmasından iki yıl sonra denetleyebildi.
- The sad thing is that sanctions have proved ineffective so far.
- Üzücü olan, yaptırımların şimdiye kadar etkisiz kalmış olması.
- So far, this sector has enjoyed a sound reputation where security is concerned.
- Şimdiye kadar bu sektör, güvenlik söz konusu olduğunda sağlam bir itibara sahip olmuştur.
- Allow me also to begin by thanking the Danish Presidency for its splendid cooperation so far.
- Danimarka Başkanlığı'na şimdiye kadarki muhteşem işbirliği için teşekkür ederek başlamama izin verin.
- I am very encouraged by what I have heard so far.
- Şimdiye kadar duyduklarım beni çok cesaretlendirdi.
- Small localities in Sweden have so far been the losers in the dishonest job trading conducted in Europe.
- Avrupa'da yürütülen dürüst olmayan iş ticaretinde şimdiye kadar kaybedenler İsveç'teki küçük yerel yönetimler oldu.
- This is a field which so far had not been harmonised.
- Bu, şimdiye kadar uyumlaştırılmamış bir alandır.
- I should like to begin by paying some compliments on the work that has been done so far.
- Şimdiye kadar yapılan çalışmalarla ilgili bazı iltifatlarda bulunarak başlamak istiyorum.
- I think that the policy so far has been unduly defensive.
- Şimdiye kadarki politikanın gereğinden fazla savunmacı olduğunu düşünüyorum.
- The generals' roadmap to democracy has so far only led to prison.
- Generallerin demokrasiye giden yol haritası şimdiye kadar sadece hapishaneyle sonuçlandı.
- So far that progress has been good, if a little slow.
- Şimdiye kadar kaydedilen ilerleme biraz yavaş da olsa iyi olmuştur.
- The problem so far is that taxpayers paid when something went wrong.
- Şimdiye kadarki sorun, vergi mükelleflerinin bir şeyler yanlış gittiğinde ödeme yapmasıydı.
- So far, we have focused far more on the consequences of terrorism than on its roots.
- Şimdiye kadar terörizmin köklerinden çok sonuçlarına odaklandık.
- Nevertheless Selim has so far visited Israel seven times.
- Bununla birlikte Selim şimdiye kadar İsrail'i yedi kez ziyaret etmiştir.
- There is a need for terrorism to be defined more clearly than has so far been the case.
- Terörizmin şimdiye kadar olduğundan daha net bir şekilde tanımlanmasına ihtiyaç vardır.
- The Council has not, however, so far approved the 4th Financial Protocol.
- Bununla beraber, Konsey, şimdiye kadar, 4ncü Mali Protokolü onaylamış değildir.
- What concrete steps has the Commission so far taken to this end?
- Komisyon bu amaçla şimdiye kadar hangi somut adımları atmıştır?
- So far, it has not shown much desire to do so.
- Şimdiye kadar, bunu yapmak için fazla bir istek de göstermedi.
- However, progress to tackle child labour has so far been limited.
- Ancak, çocuk işçiliğiyle mücadelede kaydedilen ilerleme şimdiye kadar sınırlı olmuştur.
- Or at least that it has not so far been interpreted in that way.
- Ya da en azından şimdiye kadar bu şekilde yorumlanmamıştır.
- So far, the Commission has not seen fit to adopt these improvements.
- Komisyon şimdiye kadar bu iyileştirmeleri benimsemeyi uygun görmemiştir.
- This measure has only been partially implemented so far.
- Bu tedbir şimdiye kadar sadece kısmen uygulanmıştır.
- So far, the most important privatisation has involved the banking and oil sectors.
- Şimdiye kadar, en önemli özelleştirmeler bankacılık ve petrol sektörlerinde olmuştur.
- So far, attempts to scale down government intervention have been unsuccessful.
- Şimdiye kadar, devlet müdahalesini azaltmaya yönelik girişimler başarısız olmuştur.
- What have we done so far?
- Şimdiye kadar ne yaptık?
- After all, Europol's usefulness has so far proved very limited in practice.
- Sonuçta, Europol'ün faydası şimdiye kadar pratikte çok sınırlı olmuştur.
- It is clear that we cannot continue to do things as they have been done so far.
- İşleri şimdiye kadar yapıldığı gibi yapmaya devam edemeyeceğimiz açıktır.
- Or at least that it has not so far been interpreted in that way.
- Ya da en azından şimdiye kadar bu şekilde yorumlanmadı.
- So far these proposals have tended to be directed more at the large companies.
- Şimdiye kadar bu öneriler daha çok büyük şirketlere yönelikti.
- So far we have been incapable of responding to the long-term needs or shortages.
- Şimdiye kadar uzun vadeli ihtiyaçlara veya eksikliklere cevap vermekte yetersiz kaldık.
- So far, these efforts have been fruitless.
- Şimdiye kadar bu çabalar sonuçsuz kalmıştır.
- You have our full backing on everything you have done in getting better information on implementation for us so far.
- Uygulama hakkında daha iyi bilgi edinmek için şimdiye kadar yaptığınız her şeyde tam desteğimize sahipsiniz.
- So far these proposals have tended to be directed more at the large companies.
- Şimdiye kadar bu teklifler daha çok büyük şirketlere yönelikti.
- We cannot simply call what we have done so far success and move on to the next failed state.
- Şimdiye kadar yaptıklarımıza başarı deyip bir sonraki başarısız devlete geçemeyiz.
- Are the States which have so far been receiving aid going to stop doing so in favour of the new States?
- Şimdiye kadar yardım alan Devletler, yeni Devletler lehine bu yardımı kesecekler mi?
- Only 15 Foreign Nationals have so far been detained under this Act.
- Şimdiye kadar sadece 15 Yabancı Uyruklu Kişi bu Kanun kapsamında gözaltına alınmıştır.
- The Commission is grateful for the support Parliament has so far shown for this proposal.
- Komisyon, Parlamentonun bu teklife şimdiye kadar gösterdiği destek için minnettardır.
- Could the Commission assess any results attained by the talks so far?
- Komisyon şimdiye kadar yapılan görüşmelerden elde edilen sonuçları değerlendirebilir mi?
- What's happened so far?
- Şimdiye kadar ne oldu?
- Tom has done OK so far.
- Tom şimdiye kadar iyi iş çıkardı.
- So far there has been no news.
- Şimdiye kadar hiç haber çıkmadı.
