1 |
tilt |
eğmek (bir şeyi bir yöne) |
v. |
|
- Don't tilt your chair back.
- Koltuğunu geriye eğme.
- Don't tilt your chair.
- Sandalyeni eğme.
- Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana eğdi.
- Tom tilted his head.
- Tom başını eğdi.
- Don't tilt your chair.
- Koltuğunu eğme.
Show More (2)
|
2 |
tilt |
eğik |
adj. |
|
- The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees.
- Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğiktir.
- She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
- The Earth rotates on an imaginary axis which is tilted at a 23.5 degree angle.
- Dünya, 23,5 derecelik bir açıyla eğik olan hayali bir eksen üzerinde döner.
- She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- Sessizce durdu, başı hafifçe yana eğikti.
Show More (1)
|
3 |
tilt |
eğilmek |
v. |
|
- Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks.
- Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın.
Show More (-2)
|
4 |
tilt |
yana yatırmak |
v. |
|
- Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
Show More (-2)
|
5 |
tilt |
yatırmak (bir şeyi bir yöne) |
v. |
|
- Don't tilt your chair back.
- Sandalyeni arkaya yatırma.
Show More (-2)
|