|
- It is this background that makes it urgently necessary to complete this chapter of history.
- İşte bu arka plan, tarihin bu bölümünün acilen tamamlanmasını gerekli kılmaktadır.
- The European Union must support these efforts and urgently send as much aid as possible to the area.
- Avrupa Birliği bu çabaları desteklemeli ve acilen bölgeye mümkün olduğunca fazla yardım göndermelidir.
- The reform of the Turkish social security system is an on-going process and urgently needed.
- Türk sosyal güvenlik sisteminde reform, devam eden bir süreçtir ve acilen gereklidir.
- The twenty-first century must bring the changes we so urgently need.
- Yirmi birinci yüzyıl, acilen ihtiyaç duyduğumuz değişiklikleri getirmelidir.
- Lastly, new funding must be found urgently.
- Son olarak acilen yeni fon bulunmalıdır.
- We must urgently begin to reflect on this in slightly more depth.
- Bu konu üzerinde acilen biraz daha derinlemesine düşünmeye başlamalıyız.
- We urgently need to find a way of preventing further deaths.
- Acilen daha fazla ölümün önüne geçmenin bir yolunu bulmalıyız.
- The best way of doing this is to keep in reserve those positions that the Commission urgently needs.
- Bunu yapmanın en iyi yolu, Komisyon'un acilen ihtiyaç duyduğu pozisyonları yedekte tutmaktır.
- Firstly, the relevant measures in the financial services action plan must be adopted urgently.
- İlk olarak, finansal hizmetler eylem planındaki ilgili tedbirler acilen kabul edilmelidir.
- This is where action is urgently needed!
- İşte bu noktada acilen harekete geçilmesi gerekiyor!
- We urgently need a proper legal base for the civil dialogue.
- Sivil diyalog için acilen uygun bir yasal zemine ihtiyacımız var.
- We need urgently to face up to the need to secure our borders and remove those who enter illegally.
- Sınırlarımızı güvence altına alma ve yasadışı yollardan girenleri çıkarma ihtiyacıyla acilen yüzleşmemiz gerekiyor.
- Nor do they promote the entrepreneurial creativity that we urgently need.
- Ayrıca acilen ihtiyaç duyduğumuz girişimci yaratıcılığı da teşvik etmiyorlar.
- The opposite is, however, urgently needed.
- Ancak bunun tam tersine acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
- European railways, therefore, need to open up urgently and without fear.
- Bu nedenle Avrupa demiryollarının acilen ve korkusuzca açılması gerekmektedir.
- We urgently need to find sustainable solutions to this problem.
- Bu soruna acilen sürdürülebilir çözümler bulmamız gerekiyor.
- We urgently need to review the entire policy of goods transport in Europe.
- Avrupa'daki tüm mal taşımacılığı politikasını acilen gözden geçirmemiz gerekiyor.
- We urgently need to win back the trust of our fellow-citizens by applying the present rules correctly and efficiently.
- Mevcut kuralları doğru ve etkin bir şekilde uygulayarak yurttaşlarımızın güvenini acilen geri kazanmamız gerekmektedir.
- They urgently need a debate of that kind.
- Bu tür bir tartışmaya acilen ihtiyaçları var.
- The European Union must support these efforts and urgently send as much aid as possible to the area.
- Avrupa Birliği bu çabaları desteklemeli ve bölgeye acilen mümkün olduğunca çok yardım göndermelidir.
- You are a young and beautiful woman, and, whilst you have no need of cosmetics, I need them urgently.
- Genç ve güzel bir kadınsınız ve sizin kozmetiğe ihtiyacınız olmasa da benim acilen ihtiyacım var.
- I feel that it is a sensible position and that we need it urgently.
- Bunun mantıklı bir pozisyon olduğunu ve acilen buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
- We therefore urgently need this week to call a halt to this.
- Bu nedenle bu hafta acilen buna bir dur dememiz gerekiyor.
- We urgently need new research into what causes it and how it spreads.
- Buna neyin sebep olduğu ve nasıl yayıldığı konusunda acilen yeni araştırmalara ihtiyacımız var.
- To achieve this, the Commission urgently needs to recognise and readdress three areas.
- Bunu başarmak için Komisyon'un acilen üç alanı tanıması ve yeniden ele alması gerekmektedir.
- Something must be done urgently.
- Acilen bir şeyler yapılmalı.
- We therefore urgently need to bring forward revisions of that sort.
- Dolayısıyla bu tür revizyonları acilen gündeme getirmemiz gerekiyor.
- I therefore think that you are right to say that measures need to be taken urgently.
- Bu nedenle acilen önlem alınması gerektiğini söylemekte haklı olduğunuzu düşünüyorum.
- The Commission must urgently review its approach to the aviation industry.
- Komisyon, havacılık sektörüne yönelik yaklaşımını acilen gözden geçirmelidir.
- We urgently need an end to social dumping.
- Sosyal dampinge acilen bir son verilmelidir.