- I've written about 3,000 words so far.
- Şimdiye kadar yaklaşık 3,000 kelime yazdım.
- I've had a good day so far.
- Şimdiye kadar iyi bir gün geçirdim.
- What have you learned about Tom so far?
- Şimdiye kadar Tom hakkında ne öğrendin?
- We're doing OK so far.
- Şimdiye kadar iyi gidiyoruz.
- How much have you invested so far?
- Şimdiye kadar ne kadar yatırım yaptın?
- I'm not complaining and so far no one else has complained, although working conditions are truly terrible.
- Çalışma koşulları çok berbat olmasına rağmen ben şikayet etmiyorum ve şimdiye kadar hiç kimse şikayet etmedi.
- It's happened three times so far.
- Bu şimdiye kadar üç kez oldu.
- I have read three of Shakspeare's works so far.
- Şimdiye kadar Shakspeare'in üç eserini okudum.
- It's been great so far.
- Şimdiye kadar harikaydı.
- How many books do you think you have read so far?
- Şimdiye kadar kaç tane kitap okuduğunuzu düşünüyorsunuz?
- So far I have been getting along well with my friends.
- Şimdiye kadar arkadaşlarımla iyi geçindim.
- How many cities have been bombed so far?
- Şimdiye kadar kaç tane şehir bombalandı?
- How many people have I insulted so far?
- Şimdiye kadar kaç kişiye hakaret ettim?
- I have not been able to find a job so far.
- Şimdiye kadar bir iş bulamadım.
- Who have you told so far?
- Şimdiye kadar kime söyledin?
- Tom has done very well so far.
- Tom şimdiye kadar çok iyi iş çıkardı.
- How much money has Tom stolen so far?
- Tom şimdiye kadar ne kadar para çaldı?
- How many computers have you had so far?
- Şimdiye kadar kaç tane bilgisayarınız oldu?
- So far, we only have three volunteers.
- Şimdiye kadar sadece üç gönüllümüz var.
- How's it going so far?
- Şimdiye kadar nasıl gitti?
- Everything's gone pretty good so far.
- Şimdiye kadar her şey oldukça iyi gitti.
- What have you accomplished so far today?
- Bugün şimdiye kadar ne yaptın?
- So far, they haven't arrived.
- Şimdiye kadar gelmediler.
- How many pounds have you lost so far?
- Şimdiye kadar kaç kilo verdin?
- So far we have been quite successful.
- Şimdiye kadar oldukça başarılı olduk.
- How many cars have you owned so far?
- Şimdiye kadar kaç tane arabanız oldu?
- You've done a good job so far.
- Şimdiye kadar iyi iş çıkardın.
- How many idioms have we studied so far?
- Şimdiye kadar kaç deyim çalıştık?
- I haven't liked anything I've seen so far.
- Şimdiye kadar gördüğüm hiçbir şeyden hoşlanmadım.
- So far we have been quite successful.
- Şimdiye kadar oldukça başarılıydık.
- How many hours has Tom spent helping you so far?
- Tom şimdiye kadar sana yardım etmek için kaç saat harcadı?
- Tom has made the same mistake three times so far.
- Tom şimdiye kadar aynı hatayı üç kez yaptı.
- Tom has done good work so far.
- Tom şimdiye kadar iyi iş çıkardı.
- Tom is doing a good job so far.
- Tom şimdiye kadar iyi bir iş çıkardı.
- That's the only complaint I've received so far.
- Şimdiye kadar aldığım tek şikayet bu.
- How many kilograms have you lost so far?
- Şimdiye kadar kaç kilo verdin?
- We've never had any trouble with it so far.
- Şimdiye kadar onunla ilgili herhangi bir sorunumuz olmadı.
- Tom has done a good job so far.
- Tom şimdiye kadar iyi bir iş çıkardı.
- How many proverbs have we learned so far?
- Şimdiye kadar kaç tane atasözü öğrendik?
- So far, I've told no one.
- Şimdiye kadar hiç kimseye söylemedim.
- How much money have you saved so far?
- Şimdiye kadar ne kadar para biriktirdin?
- What do you have so far?
- Şimdiye kadar neyin var?
- How many episodes have you seen so far?
- Şimdiye kadar kaç bölüm izledin?
- How much oil has spilled so far?
- Şimdiye kadar ne kadar petrol döküldü?
- Our task has been easy so far, but it will be difficult from now on.
- Şimdiye kadar işimiz kolaydı ama bundan sonra zor olacak.
- You've done a good job so far.
- Şimdiye kadar iyi bir iş yaptın.
- This is an interesting movie so far.
- Şimdiye kadar ilginç bir filmdi.
- How many times have you done this so far?
- Bunu şimdiye kadar kaç defa yaptın?
- I've sold thirty tickets so far.
- Şimdiye kadar otuz bilet sattım.
- I've read about a hundred books so far.
- Şimdiye kadar yaklaşık yüz kitap okudum.
- We have not received a letter from him so far.
- Şimdiye kadar ondan bir mektup almadık.
- This is the worst accident that I have seen so far.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en kötü kaza.
- Tom has been right so far.
- Tom şimdiye kadar haklıydı.
- How am I doing so far?
- Şimdiye kadar ne yaptım?
- So far, I've told no one.
- Şimdiye kadar kimseye söylemedim.
- So far, Tom hasn't done anything.
- Şimdiye kadar Tom hiçbir şey yapmadı.
- I've been here three months, and so far I've enjoyed it.
- Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar çok keyif aldım.
- Here's a list of difficult words I have compiled so far.
- İşte şimdiye kadar derlediğim zor kelimelerin bir listesi.
- You've done a pretty good job so far.
- Şimdiye kadar oldukça iyi bir iş çıkardın.
- What do you have so far?
- Şimdiye kadar ne buldunuz?
- What do you know so far?
- Şimdiye kadar ne biliyorsun?
- I've had a lot of fun so far.
- Şimdiye kadar çok eğlendim.
- Look at what we have so far.
- Şimdiye kadar sahip olduğumuz şeylere bak.
- He has written five books so far.
- Şimdiye kadar beş kitap yazdı.
- What have you done so far?
- Şimdiye kadar ne yaptın?
- So far, they've found nothing.
- Şimdiye kadar, onlar hiçbir şey bulmadı.
- There haven't been any problems so far.
- Şimdiye kadar hiç sorun çıkmadı.
