suffer from - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
suffer from muzdarip olmak v.
  • Too many people continue to suffer from excessive noise in their bedrooms.
  • Çok sayıda insan yatak odalarındaki aşırı gürültüden muzdarip olmaya devam ediyor.
  • Do you imagine that other parts of Germany, or of Belgium do not suffer from it?
  • Almanya'nın ya da Belçika'nın diğer bölgelerinin bu durumdan muzdarip olmadığını mı düşünüyorsunuz?
  • Bautista Barandalla, a Navarrian prisoner, suffers from an incurable illness.
  • Navarralı bir mahkum olan Bautista Barandalla, tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktan muzdarip.
Show More (168)
suffer from hastası olmak v.
  • Does a peasant suffering from AIDS have the right to access medicine and treatment that he cannot afford?
  • AIDS hastası bir köylünün parasının yetmediği ilaç ve tedaviye erişim hakkı var mıdır?
  • She warned us that opening the box would cause great suffering.
  • Kutuyu açmanın büyük ızdıraplara sebep olacağı konusunda uyardı bizi.
  • She suffers from low blood pressure.
  • Düşük tansiyon hastası.
Show More (22)
suffer from sıkıntısını çekmek v.
  • It is certainly not a lack of security measures that Europe is suffering from.
  • Avrupa'nın sıkıntısını çektiği şey kesinlikle güvenlik tedbirlerinin eksikliği değildir.
  • People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
  • Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
  • My brother suffers from osteoporosis.
  • Erkek kardeşim osteoporoz sıkıntısı çekiyor.
Show More (3)