|
- I make a point of taking a walk before supper.
- Akşam yemeğinden önce yürümeye özen gösteririm.
- He prepared supper by himself.
- Akşam yemeğini kendi hazırladı.
- The family ate supper together.
- Aile akşam yemeğini beraber yedi.
- We're having cold cuts for supper.
- Akşam yemeğinde söğüş et yiyeceğiz.
- Mary ate a light supper.
- Mary hafif bir akşam yemeği yedi.
- Sometimes my sister makes supper.
- Bazen kız kardeşim akşam yemeği yapar.
- People have supper around eight-thirty in France.
- Fransa'da insanlar akşam yemeğini sekiz buçuk gibi yerler.
- It seems that supper will be late.
- Akşam yemeği geç olacak gibi görünüyor.
- Mary went up to her room and didn't come down, even for supper.
- Mary odasına çıktı ve akşam yemeği için bile aşağı inmedi.
- After supper we went to the river and observed the night sky.
- Akşam yemeğinden sonra nehre gittik ve gece gökyüzünü izledik.
- Mother is preparing supper.
- Anne akşam yemeğini hazırlıyor.
- I've got to make supper now.
- Şimdi akşam yemeği hazırlamalıyım.
- Tom, what do you want for supper?
- Tom, akşam yemeği için ne istersin?
- As soon as you have done that, I would like you to start preparing supper.
- Bunları yaptıktan sonra akşam yemeğini hazırlamaya başlamanı istiyorum.
- He had his homework done before supper.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevini yaptırdı.
- Mother mentioned that it was about time to prepare supper.
- Annem akşam yemeği hazırlamanın zamanı olduğunu belirtti.
- Tom went to bed right after supper.
- Tom akşam yemeğinden hemen sonra yatmaya gitti.
- What do you usually have for supper?
- Genelde akşam yemeğinde ne yersiniz?
- What time is supper?
- Akşam yemeği ne zaman?
- I haven't yet finished my supper.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- Tom will help Mary do that after supper.
- Tom akşam yemekten sonra Mary'ye yardım edecek.
- I watched TV after supper.
- Akşam yemeğinden sonra televizyon seyrettim.
- What's your favorite thing to have for supper?
- Akşam yemeği için en sevdiğiniz şey nedir?
- Mary is busy preparing supper now.
- Mary şu anda akşam yemeğini hazırlamakla meşgul.
- He would often read detective stories after supper.
- Akşam yemeğinden sonra o sık sık dedektif hikayeleri okurdu.
- I've already had my supper.
- Akşam yemeğimi çoktan yedim.
- After supper, she cleared the table.
- Akşam yemeğinden sonra masayı topladı.
- Shall I fix you supper?
- Sana akşam yemeği hazırlayayım mı?
- His mother was already home from work and had supper prepared.
- Annesi çoktan işten eve dönmüş ve akşam yemeğini hazırlamıştı.
- I prefer salad for supper; I'm usually not hungry at this time of the day.
- Akşam yemeği için salata tercih ederim; günün bu saatinde genellikle aç değilimdir.
- I studied before supper.
- Akşam yemeğinden önce ders çalıştım.
- As soon as you have done that, I would like you to start preparing supper.
- Bunu yapar yapmaz akşam yemeği hazırlığına başlamanı istiyorum.
- Supper is served at nine-thirty.
- Akşam yemeği saat dokuz otuzda servis edildi.
- I haven't finished my supper yet.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- I have not yet finished my supper.
- Akşam yemeğimi henüz bitirmedim.
- He was in the habit of taking a walk after supper.
- Akşam yemeğinden sonra yürüyüş yapma alışkanlığı vardı.
- You should apologize to Dad for not coming home in time for supper.
- Akşam yemeği için eve zamanında gelmediğinden dolayı babandan özür dilemelisin.
- Come and eat your supper.
- Gel ve akşam yemeğini ye.
- Can you stay for supper?
- Akşam yemeğine kalabilir misin?
- I usually watch television before supper.
- Genellikle akşam yemeğinden önce televizyon izlerim.
- My father takes a bath before supper.
- Babam akşam yemeğinden önce bir duş alır.
- She is busy preparing supper now.
- Şu anda akşam yemeği hazırlamakla meşgul.
- Tom will help Mary do that after supper.
- Tom, akşam yemeğinden sonra Mary'ye bunu yapmasına yardım edecektir.
- Now eat your supper.
- Şimdi akşam yemeğini ye.
- After supper we went to the river and observed the night sky.
- Akşam yemeğinden sonra nehre gittik ve gece gökyüzünü gözlemledik.
- Mother is preparing supper.
- Annem akşam yemeği hazırlıyor.
- Tom prepared supper by himself.
- Tom akşam yemeğini tek başına hazırladı.
