treason - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
treason vatana ihanet n.
  • It was unbelieved that such a man was accused of committing treason.
  • Böyle bir adamın vatana ihanet etmekle suçlanması inanılır gibi değildi.
  • Under Islamic law, she is guilty of treason.
  • İslam hukukuna göre vatana ihanetten suçludur.
  • The dictator accused Tom of treason for not applauding him.
  • Diktatör, onu alkışlamadığı için Tom'u vatana ihanetle suçladı.
Show More (6)
treason ihanet n.
  • That sounds like treason to me.
  • Bu bana ihanet gibi geliyor.
  • Some even accused him of treason.
  • Hatta bazıları onu ihanetle suçladı.
  • That would be treason.
  • Bu ihanet olur.
Show More (6)
treason vatan hainliği n.
  • Jackson was sentenced to 15 years for treason.
  • Jackson vatan hainliğinden 15 yıl yedi.
  • The dictator accused Tom of treason for not applauding him.
  • Diktatör, kendisini alkışlamadığı için Tom'u vatan hainliğiyle suçladı.
  • Tom was accused of treason.
  • Tom vatan hainliğiyle suçlandı.
Show More (0)
treason hainlik n.
  • Tom was accused of treason.
  • Tom hainlikle suçlanıyordu.
  • Truth is treason in the empire of lies.
  • Hakikat, yalanlar imparatorluğunda hainliktir.
  • Aiding and abetting the enemy is considered treason.
  • Düşmana yardım ve yataklık etmek, hainlik olarak kabul edilir.
Show More (0)