- We urgently call on the Council to introduce Europe-wide lists when the electoral system is next revised.
- Konsey'i, seçim sistemi bir sonraki revizyonda Avrupa çapında listeler oluşturmaya acilen çağırıyoruz.
- That is why we urgently need this joint reform.
- İşte bu yüzden bu ortak reforma acilen ihtiyacımız var.
- A package of measures is therefore urgently required, and quickly.
- Bu nedenle acilen ve hızlı bir şekilde bir önlem paketine ihtiyaç duyulmaktadır.
- We think that is urgently necessary and we support it.
- Bunun acilen gerekli olduğunu düşünüyoruz ve bunu destekliyoruz.
- We therefore urgently need this week to call a halt to this.
- Bu nedenle, bu hafta içinde acilen buna bir son verilmesini istiyoruz.
- We therefore urgently need more precise details of this entire project.
- Bu nedenle tüm bu proje hakkında acilen daha kesin ayrıntılara ihtiyacımız var.
- We agree that revision of the Television without frontiers directive is urgently needed.
- Sınır Tanımayan Televizyon direktifinin acilen gözden geçirilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz.
- Nor do they promote the entrepreneurial creativity that we urgently need.
- Ne de acilen ihtiyaç duyduğumuz girişimci yaratıcılığı teşvik ediyorlar.
- The Commission must urgently review its approach to the aviation industry.
- Komisyon havacılık sektörüne yönelik yaklaşımını acilen gözden geçirmelidir.
- We therefore urgently need to adopt measures o combat industrial and urban pollution in the Mediterranean.
- Bu nedenle Akdeniz'deki endüstriyel ve kentsel kirlilikle mücadele için acilen tedbirler almamız gerekmektedir.
- I agree with him that we should urgently implement the Kyoto Agreement.
- Kyoto Anlaşmasını acilen uygulamamız gerektiği konusunda kendisine katılıyorum.
- We urgently require a directive if we are to reduce these risks.
- Bu riskleri azaltmak istiyorsak acilen bir yönergeye ihtiyacımız var.
- That is why we are asking you so urgently to provide help.
- Bu nedenle sizden acilen yardım sağlamanızı istiyoruz.
- The Legislative Council urgently needs this public character.
- Yasama Konseyinin acilen bu kamusal karaktere ihtiyacı vardır.
- That mechanism is required urgently.
- Bu mekanizmaya acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
- Modernisation of work organisation, in particular, is urgently required.
- Özellikle iş organizasyonunun modernizasyonu acilen gereklidir.
- At present, then, discussion is limited to the securing of the casing, which is urgently needed.
- Şu anda tartışma, acilen ihtiyaç duyulan muhafazanın emniyete alınmasıyla sınırlıdır.
- I therefore think that the European Union urgently needs to strongly intervene in this region.
- Bu nedenle Avrupa Birliği'nin acilen bu bölgeye güçlü bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum.
- We think that an assessment is urgently needed before we go any further down the road towards liberalisation.
- Serbestleşme yolunda daha fazla ilerlemeden önce acilen bir değerlendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
- This is a diplomatic issue and one that must be raised urgently.
- Bu diplomatik bir mesele ve acilen gündeme getirilmesi gereken bir konu.
- We urgently need this legislation on the quality and safety of tissues and cells across Europe.
- Avrupa genelinde doku ve hücrelerin kalite ve güvenliğine ilişkin bu mevzuata acilen ihtiyacımız var.
- We think that an assessment is urgently needed before we go any further down the road towards liberalisation.
- Serbestleşme yolunda daha fazla ilerlemeden önce acilen bir değerlendirme yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
- That is why reform of the Council is urgently necessary, as must be emphasised again and again.
- İşte bu nedenle, tekrar tekrar vurgulanması gerektiği üzere Konsey reformu acilen gereklidir.
- I think this is urgently required.
- Bunun acilen gerekli olduğunu düşünüyorum.
- This is therefore another central issue that urgently needs to be resolved.
- Dolayısıyla bu da acilen çözüme kavuşturulması gereken bir diğer temel meseledir.
- We urgently need integrated regional management of the Irish Sea fishery.
- İrlanda Denizi balıkçılığı için acilen entegre bir bölgesel yönetime ihtiyacımız var.
- Customs checks on EU imported foodstuffs, which are still in place, should be urgently removed.
- AB'den ithal edilen gıda maddeleri üzerinde hâlâ mevcut olan gümrük muayeneleri acilen kaldırılmalıdır.
- We do not have much time left to us, and action is urgently needed.
- Önümüzde fazla zaman kalmadı ve acilen harekete geçilmesi gerekiyor.
- We urgently need definite proposals for the promotion of environmentally friendly products.
- Çevre dostu ürünlerin teşvik edilmesi için acilen kesin önerilere ihtiyacımız var.
- We urgently need the specific programmes.
- Belirli programlara acilen ihtiyacımız var.
- We therefore urgently need more precise details of this entire project.
