|
- The United States is considered a superpower.
- Birleşik Devletler bir süper güç olarak kabul edilir.
- The European Union is an economic superpower which is trying to carve a role for itself in the world.
- Avrupa Birliği dünyada kendisine bir rol biçmeye çalışan ekonomik bir süper güçtür.
- We have learned that it is not only the superpowers who can acquire the methods and means of mass destruction.
- Kitle imha yöntem ve araçlarını elde edebilenlerin sadece süper güçler olmadığını öğrendik.
- The solution is seen as the EU manifesting itself as a superpower in order to be able to enforce better rules.
- Çözüm, AB'nin daha iyi kurallar uygulayabilmek için kendisini bir süper güç olarak göstermesi olarak görülüyor.
- The EU is the region's superpower - economically, politically and militarily.
- AB ekonomik, siyasi ve askeri açıdan bölgenin süper gücüdür.
- It is inconceivable that a superpower would be able to unilaterally solve the problem by military means.
- Bir süper gücün bu sorunu tek taraflı olarak askeri yollarla çözmesi düşünülemez.
- No, the plans for a military superpower should be shelved.
- Hayır, askeri süper güç planları rafa kaldırılmalıdır.
- The European Union should not try to be a military superpower, but, I would say, a civil superpower.
- Avrupa Birliği askeri bir süper güç değil, sivil bir süper güç olmaya çalışmalıdır.
- My third point is that clearly partnerships are not easy, particularly when one partner is a superpower.
- Üçüncü husus ise ortaklıkların, özellikle de ortaklardan biri süper güç olduğunda, kolay olmadığıdır.
- It will not make the European Union a military superpower.
- Bu Avrupa Birliği'ni askeri bir süper güç haline getirmeyecektir.
- Under the new text, this new superpower will be able to intervene even if the crime only affects one country.
- Yeni metne göre bu yeni süper güç, suç sadece bir ülkeyi etkilese bile müdahale edebilecek.
- I think that Mary has some hidden superpowers.
- Mary'nin bazı gizli süper güçleri olduğunu düşünüyorum.
- A homeless man and a three-year-old boy argued for an hour about whether or not Batman has superpowers, which he does not.
- Evsiz bir adam ve üç yaşındaki bir çocuk Batman'in süper güçleri olup olmadığı konusunda bir saat boyunca tartıştılar.
- I think that Mary has some hidden superpowers.
- Bence Mary'nin de bazı gizli süper güçleri var.
- Tom has hidden superpowers.
- Tom'un gizli süper güçleri var.
- Squirrelman's superpower is that he can turn into a squirrel.
- Squirrelman'ın süper gücü bir sincaba dönüşebilmesi.
- This author is a prominent critic of the role of the United States as a superpower.
- Bu yazar, Amerika Birleşik Devletleri'nin süper güç olarak rolünün önde gelen bir eleştirmenidir.
- United States want to be the World unique superpower.
- Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki tek süper güç olmak istiyor.
- Russia had emerged as a second superpower.
- Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıktı.
- Tom has superpowers.
- Tom'un süper güçleri var.
- United States want to be the World unique superpower.
- Birleşik Devletler dünyanın tek süper gücü olmak istiyor.
- Mary has superpowers.
- Mary'nin süper güçleri var.
- Elbonia is a humanitarian superpower.
- Elbonya insani bir süper güç.
- The superpowers made significant progress in disarmament.
- Süper güçler, silahsızlanma konusunda önemli ilerlemeler kaydetti.
- A homeless man and a three-year-old boy argued for an hour about whether or not Batman has superpowers, which he does not.
- Evsiz bir adam ve üç yaşında bir erkek çocuğu Batman'in süper güçleri olup olmadığı hakkında bir saat tartıştı, ki o sahip değil.
Show More (22)
|
