unfinished - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
unfinished bitmemiş adj.
  • We consider that, if the Convention offered options at Thessaloniki, this would prove that its job is unfinished.
  • Konvansiyon'un Selanik'te seçenekler sunması halinde, bunun işinin bitmediğini kanıtlayacağını düşünüyoruz.
  • We consider that, if the Convention offered options at Thessaloniki, this would prove that its job is unfinished.
  • Konvansiyon'un Selanik'te seçenekler sunması halinde bunun işinin bitmediğini kanıtlayacağını düşünüyoruz.
  • A writer, who's an army veteran, goes back home with an unfinished novel.
  • Ordu gazisi bir yazar, bitmemiş bir romanla evine dönüyor.
Show More (22)
unfinished yarım kalmış adj.
  • But I also believe that we have unfinished business in relation to the recent controversy.
  • Ancak son tartışmalarla ilgili olarak yarım kalmış bir işimiz olduğuna da inanıyorum.
  • A writer, who's an army veteran, goes back home with an unfinished novel.
  • Eski bir asker olan yazar, elinde yarım kalmış bir romanla evine döner.
  • I think we have some unfinished business.
  • Sanırım yarım kalan bir işimiz var.
Show More (2)
unfinished tamamlanmamış adj.
  • It says that we have the political will to implement the CFSP mechanism, even if it is still unfinished.
  • Henüz tamamlanmamış olsa bile ODGP mekanizmasını uygulamak için siyasi iradeye sahip olduğumuzu söylüyor.
  • It says that we have the political will to implement the CFSP mechanism, even if it is still unfinished.
  • Rapor, henüz tamamlanmamış olsa da ODGP mekanizmasını uygulamak için siyasi iradeye sahip olduğumuzu söylüyor.
  • There is some unfinished business which speaks against granting a discharge.
  • İbraname verilmesine karşı çıkan bazı tamamlanmamış işler var.
Show More (1)