- How many times have you done this so far?
- Bunu şimdiye kadar kaç kez yaptın?
- We've received thirteen complaints so far this week.
- Bu hafta şimdiye kadar on üç şikâyet aldık.
- You have survived everything that has happened to you so far.
- Şimdiye kadar başına gelen her şeyi atlattın.
- How many proverbs have we learned so far?
- Şimdiye kadar kaç atasözü öğrendik?
- Here's a list of words I have difficulty remembering that I have compiled so far.
- İşte şimdiye kadar derlediğim hatırlamakta zorluk çektiğim kelimelerin bir listesi.
- How many exoplanets have been discovered so far?
- Şimdiye kadar kaç ötegezegen keşfedildi?
- He has built two houses so far.
- O, şimdiye kadar iki ev inşa etti.
- Tom hasn't been very helpful so far.
- Tom şimdiye kadar pek yardımcı olmadı.
- Tom has eaten three hot dogs so far.
- Tom şimdiye kadar üç sosisli sandviç yedi.
- I don't like any of the babysitters we've interviewed so far.
- Şimdiye kadar görüştüğümüz bebek bakıcılarının hiçbirini beğenmedim.
- We haven't been able to handle this so far.
- Biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.
- He has built two houses so far.
- Şimdiye kadar iki ev inşa etti.
- How many cities have been bombed so far?
- Şimdiye kadar kaç şehir bombalandı?
- So far, I haven't received anything.
- Şimdiye kadar hiçbir şey almadım.
- We haven't been able to handle this so far.
- Şimdiye kadar bunu halledemedik.
- How much distance have we covered so far?
- Şimdiye kadar ne kadar mesafe katettik?
- Tom is doing very well so far.
- Tom şimdiye kadar çok iyi gidiyor.
- So far, nobody's laughed at any of Tom's jokes.
- Şimdiye kadar kimse Tom'un şakalarına gülmedi.
- How many idioms have we studied so far?
- Şimdiye kadar kaç tane deyim öğrendik?
- I have been to more than ten foreign countries so far.
- Şimdiye kadar ondan fazla yabancı ülkede bulundum.
- How many guitar lessons have you had so far?
- Şimdiye kadar kaç gitar dersi aldın?
- So far, they've found nothing.
- Şimdiye kadar hiçbir şey bulamadılar.
- You've been doing a pretty good job so far.
- Şimdiye kadar oldukça iyi bir iş çıkardın.
- You've been right so far.
- Şimdiye kadar haklıydın.
- Tom is doing fine so far.
- Tom şimdiye kadar iyi gidiyor.
- How many times have you done that so far?
- Bunu şimdiye kadar kaç kez yaptın?
- So far, so good.
- Şimdiye kadar iyi.
- The plan has been successful so far.
- Plan şimdiye kadar başarılı.
- I think we've done a pretty good job so far.
- Bence şimdiye kadar oldukça iyi bir iş çıkardık.
- That's the best paper I've read so far.
- Bu şimdiye kadar okuduğum en iyi makale.
- So far I've written five songs.
- Şimdiye kadar beş şarkı yazdım.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, seninki şimdiye kadarki en iyi tepki - büyük ödülü kazandın.
- So far, he has been extremely happy.
- Şimdiye kadar son derece mutlu oldu.
- You've done good work so far.
- Şimdiye kadar iyi iş çıkardın.
- I have been to more than ten foreign countries so far.
- Şimdiye kadar ondan fazla yabancı ülkeye gittim.
- So far my German is terrible, but I'll try to learn German well.
- Şimdiye kadar Almancam berbattı, ama Almancayı iyi öğrenmeye çalışacağım.
- Who knows so far?
- Şimdiye kadar kim biliyor?
- Tom has eaten three hot dogs so far.
- Tom şimdiye kadar üç sosisli yedi.
- We've never had any trouble with it so far.
- Şimdiye kadar hiç sorun yaşamadık.
- I've been here three months, and so far I've enjoyed it.
- Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım.
- How much oil has spilled so far?
- Şimdiye kadar ne kadar petrol sızdı?
- So far, we've done nothing stupid.
- Şimdiye kadar aptalca bir şey yapmadık.
- I haven't felt any pain so far.
- Şimdiye kadar hiç ağrı hissetmedim.
- It's been good so far.
- Şimdiye kadar iyiydi.
- It is all right so far.
- Şimdiye kadar her şey yolunda.
- So far I have been getting along well with my friends.
- Şimdiye kadar arkadaşlarımla iyi anlaştım.
- This is the best book I've read so far.
- Bu şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
- I'll show you what I've got so far.
- Sana şimdiye kadar neler yaptığımı göstereyim.
- That's the best paper I've read so far.
- O şimdiye kadar okuduğum en iyi rapor.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- We haven't had any problems so far.
- Şimdiye kadar herhangi bir sorunumuz olmadı.
- What have you learned so far?
- Şimdiye kadar ne öğrendin?
- You've said very little so far.
- Şimdiye kadar çok az şey söyledin.
- How many chairs have you broken so far?
- Şimdiye kadar kaç sandalye kırdınız?
- He has so far been silent about his intention.
- Niyeti hakkında şimdiye kadar sessiz kaldı.
- What have you learned about Tom so far?
- Şimdiye kadar Tom'la ilgili ne öğrendin?
- How many pictures have you taken so far today?
- Bugün şimdiye kadar kaç tane fotoğraf çektin?
- How long have you spent doing that so far?
- Şimdiye kadar bunu yapmak için ne kadar zaman harcadın?
- You've said nothing so far.
- Şimdiye kadar hiçbir şey söylemedin.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
- Kaoru, seninki şimdiye kadarki en iyi tepki; büyük ödülü kazandın.
- I've passed every test so far.
- Şimdiye kadar her testi geçtim.
- This is the best thing I've heard so far.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en iyi şey.
- What have you accomplished so far this week?
- Bu hafta şimdiye kadar ne başardın?
- How do you like Texas so far?
- Şimdiye kadar Teksas'ı nasıl buldun?
- I've visited more than ten cities outside the country so far.
- Şimdiye kadar ülke dışında ondan fazla şehri ziyaret ettim.
- It's been great so far.
- O şimdiye kadar harikaydı.
- What have you found out so far?
- Şimdiye kadar ne buldun?
- What've you been doing so far?
- Şimdiye kadar ne yapıyordun?