- Bu nedenle acilen tüm bu projenin daha kesin ayrıntılarına ihtiyacımız var.
- You must understand that we have to seek a compromise and that a solution is urgently required.
- Bir uzlaşma arayışında olmamız gerektiğini ve acilen bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu anlamalısınız.
- International aid must be strengthened urgently in the fight against HIV-AIDS.
- HIV-AIDS ile mücadelede uluslararası yardım acilen güçlendirilmelidir.
- The euro urgently needs to be accompanied by some sort of economic government.
- Avro'ya acilen bir tür ekonomi hükümetinin eşlik etmesi gerekmektedir.
- The EU should urgently develop new policies in this area.
- AB bu alanda acilen yeni politikalar geliştirmelidir.
- We are all aware that the international energy crisis, in particular, means that action is urgently needed.
- Hepimiz özellikle uluslararası enerji krizinin acilen harekete geçilmesi gerektiği anlamına geldiğinin farkındayız.
- These agreements must be urgently revised or circumvented.
- Bu anlaşmalar acilen gözden geçirilmeli ya da iptal edilmelidir.
- We urgently need the framework directive, not a Green Paper.
- Acilen çerçeve yönergeye ihtiyacımız var, Yeşil Kitap'a değil.
- On the basis of Regulation 201/204, we urgently need this examination that has already been talked about.
- 201/204 sayılı Yönetmelik temelinde halihazırda konuşulmuş olan bu incelemeye acilen ihtiyacımız var.
- This is indeed a very, very serious hour and a European initiative is urgently required.
- Bu gerçekten de çok ama çok ciddi bir saattir ve acilen bir Avrupa girişimine ihtiyaç vardır.
- However, work of the Employment Organisation is not effective and urgently needs to be improved.
- Ancak, İstihdam Kurumunun çalışmaları etkili değildir ve acilen iyileştirilmesi gerekmektedir.
- We urgently need to take action at Community level.
- Acilen Topluluk düzeyinde harekete geçmemiz gerekiyor.
- We urgently need to take action at Community level.
- Topluluk düzeyinde acilen harekete geçmemiz gerekiyor.
- What we should do urgently and immediately is help those who have lost their livelihood and restore the environment.
- Acilen ve derhal yapmamız gereken şey, geçim kaynaklarını kaybedenlere yardım etmek ve çevreyi eski haline getirmektir.
- Yes, the directive is needed urgently.
- Evet, yönergeye acilen ihtiyaç var.
- In particular such improvements should be made urgently as far as the maritime administration is concerned.
- Özellikle, denizcilik idaresiyle ilgili olarak, bu iyileşmelere acilen ihtiyaç vardır.
- That is something we urgently need.
- Bu acilen ihtiyacımız olan bir şey.
- A dialogue is urgently needed specifically between Muslims and Christians.
- Özellikle Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında acilen bir diyaloga ihtiyaç vardır.
- When they saw us, people of all ages came out to speak to us, to plead with us to intervene urgently.
- Bizi gördüklerinde her yaştan insan bizimle konuşmak, acilen müdahale etmemiz için yalvarmak için dışarı çıktı.
- A reform of the public health care system is urgently needed.
- Kamu sağlık hizmeti sisteminde reform acilen gereklidir.
- A European referendum is needed urgently and, if the people opt for it, another constituent process.
- Acilen bir Avrupa referandumuna ve eğer halk bunu tercih ederse bir başka kurucu sürece ihtiyaç vardır.
- I've been summoned to headquarters urgently.
- Acilen merkeze çağrıldım.
- Your prompt reply is urgently required.
- Hızlı yanıtınız acilen gereklidir.
- Your prompt reply is urgently required.
- Acilen cevap vermeniz gerekiyor.
- We have to operate urgently.
- Acilen operasyon yapmalıyız.
- I have to urgently talk with someone.
- Acilen biriyle konuşmam lazım.
- I urgently need to talk to Tom.
- Tom'la acilen konuşmam gerek.
- We have to operate urgently.
- Acilen ameliyat etmek zorundayız.
- I urgently need your help!
- Acilen yardımına ihtiyacım var!
- We have to operate urgently.
- Acilen ameliyata girmeliyiz.
- I need to speak with you urgently before you leave for your trip next Monday.
- Gelecek pazartesi yolculuğa çıkmadan önce seninle acilen konuşmam gerek.
- I urgently need a job.
- Acilen bir işe ihtiyacım var.
- I urgently need you.
- Sana acilen ihtiyacım var.
- I have to urgently talk with someone.
- Ben acilen biriyle konuşmak zorundayım.
- I need to speak with you urgently before you leave for your trip next Monday.
- Önümüzdeki Pazartesi gezin için ayrılmadan önce acilen seninle konuşmam gerekiyor.
- We urgently need to operate.
- Acilen ameliyat etmemiz gerekiyor.
- I urgently need to talk to Tom.
- Acilen Tom ile konuşmam gerek.
Show More (94)
|