- Tom became drowsy after supper.
- Tom akşam yemeğinden sonra uykulu hale geldi.
- She became drowsy after supper.
- Akşam yemeğinden sonra onun uykusu geldi.
- Tom is preparing supper.
- Tom akşam yemeği hazırlıyor.
- I made supper.
- Ben akşam yemeği yaptım.
- How soon will supper be ready?
- Akşam yemeği ne zaman hazır olur?
- She heated up the cold soup for supper.
- Akşam yemeği için soğuk çorbayı ısıttı.
- My mother is busy preparing supper.
- Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşgul.
- Tom usually drank beer for supper.
- Tom genellikle akşam yemeğinde bira içer.
- I play the piano after supper.
- Ben akşam yemeğinden sonra piyano çalarım.
- He had his homework done before supper.
- Akşam yemeğinden önce ev ödevini yapardı.
- Tom is going to help Mary do that after supper.
- Tom, akşam yemeğinden sonra Mary'ye bunu yapmasına yardım edecek.
- What's your favorite thing to have for supper?
- Akşam yemeği için en sevdiğin şey nedir?
- He was in the habit of taking a walk after supper.
- O akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkma alışkanlığındaydı.
- What time do you eat supper?
- Akşam yemeğini kaçta yiyorsun?
- I finished doing the work before supper.
- Akşam yemeğinden önce işimi bitirdim.
- I washed the dishes after supper.
- Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.
- Her mother scolded her for being late for supper.
- Akşam yemeğine geç kaldığı için annesi onu azarladı.
- Hurry in for supper.
- Akşam yemeği için acele et.
- Won't you stay for supper?
- Akşam yemeğine kalmayacak mısın?
- He would often read detective stories after supper.
- Akşam yemeğinden sonra sık sık dedektif hikayeleri okurdu.
- Tom usually drank beer for supper.
- Tom akşam yemeği için genellikle bira içti.
- I make a point of taking a walk before supper.
- Akşam yemeğinden önce yürüyüş yapmaya özen gösteririm.
- Tom usually drinks beer for supper.
- Tom genellikle akşam yemeğinde bira içer.
- Supper is served at nine-thirty.
- Akşam yemeği dokuz buçukta servis edilir.
- I have my supper at a quarter past seven.
- Akşam yemeğimi yediyi çeyrek geçe yerim.
- Tom couldn't get to sleep because he had drunk too much coffee after supper.
- Tom dün akşam yemeğinden sonra çok fazla kahve içtiği için uyuyamadı.
- At what time do you eat supper?
- Akşam yemeğini kaçta yiyorsun?
- Tom prepared supper by himself.
- Tom tek başına akşam yemeği hazırladı.
- I watch television after supper.
- Akşam yemeğinden sonra televizyon izlerim.
- Mom, when's supper?
- Anne, akşam yemeği ne zaman?
- He went to bed after supper.
- Akşam yemeğinden sonra yatmaya gitti.
- I've already eaten supper.
- Akşam yemeğini çoktan yedim bile.
- I usually have supper between 7 and 8 p.m.
- Akşam yemeğini genellikle saat 7 ile 8 arasında yerim.
- He makes a point of studying before supper.
- Akşam yemeğinden önce ders çalışmaya özen gösterir.
- He prepared supper by himself.
- O, tek başına akşam yemeğini hazırladı.
- I missed supper.
- Akşam yemeğini kaçırdım.
- I'm going to help Tom do that after supper.
- Akşam yemeğinden sonra Tom'un bunu yapmasına yardım edeceğim.
- Where do I cook supper?
- Akşam yemeğini nerede pişireceğim?
- I made supper.
- Akşam yemeği hazırladım.
- I've got to make supper now.
- Şimdi akşam yemeği yapmam gerekiyor.
- I usually have supper between 7 and 8 p.m.
- Akşam yemeğini genellikle akşam 7 ve 8 arasında yerim.
- Tom usually drinks beer for supper.
- Tom akşam yemeği için genellikle bira içer.
- I'll make it back in time for supper.
- Akşam yemeği için zamanında döneceğim.
- Tom set the table for supper.
- Tom akşam yemeği için masayı hazırladı.
- How soon will supper be ready?
- Akşam yemeği ne kadar yakında hazır olacak?
- Tom studies French for an hour every day before supper.
- Tom her gün akşam yemeğinden önce bir saat Fransızca çalışıyor.
- Mother mentioned that it was about time to prepare supper.
- Annem akşam yemeği hazırlama vaktinin geldiğini söyledi.
- I want to eat curry rice for supper tonight.
- Bu akşam yemekte körili pilav yemek istiyorum.
- What did you have for supper last night?
- Dün gece akşam yemeği için ne yedin?
- What do you usually have for supper?