- How many hours has Tom been helping you so far?
- Tom şimdiye kadar sana kaç saat yardım etti?
- I asked many people for help, but so far I haven't had any luck.
- Çok kişiden yardım istedim ama şimdiye kadar hiç şansım olmadı.
- We haven't had any problems so far.
- Şimdiye kadar hiç sorun yaşamadık.
- How's your day so far?
- Şimdiye kadar günün nasıl geçiyor?
- Tom has built three houses so far.
- Tom şimdiye kadar üç ev inşa etti.
- How much money have you stolen so far?
- Şimdiye kadar ne kadar para çaldın?
- There have been no problems so far.
- Şimdiye kadar hiçbir sorun çıkmadı.
- So far everything has been successful.
- Şimdiye kadar her şey başarılı.
- How many times have you done that so far?
- Onu şimdiye kadar kaç kez yaptın?
- Show me what you've done so far.
- Bana şimdiye kadar ne yaptığını göster.
- That's all I've been able to find out so far.
- Şimdiye kadar öğrenebildiğim tek şey bu.
- Most of what Dan is saying is true so far.
- Şimdiye kadar Dan'ın söylediğinin çoğu doğru.
- Well, you haven't done much so far.
- Şimdiye kadar pek bir şey yapmadın.
- We haven't had any complaints so far.
- Şimdiye kadar hiç şikayet almadık.
- How many people have I insulted so far?
- Şimdiye kadar kaç kişiyi aşağıladım?
- This is the best thing I've heard so far.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en iyi şeydir.
- I wonder how much time we've wasted so far.
- Şimdiye kadar ne kadar zaman harcadık merak ediyorum.
- It looks great so far.
- Şimdiye kadar harika görünüyor.
- So far he has done very well at school.
- Şimdiye kadar okulda çok başarılı oldu.
- What have you got so far?
- Şimdiye kadar ne yaptın?
- How many hours has Tom been helping you so far?
- Tom şimdiye kadar kaç saattir sana yardım ediyor?
- How many pictures have you taken so far today?
- Bugün şimdiye kadar kaç fotoğraf çektin?
- This is the best news we've heard so far.
- Bu şimdiye kadar duyduğumuz en iyi haber.
- So far nothing planned, but who knows.
- Şimdiye kadar hiçbir şey planlanmadı ama, kimbilir.
- You've done very well so far.
- Şimdiye kadar çok iyi iş çıkardın.
- I have nothing to report so far.
- Şimdiye kadar bildirecek bir şeyim yok.
- I like what I've seen so far.
- Şimdiye kadar gördüklerim hoşuma gitti.
- This is the best book I've read so far.
- Bu, şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
- How many pounds has Tom lost so far?
- Tom şimdiye kadar kaç kilo verdi?
- I've had a great life so far.
- Şimdiye kadar harika bir hayatım oldu.
- He has only read 10 pages so far, I've already read 60.
- O şimdiye kadar sadece 10 sayfa okudu, ben 60 sayfa okudum.
- So far nothing has happened.
- Şimdiye kadar hiçbir şey olmadı.
- I'm not impressed with anything I've seen so far.
- Şimdiye kadar gördüğüm hiçbir şeyden etkilenmedim.
- Everything he said so far should be treated as evidence.
- Onun şimdiye kadar söylediği her şey kanıt olarak düşünülmeli.
- I haven't liked anything I've seen so far.
- Şimdiye kadar gördüğüm hiçbir şeyi beğenmedim.
- So far, Tom hasn't done anything.
- Şimdiye kadar, Tom hiçbir şey yapmadı.
- So far everything has been going well.
- Şimdiye kadar her şey yolunda gidiyor.
- It's been fun so far.
- Şimdiye kadar eğlenceliydi.
- What has been the best movie so far this year?
- Bu yıl şimdiye kadarki en iyi film hangisiydi?
- It is all right so far.
- Şimdiye kadar her şey iyi.
- I've read about a hundred books so far.
- Ben şimdiye kadar yaklaşık yüz tane kitap okudum.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şimdiye kadar sınıfın en hızlı koşucusu oldu.
- I haven't done anything so far.
- Şimdiye kadar hiç bir şey yapmadım.
- That's the only complaint I've received so far.
- O şimdiye kadar aldığım tek şikayet.
- So far, I'm not impressed.
- Şimdiye kadar etkilenmedim.
- Sami's appeals have so far been unsuccessful.
- Sami'nin temyiz başvuruları şimdiye kadar başarısız oldu.
- What've you been doing so far?
- Şimdiye kadar ne yaptın?
- How many books have you read so far this summer?
- Bu yaz şimdiye kadar kaç kitap okudun?
- So far everything has been going well.
- Şimdiye kadar her şey yolunda gitti.
- So far, so good.
- Şimdiye kadar iyi gitti.
- I haven't been able to find a job so far.
- Şimdiye kadar bir iş bulamadım.
- I haven't had any complaints so far.
- Şimdiye kadar herhangi bir şikayetim olmadı.
- So far, we've lost three games.
- Şimdiye kadar üç maç kaybettik.
- I think I've been pretty lucky so far.
- Sanırım şimdiye kadar oldukça şanslıydım.
- What have you accomplished so far this week?
- Bu hafta şimdiye kadar ne yaptın?
- I haven't done anything so far.
- Şimdiye kadar hiçbir şey yapmadım.
- How many books do you think you have read so far?
- Şimdiye kadar kaç kitap okuduğunu düşünüyorsun?
- There have been no problems so far.
- Şimdiye kadar sorun olmadı.
- I haven't had any complaints so far.
- Şimdiye kadar hiç şikayet almadım.
- I've sold thirty tickets so far.
- Şimdiye kadar 30 bilet sattım.
- I have visited more than nine countries so far.
- Şimdiye kadar dokuzdan fazla ülkeyi ziyaret ettim.
- How much money have you made so far?
- Şimdiye kadar ne kadar para kazandın?
- Tom hasn't been very helpful so far.
- Şimdiye kadar Tom pek yardımcı olmadı.
- How many cars have you owned so far?
- Şimdiye kadar kaç arabanız oldu?
- I wonder how much time we've wasted so far.
- Şimdiye kadar ne kadar zaman israf ettiğimizi merak ediyorum.
- What do you think so far?
- Şimdiye kadar ne düşünüyorsun?
- Show me what you've done so far.
