|
- Let us go to meet the inhabitants of our fifteen countries and try to understand them.
- On beş ülkemizin sakinleriyle tanışmaya gidelim ve onları anlamaya çalışalım.
- It must try to understand because to refuse to do so will contribute to the likelihood that much worse lies ahead.
- Anlamaya çalışmalı çünkü bunu yapmayı reddetmek ileride çok daha kötülerinin yaşanması ihtimaline katkıda bulunacaktır.
- I tried to understand what had happened.
- Ne olduğunu anlamaya çalıştım.
- If you don't want to bring that matter up, I'll try to understand you.
- Eğer bu konuyu açmak istemiyorsan, seni anlamaya çalışacağım.
- I've been trying to understand how that's possible.
- Onun nasıl mümkün olduğunu anlamaya çalışıyorum.
- I'm trying to understand it.
- Anlamaya çalışıyorum.
- You must try to understand how Tom feels.
- Tom'un nasıl hissettiğini anlamaya çalışmalısın.
- I'm trying to understand.
- Anlamaya çalışıyorum.
- We should try to understand one another.
- Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.
- If you don't want to bring that matter up, I'll try to understand you.
- O konudan bahsetmek istemiyorsan seni anlamaya çalışırım.
- Try to understand me.
- Beni anlamaya çalış.
- You must try to understand me.
- Beni anlamaya çalışmalısınız.
- Don't try to understand this.
- Bunu anlamaya çalışmayın.
- I am trying to understand the politics of my country.
- Ülkemin politikasını anlamaya çalışıyorum.
- Tom is trying to understand.
- Tom anlamaya çalışıyor.
- Try to understand this.
- Bunu anlamaya çalış.
- Tom tried to understand.
- Tom anlamaya çalıştı.
- We should try to understand one another.
- Birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.
- You must try to understand me.
- Beni anlamaya çalışmalısın.
- Don't try to understand this.
- Bunu anlamaya çalışma.
- Engineers try to take advantage of nature rather than try to understand it.
- Mühendisler doğayı anlamaya çalışmak yerine ondan faydalanmaya çalışırlar.
- Try to understand why Tom did what he did.
- Tom'un yaptığı şeyi neden yaptığını anlamaya çalışın.
- You need to try to understand how Tom feels.
- Tom'un nasıl hissettiğini anlamaya çalışman gerekir.
- We're trying to understand.
- Anlamaya çalışıyoruz.
- Try to understand.
- Anlamaya çalış.
- I've been trying to understand how that's possible.
- Bunun nasıl mümkün olduğunu anlamaya çalışıyordum.
- I tried to understand what had happened.
- Ben ne olduğunu anlamaya çalıştım.
- I'm trying to understand you.
- Seni anlamaya çalışıyorum.
- I tried to understand.
- Anlamaya çalıştım.
- Please try to understand.
- Lütfen anlamaya çalış.
- I'm trying to understand why you don't want to live with us.
- Neden bizimle yaşamak istemediğini anlamaya çalışıyorum.
- I'm trying to understand it.
- Onu anlamaya çalışıyorum.
- You need to try to understand how Tom feels.
- Tom'un nasıl hissettiğini anlamaya çalışmalısın.
- I'm still trying to understand what's going on.
- Hâlâ neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.
- Let's try to understand one another.
- Birbirimizi anlamaya çalışalım.
- We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
- Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşıyoruz, ama sadece birbirimizi incitip ağlıyoruz.
- I'm trying to understand why you didn't do it.
- Neden yapmadığını anlamaya çalışıyorum.
- Try to understand why Tom did what he did.
- Tom'un yaptığı şeyi neden yaptığını anlamaya çalış.
- First, I'll try to understand why he thinks so.
- Önce, neden böyle düşündüğünü anlamaya çalışacağım.
- I am trying to understand the politics of my country.
- Ülkemin siyasetini anlamaya çalışıyorum.
- First, I'll try to understand why he thinks so.
- Öncelikle, onun niçin öyle düşündüğünü anlamaya çalışacağım.
- Try to understand it in Spanish, without translating to English.
- İngilizceye çevirmeden İspanyolca anlamaya çalış.
- I'm trying to understand why you didn't do it.
- Onu niye yapmadığını anlamaya çalışıyorum.
Show More (40)
|
