1 |
sob |
hıçkırarak ağlamak |
v. |
|
- The girl started to sob.
- Kız hıçkırarak ağlamaya başladı.
- The girl who'd got lost sobbed as she said her name.
- Kaybolan kız adını söylerken hıçkırarak ağladı.
- Tom sobbed out loud.
- Tom yüksek sesle hıçkırarak ağladı.
- Tom started sobbing.
- Tom hıçkırarak ağlamaya başladı.
- The boy started to sob.
- Çocuk hıçkırarak ağlamaya başladı.
- I heard them sobbing.
- Hıçkırarak ağladıklarını duydum.
- I heard you sobbing.
- Hıçkırarak ağladığını duydum.
- She was sobbing.
- O hıçkırarak ağlıyordu.
- I heard him sobbing.
- Onun hıçkırarak ağladığını duydum.
- I found that there was a little girl sobbing.
- Orada hıçkırarak ağlamakta olan bir kız çocuğuna rastladım.
- I could hear her sobbing in her bedroom.
- Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.
- Tom was sobbing.
- Tom hıçkırarak ağlıyordu.
Show More (9)
|
2 |
sob |
hıçkırmak |
v. |
|
- Tom was sobbing uncontrollably.
- Tom kontrolsüzce hıçkırıyordu.
- I heard him sobbing.
- Hıçkırdığını duydum.
- Tom started sobbing.
- Tom hıçkırmaya başladı.
- Tom is sobbing.
- Tom hıçkırıyor.
- The girl started to sob.
- Kız hıçkırmaya başladı.
- Tom was sobbing uncontrollably.
- Tom kontrolsüz bir biçimde hıçkırıyordu.
- On entering the bedroom, she started sobbing.
- Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.
- Mary buried her face in her hands and sobbed uncontrollably.
- Mary yüzünü ellerine gömdü ve kontrolsüzce hıçkırdı.
- I heard Tom sobbing.
- Tom'un hıçkırdığını duydum.
- I heard you sobbing.
- Hıçkırdığını duydum.
- Tom sobbed out loud.
- Tom yüksek sesle hıçkırdı.
Show More (8)
|
3 |
sob |
hıçkıra hıçkıra ağlamak |
v. |
|
- I could hear her sobbing in her bedroom.
- Yatak odasında hıçkıra hıçkıra ağladığını duyabiliyordum.
- On entering the bedroom, she started sobbing.
- Yatak odasına girince hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
- She won't stop sobbing.
- Hıçkıra hıçkıra ağlamayı kesmiyor.
- She was sobbing.
- Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
- The girl who'd got lost sobbed as she said her name.
- Kaybolan kız adını söylerken hıçkıra hıçkıra ağladı.
- Tom came into the room, sobbing.
- Tom hıçkıra hıçkıra ağlayarak odaya geldi.
- Tom was sobbing.
- Tom hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Show More (4)
|
4 |
sob |
hıçkırık |
n. |
|
- She burst into sobs.
- O hıçkırıklara boğuldu.
- She burst into sobs.
- Hıçkırıklara boğuldu.
- Between sobs, that lost girl said her name.
- Hıçkırıklar arasında, o kayıp kız adını söyledi.
Show More (0)
|