- Şimdiye kadar yaptıklarını göster bana.
- You've been lucky so far.
- Şimdiye kadar şanslıydın.
- I've passed every test so far.
- Şimdiye kadar bütün testleri geçtim.
- How many hours has Tom spent helping you so far?
- Tom şimdiye kadar sana yardım ederek kaç saat harcadı?
Show More (255)
|
|
- There has been no 'agreement' and no 'decision' so far.
- Şu ana kadar ne bir "anlaşma" ne de bir "karar" söz konusudur.
- However, this proposal has so far found very little support among the WTO members.
- Ancak bu öneri şu ana kadar DTÖ üyeleri arasında çok az destek buldu.
- Thank you very much and, again, congratulations on the progress you have made so far.
- Çok teşekkür ederim ve şu ana kadar kaydettiğiniz ilerleme için tekrar tebriklerimi sunarım.
- So far, they have not been prepared to further narrow these down.
- Şu ana kadar bunları daha da daraltmaya hazır değiller.
- This measure has only been partially implemented so far.
- Bu önlem şu ana kadar sadece kısmen uygulandı.
- So far, the proposals relating to democracy are not sufficiently concrete.
- Şu ana kadar demokrasiye ilişkin öneriler yeterince somut değildir.
- So far, however, the European Union has failed, for there is no climate tax.
- Ancak şu ana kadar Avrupa Birliği başarısız oldu, çünkü iklim vergisi yok.
- So far, in my opinion, there is no proof that this is a systematic state practice.
- Bana göre şu ana kadar bunun sistematik bir devlet uygulaması olduğuna dair bir kanıt yok.
- It would be an understatement to say that I am disappointed with the slow progress on this proposal so far.
- Bu teklifin şu ana kadar yavaş ilerlemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığımı söylemek hafif kalır.
- So far, the speakers have not used up their speaking time.
- Şu ana kadar konuşmacılar konuşma sürelerini kullanmadılar.
- Thirdly, we broadly agree on the general guidelines provided they do not deviate from our comments so far.
- Üçüncü olarak şu ana kadarki yorumlarımızdan sapmamaları kaydıyla genel ilkeler konusunda genel olarak hemfikiriz.
- That is guaranteed in the Act of Accession which, so far, the European Commission cannot modify.
- Bu husus, şu ana kadar Avrupa Komisyonu'nun değiştiremediği Katılım Senedi'nde güvence altına alınmıştır.
- We have achieved nothing so far, and we have been unable to reach agreement within the European Union.
- Şu ana kadar hiçbir şey elde edemedik ve Avrupa Birliği içerisinde bir anlaşmaya varamadık.
- The rich countries have so far been very dismissive, however.
- Ancak zengin ülkeler şu ana kadar çok umursamaz davrandılar.
- Inflation has so far declined less steeply and less rapidly than we expected at the turn of the year.
- Enflasyon şu ana kadar yılın başında beklediğimizden daha az dik ve daha az hızlı bir düşüş gösterdi.
- However, I have to report that this proposal has so far not made much further progress within the Council.
- Ancak, bu teklifin Konsey içerisinde şu ana kadar fazla bir ilerleme kaydetmediğini bildirmek zorundayım.
- We have not done this so far, and this is something you ought to be instrumental in changing.
- Şu ana kadar bunu yapmadık ve bu sizin değiştirilmesinde etkili olmanız gereken bir şey.
- Inflation has so far declined less steeply and less rapidly than we expected at the turn of the year.
- Enflasyon şu ana kadar, yılın başında beklediğimizden daha az dik ve daha az hızlı bir şekilde düşmüştür.
- So far only 10 countries have an approved proposal for the fast track initiative, including 7 ACP countries.
- Şu ana kadar 7 ACP ülkesi de dahil olmak üzere sadece 10 ülke hızlı yol girişimi için onaylanmış bir teklife sahiptir.
- Seventy-five people died in 2000, 139 in 2001 and so far this year 250.
- 2000'de yetmiş beş, 2001'de 139 ve bu yıl da şu ana kadar 250 kişi öldü.
- The interventions I have heard so far strike me as somewhat lacking in balance.
- Şu ana kadar dinlediğim müdahaleler bana biraz denge eksikliği gibi geldi.
- In so far, I am in favour of making it possible to opt in and out.
- Şu ana kadar ben de katılma ve çıkmanın mümkün kılınmasından yanayım.
- So far we have not been involved as partners in the macro-economic dialogue.
- Şu ana kadar makro-ekonomik diyaloğa ortak olarak dahil olmadık.
- This is a very cautious evaluation, but so far I am confident that the balance of our actions is correct.
- Bu çok ihtiyatlı bir değerlendirme ancak şu ana kadar eylemlerimizin dengesinin doğru olduğundan eminim.
- However, so far we have not run into problems relating to accountability.
- Ancak şu ana kadar hesap verebilirlikle ilgili bir sorunla karşılaşmadık.
- What progress have we made so far with the implementation of the social agenda agreed in Nice?
- Nice'de kabul edilen sosyal gündemin uygulanmasında şu ana kadar ne gibi ilerlemeler kaydettik?
- Could the Council assess any results attained by the talks so far?
- Konsey şu ana kadar görüşmelerden elde edilen sonuçları değerlendirebilir mi?
- The protocol that makes money laundering a crime has so far been ratified by only seven Member States.
- Kara para aklamayı suç haline getiren protokol şu ana kadar sadece yedi Üye Devlet tarafından onaylandı.
- So far my speech has focussed on the concrete results achieved over recent months.
- Şu ana kadar yaptığım konuşmada son aylarda elde edilen somut sonuçlara odaklandım.
- Four hundred cases have so far been examined, all will be examined.
- Şu ana kadar 400 vaka incelenmiştir, hepsi de incelenecektir.
- Even scientists have so far avoided committing themselves to this point.
- Bilim adamları bile şu ana kadar bu noktaya kendilerini adamaktan kaçındılar.
- Our discussions so far have yielded this result.
- Şu ana kadarki tartışmalarımız bu sonucu verdi.
- So far, the speakers have not used up their speaking time.
- Şu ana kadar konuşmacılar konuşma sürelerini doldurmadılar.
- So far, these efforts have been fruitless.
- Şu ana kadar bu çabalar sonuçsuz kalmıştır.
- What then are the most important points on which a majority of the committee has so far been able to agree?
