1 |
trample |
çiğnemek (ayak altında) |
v. |
|
- My group fears that the politicians will be trampled underfoot by the military.
- Grubum, siyasetçilerin ordu tarafından ayaklar altına alınacağından korkuyor.
- How do we respond to people who by their words trample our free and democratic system of government underfoot?
- Sözleriyle özgür ve demokratik hükümet sistemimizi ayaklar altına alan insanlara nasıl karşılık vereceğiz?
- Currently freedom of expression is being trampled by the Cambodian authorities.
- Şu anda ifade özgürlüğü Kamboçyalı yetkililer tarafından ayaklar altına alınmaktadır.
- Vietnam is a Communist country in which religious freedom continues to be trampled underfoot.
- Vietnam, din özgürlüğünün ayaklar altına alınmaya devam ettiği Komünist bir ülkedir.
Show More (1)
|
2 |
trample |
çiğnemek |
v. |
|
- Trampling over human rights today paves the way for conflict tomorrow.
- Bugün insan haklarının çiğnenmesi yarın çatışmaya zemin hazırlar.
- Lorries have been opened, to reveal dead animals inside, with other animals trampling upon them.
- Kamyonlar açıldığında içlerinde ölü hayvanların olduğu ve diğer hayvanların onları çiğnediği görülmüştür.
- But a cultural tradition cannot be used as an alibi for trampling all over human rights.
- Ancak kültürel bir gelenek, insan haklarını çiğnemek için bir mazeret olarak kullanılamaz.
- The children trampled on the grass and the guard scolded them.
- Çocuklar çimleri çiğnediler ve bekçi onları azarladı.
Show More (1)
|
3 |
trample |
ezilmek |
v. |
|
- Tom was trampled by a wild hippopotamus.
- Tom vahşi bir hipopotam tarafından ezildi.
- They were trampled by the crowd.
- Kalabalık tarafından ezildiler.
- Tom was trampled by a wild hippopotamus.
- Tom vahşi bir su aygırı tarafından ezildi.
Show More (0)
|
4 |
trample |
basmak |
v. |
|
- Don't trample on the grass.
- Çimlere basmayın.
Show More (-2)
|