- Akşam yemeğinde genelde ne yersin?
- He retired to his own room after supper.
- Akşam yemeğinden sonra kendi odasına çekilirdi.
- Stay for supper.
- Akşam yemeğine kal.
- Mom is fixing supper now.
- Annem şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.
- He makes a point of studying before supper.
- O akşam yemeğinden önce çalışmayı ilke edinir.
- Tom cooked supper for Mary.
- Tom, Mary için akşam yemeği pişirdi.
- Tom ate an early supper.
- Tom erken bir akşam yemeği yedi.
- Tom became drowsy after supper.
- Tom akşam yemeğinden sonra uyuşuklaştı.
- What do you usually have for supper?
- Akşam yemeğinde genellikle ne yiyorsun?
- Who's coming for supper?
- Akşam yemeğine kim geliyor?
- Try not to be late for supper.
- Akşam yemeği için geç kalmamaya çalış.
- Tom, what do you want for supper?
- Tom, akşam yemeği için ne istiyorsun?
- She is busy preparing supper now.
- O şimdi akşam yemeği hazırlamakla meşgul.
- He retired to his own room after supper.
- Akşam yemeğinden sonra odasına çekildi.
- My father takes a bath before supper.
- Babam akşam yemeğinden önce banyo yapar.
- Let's continue the game after supper.
- Akşam yemeğinden sonra oyuna devam edelim.
- Tom studies French for an hour every day before supper.
- Tom, akşam yemeğinden önce her gün bir saat Fransızca çalışmaktadır.
- We were seated at the supper table.
- Akşam yemeği masasına oturduk.
- He went to bed after supper.
- Akşam yemeğinden sonra gidip yattı.
- Stay for supper.
- Akşam yemeği için kalın.
- What are we having for supper?
- Akşam yemeğinde ne yiyeceğiz?
- Supper is a simple meal.
- Akşam yemeği basit bir yemektir.
- What time is supper?
- Akşam yemeği saat kaçta?
- She became drowsy after supper.
- Akşam yemeğinden sonra uykusu geldi.
- They ate supper.
- Onlar akşam yemeğini yedi.
- I watch television after supper.
- Akşam yemeğinden sonra televizyon izliyorum.
- He amused himself by reading a detective story after supper.
- Akşam yemeğinden sonra bir dedektif hikayesi okuyarak kendini eğlendirdi.
- Tom went to bed after supper.
- Tom akşam yemeğinden sonra yattı.
- After supper I usually watch TV.
- Akşam yemeğinden sonra genellikle televizyon izlerim.
- I play the piano after supper.
- Akşam yemeğinden sonra piyano çalıyorum.
- At what time do you eat lunch and supper?
- Öğle ve akşam yemeklerini saat kaçta yiyorsunuz?
- After supper, I washed the dishes.
- Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkadım.
- Why don't you come over for supper?
- Neden akşam yemeğine gelmiyorsun?
- Tom is preparing supper.
- Tom akşam yemeğini hazırlıyor.
- What's for supper?
- Akşam yemeğinde ne var?
- My mother is preparing supper.
- Annem akşam yemeğini hazırlıyor.
- He makes a point of studying before supper.
- O akşam yemeğinden önce çalışamaya özen gösterir.
- Supper's getting cold.
- Akşam yemeği soğuyor.
- Tom makes supper for me every evening.
- Tom her akşam benim için akşam yemeği yapar.
- What do you want to do about supper?
- Akşam yemeği için ne yapmak istiyorsun?
- We could eat supper before it, couldn't we?
- Akşam yemeğini ondan önce yiyebiliriz, değil mi?
- Sometimes my sister makes supper.
- Bazen kız kardeşim akşam yemeğini yapar.
- We're having cold cuts for supper.
- Akşam yemeği için söğüş et yiyoruz.
- Mary is busy preparing supper now.
- Mary şimdi akşam yemeği hazırlamakla meşgul.
- Tom is going to help Mary do that after supper.
- Tom akşam yemeğinden sonra Mary'ye yardım edecek.
- The family ate supper together.
- Aile akşam yemeğini birlikte yedi.
- I have my supper at a quarter past seven.
- Akşam yemeğini yedi çeyrekte yiyorum.
- At what time do you eat lunch and supper?
- Öğle ve akşam yemeklerini saat kaçta yersin?
- Tom couldn't get to sleep because he had drunk too much coffee after supper.
- Tom uyuyamadı çünkü akşam yemeğinden sonra çok fazla kahve içmişti.
- Tom ate a light supper.
- Tom hafif bir akşam yemeği yedi.
- Why don't you come over for supper?
- Neden akşam yemeği için gelmiyorsun?
- He makes a point of studying before supper.
- O akşam yemeğinden önce çalışmayı ihmal etmez.
Show More (145)
|