- O halde, komitenin çoğunluğunun şu ana kadar üzerinde mutabık kalabildiği en önemli noktalar nelerdir?
- First of all, the Commission has so far been unwilling to visit the region.
- Öncelikle, Komisyon şu ana kadar bölgeyi ziyaret etme konusunda isteksiz davranmıştır.
- So far, we have not achieved them.
- Şu ana kadar bunu başaramadık.
- Which are the countries that have so far transposed the directives voted on in this House?
- Şu ana kadar bu Mecliste oylanan direktifleri iç hukuka aktaran ülkeler hangileridir?
- We all know that so far, the Council has dragged its feet with regard to follow-up regulations of this kind.
- Hepimiz biliyoruz ki Konsey şu ana kadar bu tür düzenlemelerin takibi konusunda ayak sürüdü.
- There has been no 'agreement' and no 'decision' so far.
- Şu ana kadar ne bir 'anlaşma' ne de bir 'karar' söz konusudur.
- The Commission has not had any contact so far with FIFA on this issue.
- Komisyon şu ana kadar FIFA ile bu konuda herhangi bir temasta bulunmamıştır.
- This issue has stagnated and so far there is no agreement between the Member States.
- Bu konu durgunlaştı ve şu ana kadar Üye Devletler arasında bir anlaşma sağlanamadı.
- So far the Member States' repressive immigration policies have not caused a decline in illegal immigration.
- Şu ana kadar Üye Devletlerin baskıcı göç politikaları yasadışı göçte bir azalmaya neden olmamıştır.
- So far this year, three funding decisions totalling EUR 18.5 million have been adopted.
- Bu yıl şu ana kadar toplam 18,5 milyon avro tutarında üç finansman kararı kabul edilmiştir.
- The voting lists for Wednesday that have been circulating here so far are wrong, or at least misleading.
- Çarşamba günü için şu ana kadar burada dolaşan oylama listeleri yanlış ya da en azından yanıltıcı.
- I am very encouraged by what I have heard so far.
- Şu ana kadar duyduklarım beni çok cesaretlendirdi.
- This has been a budget procedure which has so far run with remarkable smoothness.
- Bu, şu ana kadar kayda değer bir pürüzsüzlükle yürütülen bir bütçe prosedürü olmuştur.
- So far only Namibia has ratified the convention.
- Şu ana kadar sadece Namibya sözleşmeyi onaylamıştır.
- This is the situation so far, according to information from our representation and the Red Cross.
- Temsilciliğimizden ve Kızılhaç'tan aldığımız bilgilere göre şu ana kadarki durum budur.
- So far only two Member States have this kind of training.
- Şu ana kadar sadece iki Üye Devlet bu tür bir eğitime sahiptir.
- Four hundred cases have so far been examined, all will be examined.
- Şu ana kadar 400 vaka incelenmiştir, hepsi incelenecektir.
- If we look closely at what has happened, we will reach the conclusion that, so far, the system has not worked.
- Neler olduğuna yakından bakarsak şu ana kadar sistemin çalışmadığı sonucuna varırız.
- Mr Fischler is negotiating hard, but unfortunately, without success so far.
- Bay Fischler sıkı pazarlıklar yürütüyor, ancak ne yazık ki şu ana kadar başarılı olamadı.
- I do not believe that the response we have had so far from the Commission is at all adequate.
- Komisyondan şu ana kadar aldığımız yanıtın hiç de yeterli olduğuna inanmıyorum.
- Only 15 Foreign Nationals have so far been detained under this Act.
- Şu ana kadar sadece 15 Yabancı Uyruklu, bu Kanun kapsamında gözaltına alınmıştır.
- Therefore, so far this year, no funding has been earmarked for Chechen refugees in Georgia.
- Bu nedenle bu yıl şu ana kadar Gürcistan'daki Çeçen mülteciler için herhangi bir fon ayrılmamıştır.
- But the results so far are very encouraging.
- Ancak şu ana kadarki sonuçlar çok cesaret verici.
- Could you elaborate on exactly what you have achieved so far?
- Şu ana kadar tam olarak ne başardığınızı açıklayabilir misiniz?
- How many sensitive documents have been included in the register so far?
- Şu ana kadar kaç hassas belge kayıtlara dahil edildi?
- So far, there has been no sign from the other donors to suggest that this figure is inadequate at the present time.
- Şu ana kadar diğer donörlerden bu rakamın şu anda yetersiz olduğunu gösteren bir işaret gelmemiştir.
- The text that I am familiar with so far is a work programme which as far as I can see is simply full of platitudes.
- Şu ana kadar bildiğim metin, görebildiğim kadarıyla sadece basmakalıp sözlerle dolu bir çalışma programı.
- So far that progress has been good, if a little slow.
- Şu ana kadar biraz yavaş da olsa iyi bir ilerleme kaydedildi.
- I have managed to speak only to Mary Banotti so far, but I can assure you that we will take this matter up.
- Şu ana kadar sadece Mary Banotti ile konuşabildim, ancak sizi temin ederim ki bu konuyu ele alacağız.
- Only two projects have been approved so far, but even this was done reluctantly.
- Şu ana kadar sadece iki proje onaylandı, ancak bu bile isteksizce yapıldı.
- I need an adequate response from the Commission, and so far we have not had it.
- Komisyondan yeterli bir yanıt almam gerekiyor ve şu ana kadar bunu alamadık.
- This consequence of a multilateral order has not so far been elucidated sufficiently clearly by the Commission.
- Çok taraflı düzenin bu sonucu şu ana kadar Komisyon tarafından yeterince açık bir şekilde ortaya konmamıştır.
- But so far, the Council has rejected any serious agreement with us.
- Ancak Konsey şu ana kadar bizimle ciddi bir anlaşma yapmayı reddetti.
- However, this proposal has so far found very little support among the WTO members.
- Ancak bu öneri şu ana kadar DTÖ üyeleri arasında çok az destek bulmuştur.
- So far we have not received any reply.
- Şu ana kadar herhangi bir cevap alamadık.
- Seventy-five people died in 2000, 139 in 2001 and so far this year 250.
- 2000'de yetmiş beş, 2001'de 139 ve bu yıl şu ana kadar 250 kişi öldü.
- The reactions I have received have been positive so far.
- Şu ana kadar aldığım tepkiler olumlu oldu.
- We cannot unilaterally take the responsibility of saying that what has been done so far makes no sense.
- Şu ana kadar yapılanların hiçbir anlam ifade etmediğini söyleme sorumluluğunu tek taraflı olarak üstlenemeyiz.
- The European Central Bank has so far done some excellent work.
- Avrupa Merkez Bankası şu ana kadar mükemmel işler yapmıştır.
- The Commission has not had any contact so far with FIFA on this issue.
- Komisyon şu ana kadar FIFA ile bu konuda herhangi bir temas kurmamıştır.
- So far, commitments totalling EUR 1 800 million have been made, which is not at all bad.
- Şu ana kadar toplam 1.800 milyon avro tutarında taahhütte bulunulmuştur ki bu hiç de fena bir rakam değildir.
- But so far, I believe we have followed the right course.
- Ancak şu ana kadar doğru yolu izlediğimize inanıyorum.
- So far, however, this policy has had a very limited effect.
- Ancak şu ana kadar bu politikanın çok sınırlı bir etkisi oldu.
- However, so far we have not run into problems relating to accountability.
- Ancak şu ana kadar hesap verebilirlikle ilgili sorunlarla karşılaşmadık.
- What has been the Council's response to all this so far?
- Bütün bunlara Konseyin tepkisi şu ana kadar ne oldu?
- So far, however, it is precisely this that we have yet to see.
- Ancak şu ana kadar tam olarak bunu göremedik.
- So far, we have signed an agreement with South Korea which that country has not respected.
- Şu ana kadar Güney Kore ile bu ülkenin saygı göstermediği bir anlaşma imzaladık.
- This figure is not fixed, but it reflects the needs assessment we have made so far.
- Bu rakam sabit değildir, ancak şu ana kadar yaptığımız ihtiyaç değerlendirmesini yansıtmaktadır.
- I am grateful for the Minister's assurance that there is no pilot project so far.
- Bakan'ın şu ana kadar bir pilot proje olmadığına dair verdiği güvence için müteşekkirim.
- So far, Nigeria has not asked for any help.
- Nijerya şu ana kadar herhangi bir yardım talebinde bulunmamıştır.
- The course of events so far really does seem rather odd.
- Olayların şu ana kadarki seyri gerçekten oldukça garip görünüyor.
- However, what I have heard so far reminds me of a news item I saw recently on the television.
- Ancak şu ana kadar duyduklarım bana geçenlerde televizyonda gördüğüm bir haberi hatırlattı.
- The reactions I have received have been positive so far.
- Şu ana kadar aldığım tepkiler olumlu olmuştur.
- This year so far we have had over 20 cases of Israel denying entry to EU humanitarian teams.
- Bu yıl şu ana kadar İsrail'in AB insani yardım ekiplerinin girişine izin vermediği 20'den fazla vaka yaşadık.
- So far Europe has played no role at all here or at best a pitiful one.
- Şu ana kadar Avrupa burada hiç rol oynamadı ya da en iyi ihtimalle acınacak bir rol oynadı.
- In so far, I am in favour of making it possible to opt in and out.
- Şu ana kadar, katılma ve katılmama seçeneklerinin mümkün kılınmasından yanayım.
- The EU's response so far to these abuses is, in my view, very disappointing.
- AB'nin bu ihlallere karşı şu ana kadar verdiği tepki bana göre büyük bir hayal kırıklığıdır.
- I think that the policy so far has been unduly defensive.
- Şu ana kadarki politikanın gereğinden fazla savunmacı olduğunu düşünüyorum.
- So far, none of our punitive resolutions have achieved anything.
- Şu ana kadar cezalandırıcı kararlarımızın hiçbiri bir sonuç vermedi.
- The Melk Accord between Austria and the Czech Republic has failed to achieve the desired results so far.
- Avusturya ve Çek Cumhuriyeti arasındaki Melk Anlaşması şu ana kadar istenen sonuçlara ulaşamadı.
- We have failed to do that so far.
- Şu ana kadar bunu başaramadık.
- I agree with all the speakers so far.
- Şu ana kadar konuşan tüm konuşmacılara katılıyorum.
- That is the chartered accountant's balance sheet so far and I hope it does not get any worse.
- Yeminli mali müşavirin şu ana kadarki bilançosu bu ve umarım daha da kötüye gitmez.
- Could the Commission assess any results attained by the talks so far?
- Komisyon şu ana kadar görüşmelerden elde edilen sonuçları değerlendirebilir mi?
- Only 15 Foreign Nationals have so far been detained under this Act.
- Şu ana kadar sadece 15 Yabancı Uyruklu bu Kanun kapsamında gözaltına alınmıştır.
- The so far non-existent military capacity must therefore be developed as a matter of urgency.
- Bu nedenle şu ana kadar mevcut olmayan askeri kapasite acilen geliştirilmelidir.
- So far no desire has been expressed on this from other parties.
- Şu ana kadar diğer taraflardan bu konuda herhangi bir istek dile getirilmedi.
- We have done a calculation of the damage so far to our projects.
- Şu ana kadar projelerimize verilen zararın bir hesaplamasını yaptık.
- None has so far emerged from the discussions taking place in Geneva, because of the American position.
- Amerika'nın tutumu nedeniyle Cenevre'de yapılan tartışmalardan şu ana kadar hiçbir sonuç çıkmadı.
- Allow me to express my concern about the adequate application of measures decided so far.
- Şu ana kadar kararlaştırılan tedbirlerin yeterli düzeyde uygulanmasına ilişkin endişelerimi ifade etmeme izin verin.
- Unfortunately, the match has so far been goalless and not very exciting.
- Ne yazık ki maç şu ana kadar golsüz geçti ve pek de heyecanlı değildi.
- This is unfortunately the story of a so far unfulfilled commitment, which I will comment on later.
- Ne yazık ki bu, şu ana kadar yerine getirilmemiş bir taahhüdün öyküsüdür ve bu konuda daha sonra yorum yapacağım.
- The majority of ministers have not so far proved equal to the task before them.
- Bakanların çoğunluğu şu ana kadar önlerindeki görevin üstesinden gelemediler.
- So far, I have not been terribly encouraged by the stance adopted by the Commission.
- Şu ana kadar Komisyon tarafından benimsenen tutum beni pek de cesaretlendirmedi.
- That is what I have been able to find out so far.
- Şu ana kadar bulabildiklerim bunlar.
- Because so far, they have made a point of ignoring us.
- Çünkü şu ana kadar bizi görmezden geldiler.
- So far, I have not seen much action in winding the programme up.
- Şu ana kadar programın sona erdirilmesi konusunda fazla bir hareket görmedim.
- You were talking as if it was my group's fault that nothing has happened so far.
- Sanki şu ana kadar hiçbir şey olmamış olması benim grubumun suçuymuş gibi konuştunuz.
- However, so far, we have not run into problems relating to accountability.
- Ancak şu ana kadar hesap verebilirlikle ilgili bir sorunla karşılaşmadık.
- So far, there is just a single season comprised of six episodes.
- Şu ana kadar altı bölüm içeren sadece tek bir sezon var.
- So far, there is just a single season comprised of six episodes.
- Şu ana kadar sadece altı bölümden oluşan tek bir sezon var.
- What you have read so far is not the whole truth.
- Şu ana kadar okuduklarınız gerçeğin tamamı değil.
- So far, there is just a single season comprised of six episodes.
- Şu ana kadar altı bölümden oluşan tek bir sezon var.
- So far nothing has happened.
- Şu ana kadar hiçbir şey olmadı.
- How do you like Texas so far?
- Şu ana kadar Texas'ı nasıl buldunuz?
- We're doing fine so far.
- Şu ana kadar iyi gidiyoruz.
- Tom is doing very well so far.
- Tom şu ana kadar çok iyi iş çıkarıyor.
- How many pounds have you lost so far?
- Şu ana kadar kaç kilo verdin?
- It's happened three times so far.
- Şu ana kadar üç kez oldu.
- We have not received a letter from him so far.
- Şu ana kadar kendisinden bir mektup almadık.
- We've received thirteen complaints so far this week.
- Bu hafta şu ana kadar on üç şikayet aldık.
- So far, your action seems completely groundless.
- Şu ana kadar, eyleminiz tamamen temelsiz görünüyor.
- I'm not complaining and so far no one else has complained, although working conditions are truly terrible.
- Şikayet etmiyorum ve şu ana kadar başka kimse de şikayet etmedi, çalışma koşulları gerçekten korkunç olmasına rağmen.
- How many computers have you had so far?
- Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?
- We have not received a letter from him so far.
- Ondan şu ana kadar bir mektup almadık.
- You're doing a good job so far.
- Şu ana kadar iyi bir iş çıkardınız.
- I've written about 3,000 words so far.
- Şu ana kadar yaklaşık 3.000 kelime yazdım.
- So far, they haven't arrived.
- Şu ana kadar gelmediler.
- The plan has been successful so far.
- Plan şu ana kadar başarılı oldu.
- How are you enjoying the trip so far?
- Yolculuktan şu ana kadar keyif aldınız mı?
- Look at what we have so far.
- Şu ana kadar yaptıklarımıza bak.
- We haven't had any complaints so far.
- Şu ana kadar herhangi bir şikayetimiz olmadı.
- Everything is fine so far.
- Şu ana kadar her şey yolunda.
- Tom has built three houses so far.
- Tom şu ana kadar üç ev inşa etti.
- I think I've been pretty lucky so far.
- Sanırım şu ana kadar oldukça şanslıyım.
- What have you got so far?
- Şu ana kadar ne aldın?
- I haven't felt any pain so far.
- Ben şu ana kadar hiç ağrı hissetmedim.
- You have been doing well at school so far.
- Şu ana kadar okulda iyi gidiyorsun.
- Our task has been easy so far, but it will be difficult from now on.
- Şu ana kadar görevimiz kolaydı, ancak bundan sonra zor olacak.
- Tom hasn't done anything so far.
- Tom şu ana kadar bir şey yapmadı.
- More than 2,500 people have died trying to reach Europe so far in 2015.
- 2015 yılında şu ana kadar 2,500'den fazla insan Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken hayatını kaybetti.
- We've received just over 3,000 dollars in donations so far.
- Şu ana kadar 3,000 doların biraz üzerinde bağış aldık.
- The nineties generation in tennis has been utterly useless so far, exasperated fans say.
- Bıkkın taraftarlar, teniste doksanlar jenerasyonunun şu ana kadar hiçbir işe yaramadığını söylüyor.
- I agree with everything you've said so far.
- Şu ana kadar söylediğiniz her şeye katılıyorum.
- I have nothing to report so far.
- Şu ana kadar rapor edecek bir şeyim yok.
- So far everything has been successful.
- Şu ana kadar her şey başarılıydı.
- Tom is doing OK so far, isn't he?
- Tom şu ana kadar iyi gidiyor, değil mi?
- Tom is doing OK so far.
- Tom şu ana kadar iyi gidiyor.
- Have I missed anything so far?
- Şu ana kadar atladığım bir şey var mı?
- Most of what Dan is saying is true so far.
- Dan'in söylediklerinin çoğu şu ana kadar doğru.
- So far I have been getting along well with my friends.
- Şu ana kadar arkadaşlarımla iyi geçiniyorum.
- So far, we only have three volunteers.
- Şu ana kadar sadece üç gönüllümüz var.
- Tom is doing fine so far.
- Tom şu ana kadar iyi gidiyor.
- How much distance have we covered so far?
- Şu ana kadar ne kadar yol kat ettik?
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şu ana kadar sınıftaki en hızlı koşucu oldu.
- Everything is fine so far.
- Şu ana kadar her şey iyi.
- So far, he has been extremely happy.
- O, şu ana kadar oldukça mutlu.
- Everything's gone pretty good so far.
- Her şey şu ana kadar oldukça iyi gitti.
- Everything he said so far should be treated as evidence.
- Şu ana kadar söylediği her şey kanıt olarak kabul edilmeli.
- How many kilograms have you lost so far?
- Şu ana kadar kaç kilo verdin?
- Tom has made the same mistake three times so far.
- Tom şu ana kadar aynı hatayı üç kere yaptı.
- Have I missed anything so far?
- Şu ana kadar bir şey kaçırdım mı?
- Tom hasn't done anything so far.
- Tom şu ana kadar hiçbir şey yapmadı.
- I asked many people for help, but so far I haven't had any luck.
- Birçok kişiden yardım istedim ama şu ana kadar hiç şansım olmadı.
- Tom is doing well so far.
- Tom şu ana kadar iyi gidiyor.
- How am I doing so far?
- Şu ana kadar nasılım?
Show More (167)
|